Gazete manşetleri
Gazeteci Turgay Olcayto’dan ölen eşi Nurhan Olcayto’ya ağlatan mektup

Olcayto Evrensel’de kaleme aldığı yazıda, “İnsanın derin bir acı karşısında çaresiz kaldığı zamanlar vardır. Öylesine bir çaresizliğin içerisindeyim. Acımı yazıp paylaşmalı mıyım? Yoksa kendi kişisel duygularımla zaten türlü bunalım ve güçlükler içinde uğraş veren okurlarıma yeni sıkıntılar yaşatmaktansa hiç bu konuya girmesem mi? Bir hayli düşündüm. Sonunda en büyük acıların, halklarımızın sırtına çöken yoksulluk ve yoksunlukların bile toplumla paylaşıldığında azalacağı görüşüne vardım. Geçtiğimiz hafta karımı, yoldaşımı, hayatımda hep yanımda duran beni iyiye ve güzele iten cesur kadını kaybettim. Uzun yıllardır hastanede geri dönüşü olmayan bir hastalıktan tedavi görüyordu. Araya giren pandemi o çok sevdiğim kadının eline bile dokunabilmeme engel oldu. Kimi dostlar kurtuldu diyorlar. Bense hiç değilse var olduğunu biliyordum ama şimdi yok diyorum. Yine de tek başıma kaldığımda düşüncelerim arasında kendimi sağaltacak kareler çıkıyor belleğimden. Her çiftin yaşayamayacağı güzellikte bir birlikteliğimiz oldu. Artık anılarla yaşamaya alışmalıyım.” ifadesini kullandı.
“Nurhan Olcayto yalnız benim değil pek çok insanın hayatına dokundu”
Olcayto şu düşünceleri kaydetti:
Nurhan Olcayto yalnız benim değil pek çok insanın hayatına dokundu. İnsan sevmek, insanlara iyilik yapmak sanki ona verilmiş bir görevdi. Toplumda yardımsever kuruluşların yaptığı çalışmaları o kendi kurduğu dünyasında kendi küçük bütçesiyle gerçekleştirmeye çalışırdı. TRT’de görev yaptığı yıllar boyunca müzik yayınlarında çok sesli batı müziği alanında dinleyicileri tarafından beğenilen birçok programa imza attı. Müzik onun hayatının bir parçasıydı. Bazen şöyle derdi bana gülerek ‘Biliyor musun, çok şanslıyım çünkü hem çok sevdiğim bir işi yapıyorum hem de üstüne para veriyorlar.’ Sosyalistti. Hastalığının başladığı dönemlerdeki Taksim Meydanı’nda yapılan son 1 Mayıs gösterilerine götürmem için çok ısrar etmişti. Çevik kuvvet polislerinin Taksim’e çıkan her yolda kurduğu barikatları aşarak Taksim Alanı’na vardığımızda sevinçten uçuyordu.
“Şairin dediği gibi ayrılık sonradan koydu yavaş yavaş”
Sevdiğinden, sevdiklerinden ayrılmak insana hep hüzün verir. Şimdi ben bu hüznü yaşıyorum. Ölüm haberini aldığım ilk saatlerde sersem gibiydim. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyordum. Neyse ki kızım, damadım, TGC’nin Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Cemiyet çalışanları imdadıma yetişti. Ölümünden sonra geçen üç günü hiç yaşanmamış gibi duyumsadım. Ve şairin dediği gibi ayrılık sonradan koydu yavaş yavaş. Şimdi karımdan kalan anılarla meşgulüm. Her saat, her dakika.
Evet sevgili okur hayat böyle bir şey. Kime nereden, ne zaman vuracağı hiç belli olmuyor. Bugünlük kendime ayırdığım bu yazıyı gazetem Evrensel’in ve okurlarımın hoş göreceğini umuyorum. Metin Eloğlu Nurhan Olcayto’nun en sevdiği şairlerden ve ressamlardan biriydi. Bir resim sergisinde Eloğlu’nun küçük bir çalışmasını o kadar sevmişti ki onu almakta hiç duraksamadı. Bende bu yazıyı Metin Eloğlu’nun çok sevdiğimiz bir şiiriyle bağlamak istedim. Kısacık şiire hem hayatı hem ölümü sığdırmayı becermiştir sözcük ustası Metin Eloğlu.
“Yuvarlak Hesap”
İşin ucunda çıkarımız var mı?
Bunu böyle düşüneceksin.
Hısım,
Kâr hanesi ne âlemde?
Ona bak…
İstanbul yoksa yok,
Sensizlikse sensizlik,
Acırsa acır, ne yapalım…
Ölüm ölüm bir ölüm!
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”