Gazete manşetleri
TGC açıkladı: Gazeteciler açlıkla boğuşuyor!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, gazetecilerin ekonomik krizden ciddi ölçüde zarar gördüğüne dikkat çekerek bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşler yer aldı:
“Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz medyada çalışan meslektaşlarımızı da ağır bir biçimde etkilemiştir. Siyasi ve ekonomik baskıyla kapatılan yüzlerce yayın organında, 12 bine yakın gazetecinin işsiz kaldığı bir ortamda çalışan gazeteciler de yoksulluk seviyesindeki maaşlarıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazetecilerin Basın İş Kanunu kapsamındaki sözleşmeyle çalıştırılmaması en önemli sorunlardan biridir. Çünkü beraberinde ciddi hak kayıplarını getirmektedir.
GAZETECİLERE ÜÇ TİP SÖZLEŞME İMZALATILMAKTADIR
Uygulamada gazeteci ile işvereni arasında 1. Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi, 2. Belirli Süreli İş Sözleşmesi, 3. Telif Sözleşmesi olmak üzere üç tip sözleşme imzalanmaktadır.
TELİF SÖZLEŞMESİ GAZETECİNİN HAKLARINI KORUMUYOR
Telif sözleşmesi adı altında çalışan bir gazeteci ilk olarak Basın İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalmaktadır. Esas önemli yanı ise sosyal güvenlik hakları kısıtlanmış ve sigortasız çalışmış olmaktadır.
MAAŞ+TELİF UYGULAMASIYLA MAAŞ BÖLÜNÜYOR
Gazetecinin haklarını kısıtlayan diğer uygulama ise gazeteciye maaş + telif adı altında yapılan maaşın bölünmesi uygulamasıdır ki, bu da gazetecinin haklarını kısıtlamakta günün sonunda SGK’dan daha az bir emeklilik maaşı almasına yol açmaktadır.
GAZETECİLER İŞ YASASI İLE ÇALIŞTIRILIYOR
Basın İş Kanunu ile çalıştırılması gereken gazeteciler sıklıkla 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında sözleşmeye zorlanmaktadır. Bu çalışma biçimi de gazetecinin haklarını kısıtlayan bir uygulama biçimidir. Gazetecinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılmasının en önemli sonucu Basın Kartı alamaması ve 5510 Sayılı Kanun’da tanınan fiili hizmet zammı hakkından mahrum kalmasıdır.
AYLIK MAAŞA FAZLA MESAİ DAHİL EDİLİYOR
Gazetecinin aylık ücreti ile ilgili olarak da uygulamada bazı problemler yaşanmaktadır. Bazı medya kuruluşlarında gazetecinin almış olduğu aylık ücretin bir kısmının fazla mesai olarak ücret bordrolarına yansıtıldığı görülmektedir.
Bu kanuna aykırı olduğu gibi, ahlaki bir problem olarak da karşımıza çıkmaktadır. Gazetecinin ileride haklarını almak için açacağı davada ciddi bir sorun yaşanmaktadır. Örneğin fazla mesai ücreti taleplerinde Yargıtay ücret bordrolarında gözüken fazla mesai ücret ödemelerinin, hak edilen fazla mesai ücretinden mahsup edilmesine karar verdiğinden gazeteci gerçek hakkını alamamaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatlarının da daha eksik hesaplanmasına sebep olmaktadır.
EN AZ MAAŞ ALANLAR, MUHABİRLER
Uygulamada en az ücret alan basın çalışanları olarak muhabir, foto muhabiri ve editörler karşımıza çıkmaktadır. Uzun yıllar basın kuruluşlarında çalışan, mesleki kıdemleri 15-20 yılı bulan gazetecilerin çok düşük ücretlerle çalıştırıldıkları da bilinen bir gerçektir. Medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin ücretlerine uzun yıllar zam yapılmamaktadır. Sonrasında yapılan zamlar ise günün ekonomik koşullarının çok altında kalmaktadır. Bu da gazetecinin düşük kıdem tazminatı ve düşük emeklilik maaşı ile çalışma yaşamlarını sonlandırmalarına neden olmaktadır.
GAZETECİ MAAŞLARI AĞIR BİR EROZYONA UĞRAMIŞTIR
Gazetecilerin Basın İş Sözleşmesi dışında imzalamaya zorlandıkları sözleşmelerin yarattığı hak kayıplarının yanı sıra aldıkları ücretler de ekonomik kriz nedeniyle erozyona uğramıştır.
Kariyer.net 2021 Ocak ayı için medya sektöründe en yüksek muhabir maaşını 8 bin 410 TL en düşüğünü ise 2 bin 820 TL, ortalama ücreti de 4 bin 110 TL olarak saptamıştır. TÜİK Tüketici Fiyatları Endeksi’ne (TÜFE) göre örneğin 2019 yılı Ocak ayında 3 bin TL ile işe başladığını varsaydığımız bir muhabirin aynı yaşam düzeyini sağlayabilmesi için 2021 yılının Kasım ayında yaklaşık 4 bin 560 TL maaş alması gerekmektedir. Bu TÜİK enflasyon hesaplamalarına göre yüzde 52 artış anlamına gelmektedir.
HESAPLAMALAR GERÇEK FİYAT ARTIŞLARINI YANSITMIYOR
Oysa TÜİK tarafından yapılan enflasyon hesaplamalarının gerçek fiyat artışlarını yansıtmadığı ortadadır. Bu nedenle Prof. Veysel Ulusoy’un başkanlığında çalışan bir grup bağımsız ekonomistin kurduğu Enflasyon Araştırmaları Grubu (ENAG) son zamanlarda kendi bulgularını açıklamaya başlamıştır. ENAG verilerine göre 2021 Kasım ayı itibarıyla yıllık tüketici fiyatları artışı yüzde 58,65 olmuştur. TÜİK aynı dönem için yüzde 21,31 oranını vermiştir.
Somut örnek vermek gerekirse 2020 Kasım’ında 3 bin TL maaş alan bir muhabirin, aynı yaşam düzeyini tutturmak için TÜİK’e göre 2021 yılı Kasım ayında yaklaşık 3 bin 640 TL ENAG hesaplamasına göre de yaklaşık 4 bin 760 TL aylık almış olması gerekmektedir.
GAZETECİLER HER GÜN BİRAZ DAHA YOKSULLAŞIYOR
Ancak TÜİK’in tüketici fiyatlarındaki artışları en aza indirerek yansıttığı endekse göre bile yeterli maaş artışı sağlanamamakta, meslektaşlarımız günün koşullarında her gün daha da yoksullaşmaktadırlar.
İşverenler bu ağır sürecin meslektaşlarımızı daha fazla ezmesine izin vermemelidir. Gazetecileri Basın İş Yasası ile çalıştırmalı, hak ettikleri ücretleri almalarını sağlamalıdır.”
GAZETECİLER EKONOMİK KRİZDEN NASIL ETKİLENDİKLERİNİ ANLATTILAR
ASGARİ ÜCRETİN 1,5 KATINI ALIYORUM
Erkek (39): Mesleğe ilk başladığımda iki yıllık deneyimime rağmen asgari ücretin dört katını kazanıyordum. 22 yıldır çalışıyorum şimdi asgari ücretin 1,5 katı alıyorum. Eskiden gazeteler arası gazeteciler transfer edilirdi ücretler artardı. Şimdi birçok yayın organı kapandığı için öyle bir şansımız da kalmadı.
KREDİ KARTIYLA AY SONUNU GETİRMEYE ÇALIŞIYORUM
Kadın (47): Bekar anneyim. 28 yıldır gazetecilik yapıyorum. Kiram 2 bin 600 TL, aylık sabit giderim 3 bin 800 TL. Kredi borçlarım var. Bunların toplamı da bin 750 TL. Üniversite öğrencisi bir çocuğum var. Emekli maaşım ve çalıştığım kurumdan aldığım maaş ile birlikte elime geçen 8 bin TL. Yüksek kur ve enflasyon nedeniyle geçinme imkanı bulamıyorum. Kredi kartıyla ay sonunu getirmeye çalışıyorum. Enflasyon yüzünden paranın bir değeri kalmıyor.
EKİPMANLARIN FİYATLARI YÜZDE YÜZE YAKIN ZAMLANDI
Erkek (31): Dört buçuk yıldır muhabir olarak çalışıyorum. Mesleğe stajyer olarak ücret almadan başladım. Ailemin yanında kaldığım için bir müddet idare edebildim. Sonra dokuz ay İş-Kur ödeneği ile çalıştıktan sonra resmi girişim yapıldı. 2019 yılında 2 bin 300 TL maaş almaya başladım. İş değiştirdim, 5 bin TL maaşım. Ancak yetiyor. Mesleğim için gerekli ekipmanların fiyatları da yüzde 100 arttı.
BU MAAŞLA NE KADAR DAYANIRIM BİLMİYORUM
Kadın (33): Yedi yıldır muhabirlik yapıyorum ve aldığım maaş 3 bin 700 TL. Ailemle yaşıyorum ve kazandığım para, kişisel ihtiyaçlarımı karşılamama bile yetmiyor. Bir de üstün performans bekleniyor. İşimi sevmesem bu parayla kesinlikle çalışmazdım. Bu maaşla daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
GELECEĞE DAİR HİÇBİR UMUDUM YOK
Erkek (32) : Dokuz yıldır gazeteci olarak çalışıyorum ve bekarım. 5 bin 500 TL alıyorum ve aldığım maaş kendime zor yetiyor. Geleceğe dair hiçbir umudum yok. 10 yıldır çalışmamın sebebi işime olan tutkum. Aksi takdirde sadece gazetecilik yaparak bir gelecek hayali kurmak, evlenip çocuk sahibi olmak imkânsıza yakın bir şey.
ALDIĞIM MAAŞ İLE SADECE GÜNÜ KURTARIYORUM
Erkek (33):14 yıldır televizyon muhabiri olarak çalışıyorum. 3 yıl önce evlendim. Şu an ki, maaşım 5 bin TL. Aldığım maaş şu anda geçimime zor yetiyor. Eşim de, muhabirlik yapıyor ve o da çalışmasaydı Türkiye şartlarında bu parayla geçinemezdik. Sadece günü kurtarıyorum.
BU MESLEĞİ SEVMESEM YILLARCA KATLANAMAZDIM
Erkek (29): Yedi yıldır gazetecilik yapıyorum. Bundan tam 3 ay öncesine baktığımda bırakın aldığım maaşla geçinmeyi, her ay kredi kartları olmasa ayakta kalamazdım. 3 bin 500 TL alıyorum. Sevmesem bu maaşla çalışmaya katlanmazdım.
ALDIĞIM MAAŞ HER GEÇEN GÜN DEĞER KAYBEDİYOR
Kadın (29) : Beş yıldır bir gazetede muhabirlik yapıyorum. Evliyim, aldığım maaş 4 bin 400 TL. Yaptığımız iş ve aldığımız maaşı karşılaştırdığımızda çok düşük ücretlere çalışıyoruz. Ekonomi kötüye gidiyor. Aldığım maaş her geçen gün değer kaybediyor. İki kişi çalışıyoruz. Çocuğumuz olsa geçinemezdik.
EŞİM ÇALIŞMASAYDI KESİNLİKLE GEÇİNEMEZDİK
Kadın (28) : Altı yıldır gazete muhabirliği yapıyorum. Bir buçuk yıl önce evlendim. Şuan ki maaşımın neti 3 bin 800 TL. Aldığım maaşın İstanbul şartlarında ve mevcut ekonomik krizde yetmesi mümkün değil. Eşim de çalışmasaydı kesinlikle geçinemezdik.
HİÇBİR BİRİKİM YAPAMIYORUM
Kadın (25): Meslekte beş yılımı bitirdim. Aldığım maaş 3 bin 850 TL. ve buna ek olarak 750 ile bin TL. arasında mesai alıyorum. Ailemle yaşıyorum. Temel ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra ay sonunda hiçbir şekilde birikim yapamıyorum. İnsanca bir yaşam için maaşımın en az 8 bin TL. olması gerekiyor.
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”