Gazete manşetleri
TGC Basın Özgürlüğü Ödülleri sahiplerini buldu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 1989 yılından bu yana verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri bugün sahiplerini buldu.
Tören Covid-19 tedbirleri kapsamında kısıtlı sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti.
Her yıl Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü olan 24 Temmuz günü verilen ödüller bu yıl 24 Temmuz’un Pazar gününe gelmesi nedeniyle iki gün önce verildi.
TURGAY OLCAYTO: GÜNÜMÜZDE ÖRTÜLÜ-ÖRTÜSÜZ SANSÜR BÜTÜN HIZIYLA DEVAM EDİYOR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“24 Temmuz yalnız gazeteciler için değil, toplumun bütünü için de çok değerli tarihtir. 24 Temmuz’a neden bu denli önem veriyoruz? Çünkü 33 yıldır Osmanlı’yı yöneten 2. Abdülhamid’in suskun toplum yaratmak amacıyla sansür kurumunu ortaya çıkarması, yazıya çiziye engel olmasının ardından 24 Temmuz 1908’de ilan edilen 2. Meşrutiyet ile ülkede ilk kez sansür ortadan kalkmıştır. Ve Abdülhamid’in sansür memurları matbaalara ve gazetelere o gün sokulmamıştır. Bu önemli bir olaydı. Nitekim iletişim tarihçisi Orhan Koloğlu’nun da vurguladığı gibi 24 Temmuz’dan sonra ülkede bir basın patlaması oldu. Çok sayıda gazete, dergi yayınlandı. Mizah dergileri birbirinin ardınca yayınlanmaya başlandı. Yurt dışından kimi kitaplar dilimize çevrildi. Türkiye uzun süredir yaşamadığı bir kültür zenginliğine kavuştu. Hatta dönemin gazetecileri 24 Temmuz’un bayram olarak kabul edilmesi yolunda önerge verdiler. 12 Mart 1971’de Türkiye bir askeri darbe yaşadı. O darbe sırasında yeniden basında sansür hortladı. Pek çok gazete kapatıldı. Dergiler toplatıldı. Muhalif yazar, çizerler hapse atıldı. Bu ağır baskıyı yönetim kurullarında değerlendiren dönemin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Bayram sözcüğünü 24 Temmuz’dan çıkardı. Günün adını Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü olarak değiştirdi. 1971’den beri TGC de 24 Temmuz’u Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü olarak anıyor. O günün anısına da bu mücadele de ön plana çıkan gazetecilere ödül veriyor. Günümüzde ne yazık ki örtülü-örtüsüz sansür bütün hızıyla devam ediyor. İktidar kendisini rahatsız edecek haberlerin yazılı ve görsel medyada görülmemesi için büyük çaba harcıyor. Yine halkın haber alma, habere ulaşma, bilgilenme hakkı ortadan kalkıyor. Sahada çalışan gazeteci arkadaşlarımız sık sık kolluk güçlerince tehdit ediliyor. Tartaklanıyor. Gözaltına alınıyor. Biz TGC olarak ülkenin neresinde olursa olsun haber için uğraş veren, gerçeğin peşinde olan bütün meslektaşlarımızı, kimlikleri ellerinden alınmış olsa, basın kartları verilmese bile gazeteci olarak kabul ediyoruz. Onlarla dayanışma içinde olmaya devam ediyoruz.”
SİBEL GÜNEŞ: İKTİDAR HAKSIZ GÖZALTI VE TUTUKLAMALARLA GERÇEKLERİ YURTTAŞLARDAN KAÇIRACAĞINI DÜŞÜNÜYOR
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Türkiye’de hala 38 gazetecinin tutuklu olduğunu, 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye’nin 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldığına dikkat çekerek, “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde gazeteciliğin gündemi bu yıl da değişmedi. Seçime giderken bu ülkenin hafızası olan gazetecilerin üçte biri işsiz. Çalışabilenler yoksulluk sınırındaki maaşlarıyla işini yapmanın koşturması içinde. Sansür ve oto sansür yaygınlaşmış durumda. İktidar kamu yararına olmayan faaliyetlerini yurttaşların öğrenmesini engellemek için gazetecileri hedef gösteriyor. İktidar ve ortakları gazetecilere yönelik sözlü ve fiziksel saldırıyı teşvik ediyor. Haksız göz altılarla ve iddianameler olmadan uzun tutukluluk süreleriyle gazetecileri baskı altında tutup gerçekleri yurttaşlardan kaçıracağını düşünüyor. Ama bu ülkenin onurlu gazetecileri mesleklerini evrensel gazetecilik değerleriyle yapmaya, gerçeği yurttaşlara ulaştırmaya devam edecek” diye konuştu.
KENAN KOCATÜRK: GAZETECİLİK MESLEK ÖRGÜTLERİ DAYANIŞMA İÇİNDELER
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı ve Uluslararası Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Kocatürk ise törende yaptığı konuşmada “Türkiye adı konmamış olsa bile bir seçime gidiyor. Bu seçimden önce 16 gazeteci arkadaşımızın Diyarbakır’da tutuklanması üzerine toplumun haber alma özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle bu ödülü verilmiştir. Gazetecilik meslek örgütleri sansüre karşı da dayanışmanın gösterilmesi gerektiğini ortaya koymuştur” dedi.
HALİL İBRAHİM ÖZCAN: BASININ BASKILAR KARŞISINDA DİK DURABİLMESİ ÜLKEDEKİ TÜM AYDINLARIN SORUNUDUR.
PEN Türkiye Merkezi 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan ise konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Basının üzerindeki bu baskılar karşısında dik durabilmesi ve ona karşı çıkabilmesi ülkedeki tüm aydınların sorunudur. Basın meslek örgütlerinin azaldığımız yerde umudumuzu çoğaltarak bir araya gelmesi gerekiyor. İktidar kendi sürekliliğini devam ettirebilmek için muhalif sesi, haberin serbestçe dolaşımını ve kendine dokunacak sözlerin karşısında müdahalesini gittikçe arttırarak sürdürüyor. Ama dayanışmaya devam edeceğiz.”
KİŞİ DALINDA ÖDÜL TUTUKLU GAZETECİLERE VERİLDİ
Basın Özgürlüğü Seçici Kurulu tarafından “Siyasette seçim söylemlerinin yaklaştığı bir dönemde yurttaşların haber alma hakkını engellemek, tek tip gazeteci, tek tip haber yaratma amacıyla tutuklanmaları nedeniyle” Basın Özgürlüğü Ödülü kişi dalında 16 gazeteci; Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Suat Doğuhan ile Zeynel Abidin Bulut’un şahsında mesleklerini yapmaları engellenen tüm gazetecilerle, tutuklu gazetecilere verildi.
FARUK BALIKÇI: GAZETECİLER HİÇBİR ZAMAN BU KADAR YOĞUN BASKI YAŞAMADILAR
Ödülü 16 gazeteci adına TGC Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı aldı. Ödülü tutuklu gazetecilerin avukatı Resul Temur’a teslim edecek olan Faruk Balıkçı duygularını şöyle dile getirdi:
“Ben bu bölgede 12 Eylül’den bu yana gazetecilik yapmaktayım. Ne 12 Eylül döneminde ne de olağan üstü hal döneminde gazeteciler hiçbir zaman bu kadar yoğun bir baskı yaşamadılar. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin tutuklu 16 gazeteciye ödül vermesi dayanışmanın en güzel örneğidir. Temsilcisi olduğum Türkiye gazeteciler Cemiyeti’ne bu nedenle çok teşekkür ediyorum. Ödülü de tutuklu gazeteci arkadaşlarım adına almaktan onur duyuyorum. Dayanışmaya ihtiyacımız olduğu bugünlerde böyle bir ödülün verilmesi çok anlamlı.”
KURUM DALINDA ÖDÜL SANSÜR YASASINA KARŞI DİRENİŞ VE DAYANIŞMA’YA VERİLDİ
Basın Özgürlüğü Seçici Kurulu tarafından iktidarın TBMM gündemine getirdiği; sansürü ve oto sansürü daha da derinleştirecek, basınla birlikte toplumsal muhalefeti de susturmayı, korkutmayı ve hapsetmeyi hedefleyen yasa teklifinin geri çekilerek 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ertelenmesini sağlaması dolayısıyla Kurum dalındaki ödül Sansür Yasasına Karşı Direniş ve Dayanışma’ya verildi.
Ülkede sansür yasasının geri çekilmesi için mücadele eden ulusal ve yerel medyadaki tüm basın örgütleri ve gazeteciler adına verilen ödül TGC Basın Müzesi’nde sergilenecek. Tören toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Gazete manşetleri
Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol
Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.
Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.
Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.
‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’
Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.
Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.
‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.
Gazete manşetleri
Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek
Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Yoğun Bakım İnme Merkezi’nde bir hafta boyunca tedavi altında olacağım… Pıhtıların eritilmesi ve tıkanıklığın giderilmesine çalışılacak.” açıklaması yapıldı.
Ünlü televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdiğini duyurdu.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Uca, şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili dostlarımız Bursa’da bir etkinlik için menajerim sevgili @kubrakb ile çıktığımız yolda Dilovası oksijen çıkışında kendimden geçmem sonucu ağaca vurarak durabildim. Hastanede ilk yapılan tetkikte boyun şah damarımın her ikisinin de tıkalı olduğu ve onun yarattığı durum nedeniyle kazanın ortaya çıktığını öğrendim.
Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Yoğun Bakım İnme Merkezi’nde bir hafta boyunca tedavi altında olacağım… Pıhtıların eritilmesi ve tıkanıklığın giderilmesine çalışılacak. İlginiz için teşekkürler. Hızla iyileşip aranıza döneceğim.”
Gazete manşetleri
Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı
Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı.
Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Banu Parlak, İstanbul’dan Trabzon’a gitmek üzere geldiği İstanbul Havalimanı girişindeki polis kontrol noktasında gözaltına alına alınmıştı. İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü’nde işlemleri biten Parlak, havalimanında bulunan Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne sevk edildi. Burada ifadesi alınan Banu Parlak serbest bırakıldı.
Banu Parlak son olarak Dilan Polat’ın tutuklanmasına ilişkin dalga geçtiği görüntülerle gündem olmuştu.
“BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE SORUMLULARI POLATLARDIR”
Banu Parlak, geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği paylaşımların ve sonrasında televizyon kanallarına çıkarak, “Başıma bir şey gelirse sorumlusu Dilan Polat ve Engin Polat’tır” demiştir.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon2 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !