Gazete manşetleri
Gazeteci Cevheri Güven yayınladı; “Tayyip Abi Kumpasla 1 Milyar Doları nasıl indirdi.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni yolsuzlukları yollara döküldü. Gazeteci Cevheri Güven, Ali Yeşildağ’ın ifşalarını kendi Youtube kanalında paylaştı. Videoda Erdoğan’ın ihalelere fesat karıştırarak devleti nasıl zarara soktuğu bir kez daha ortaya çıktı. Ali Yeşildağ, Erdoğan için “Tayyip abinin en büyük özelliği paranızı çalıp size alkışlatmasıdır” dedi.
Tayyip Erdoğan’a en yakın aile olarak bilinen Yeşildağ ailesinin bir üyesi ifşalara başladı. Bir dizi video yayınlayacağını duyuran kişi Ali Yeşildağ. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cezaevinde korumalığını yapan ve yeraltı dünyasında tanınan Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Ali Yeşildağ’ın itiraflarını içeren videoların ilkini gazeteci Cevheri Güven yayınladı.
Ali Yeşildağ ilk videoda, kendisinin de dahil olduğu bir suç organizasyonuyla, Tayyip Erdoğan’ın 1 milyar dolarlık vurgununa ilişkin tüm detayları anlattı. Antalya Havalimanı işletmesinin Çelebi Holding’in elinden bir dizi suç ve hileyle alınıp işadamı İbrahim Çeçen’e verilmesine ilişkin detayları paylaşan Ali Yeşildağ, “Çelebi Holding, Antalya Havalimanı için 4 milyar dolar teklif verdi. 5 milyar dolara kadar çıkacaklardı. Verdikleri ihale dosyasından evrak çalıp, eksik evrak diye Çelebi Holding’i ihaleden eledik. İbrahim Çeçen’e 3 milyar dolara ihale verildi. Aradaki 1 milyar doları Tayyip Abi indirdi” dedi.
Erdoğan’ın sonrasında medyaya demeç verip, 3 milyar dolarlık ihaleyi büyük başarı gibi anlatıp, halktan alkış aldığını anlatan Ali Yeşildağ, “Tayyip abinin en büyük özelliği, paranızı çalıp sonra size kendisini alkışlatmasıdır” şeklinde konuştu.
“İlk dönem Tayyip abinin bütün büyük ihale işlerini Mücahit Arslan takip ederdi, bakanlar önünde ceketlerini ilikler” diyen Ali Yeşildağ, 1 milyar dolarlık vurgun sürecinin kilit kişisinin Mücahit Arslan ismiyle bilinen AKP milletvekili Ali İhsan Arslan olduğunu dile getirdi.
Ali Yeşildağ ve iki abisi Hasan ve Zeki Yeşildağ’lar uzun süredik kamuyounun gündeminde. Erdoğan’ın kasası olan Hasan Yeşildağ, Abdi İpekçi suikastinde Mehmet Ali Ağca’nın suç ortağıydı. Ağca, Kemal Kılıçdaroğlu’na tehdit sözleri içeren videonun gazeteci Cevheri Güven’in youtube kanalında yayınlanmasının ardından yaptığı açıklamada, “Benim suç ortağım medya patronu şuan, bana değil ona bakın” demişti.
İçerisinde Star Gazetesi, Akşam Gazetesi, Kanal24 ve TV360 gibi kanalların bulunduğu Es Medya, 2017 yılında Yeşildağ ailesine geçti. Yeşildağlar aynı zamanda Yapı Yapı inşaat firmasının da sahibi. Bu firma birkaç milyar dolar değer biçilen boğaza nazır Etiler Polis Okulu arazisi olmak üzere kamudan milyarlarca dolarlık arazi ve iş almasıyla biliniyor. Yapı Yapı Holding’de Yeşildağların Tayyip Erdoğan’ın emanetçisi olduğu ve holdingin yüzde 50’sinin Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia ediliyor.
Hasan Yeşildağ, Sedat Peker’in videolarında “Deyyus-u Ekber” olarak anılmış ve Peker, Yeşildağ’ın bir dizi suçunu ifşa etmişti.
TAYYİP ABİNİN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ: “PARANIZI ÇALAR SONRA DA BUNU SİZE ALKIŞLATIR”
Ali Yeşildağ’ın ilk videosunda 1 milyar dolarlık Antalya Havalimanı vurgunuyla ilgili anlattıkları özetle şöyle:
“İlk konu Antalya havalimanı ihalesi. Sene 2007. Arkadaşım Enis aradı, ofisine çağırdı. Enis, Çelebi Holing’in danışmanı. Çelebi Holding havalimanı işletmesi yapıyor. Enis dedi ki, ‘Çelebi Holding Antalya havalimanını işletiyor, havalimanı yeniden 15 yıllığına ihaleye çıkacak. Ama bizim iktidarla bağımız yok, bize danışmanlık yap, karşılığında biz sana 30 milyon dolar verelim. Şu an biz işletiyoruz ama iktidar bizi dışlıyor. Sen bu konuyu Tayyip abiye ulaştır.’ dedi. 30 milyon size büyük görünüyor ama Havalimanı ihalesi büyüklüğünde küçük bir rakam.
Ben tamam dedim bu teklife. Ertesi gün ofislerinde Çelebi Holding’in patronu Canan Çelebi, Enis, Enis’in Çelebi Holding’de üst düzey yönetici olan eşi ve ben oturduk. Aynı havalimanı ihalesi konularını konuştuk. Elimden geleni yapacağımı söyledim.
MÜCAHİD ARSLAN ÇELEBİ HOLDİNG’E KUMPASI BAŞLATIYOR
Oradan ayrıldım, konuyu araştırdım. Konuyu Mücahid Arslan takip ediyor. Mücahid Aslan, ilk dönemde Tayyip abi adına büyük ihaleleri yöneten kişi. Aynı zamanda AKP’de öyle güçlü ki, bazı bakanlar önünü ilikler onu görünce. Mücahid’i aradım. Ankara’da randevulaştık. AKP genel merkezi inşaatı sürüyor, Mücahid’le genel merkezin önündeki bir konteynerda görüştük.
Durumu açtım, ihaleyi Çelebi Holding alırsa benim 30 milyon dolar alacağımı söyledim. Mücahid ‘iyi para’ dedi. Sonra bana bu işi kiminle görüştüğümü sordu. Ben de Canan Çelebi ile görüştüğümü söyledim. Mücahid ‘bu iş yukarının işi, bu ihaleyi biz alacağız’ dedi. Yukarı denilince bu işlerde Tayyip abi anlaşılır. Mücahid bana Çelebi Holding’in içinden Antalya Havalimanı ihalesiyle ilgili bilgileri getirmemi, bunun karşılığında 30 milyon doları kendilerinin ödeyeceğini söyledi. Ben ‘ayıp olur’ dedim ama Mücahid, ‘Biz onlara ihaleyi vermeyeceğiz, zaten alamayacaklar, sen 30 milyon dolarına bak’ dedi. Ben de kabul ettim. Ama hemen küfür etmeyin, sonuna kadar dinleyin.
Bu arada Mücahid bana Çelebi Holding’in ne kadarlık teklif vereceğini öğrenmemi istedi.
Atladım geldim İstanbul’a Enis’in ofisine. O zaman Enis’in ofisi Harbiye’de Hilton’un karşısında. Ben teklifi öğrendim. 4 milyar dolar 5’e kadar çıkacaklar. Hemen Mücahid’i aradım. Ankara’da buluştuk tekrar. Mücahid’e Çelebi Holding’in 4 milyar dolar teklif vereceğini, 5 milyar dolara kadar çıkacakları bilgisini aktardım. Mücahid ‘yapma ya’ diye tepki verdi.
Mücahid, Çelebi Holding’in ihaleye gireceği yabancı ortağını öğrenmemi istedi. İhale şartnamesinde, ihaleyi alabilmek için uluslararası bir partnerle ihaleye girme şartı vardı.
Gittim Enis’le tekrar görüşmeye. Ama şöyle bir şey öğrendim. Çelebi Holding bazı yabancı partnerlerle görüşüyor ama bu görüşmeler feyk. Çelebi Holding asıl yabancı partnerini gizliyor. Çünkü bunlar gidiyorlar ‘biz hükümet adına geliyoruz, bunlar ihaleyi alamayacak, boşuna zaman ve para tüketmeyin’ diyorlar. Uluslararası şirketler de riske girmiyor vazgeçiyorlar. Ben feyk görüşme yaptıklarını öğrenince Mücahidi aradım ve söyledim. Mücahid şaşırdı ve dedi ki ‘Abi ne yap et asıl firmayı öğren, bu iş benim için çok önemli’
Neden önemli? Mücahid bu tip ihale takibi işleri yaptığı için Tayyip abi adına, eğer bir iki işte mantarlarsa, Tayyip abi onu o işten alır başkasını koyar. Adam mı yok.
Ben gittim, uğraştım ama öğrenemedim yabancı firmayı. Mücahid aradı çağırdı. Öğrenemediğimi söyledim. Mücahid ısrar etti. Ben de dedim ki, ‘ya ihale dosyalarından evrak alalım, evrak eksiltelim, onları eleyelim’ dedim. Mücahid, bunun olamayacağını, bunun bir taksi durağı ihalesi değil büyük ihale olduğunu söyledi.
Aradan zaman geçti, Mücahid beni çağırdı, ‘Çare yok senin dediğin gibi yapacağız, ben Tayyip abiyle görüştüm, onay verdi. Çelebi’nin ihale dosyasından evrak alacağız ama kıyamet kopacak medyada’ dedi. Tabi o zaman Türkiye’de hukuk işliyor, savcılar var, kolluk görevini yapıyor, muhalif basın var, her istediklerini yapamıyorlar, biraz tedirginler yani.
DEVLETİN 5 MİLYAR DOLAR ALABİLECEĞİ İHALE 3 MİLYAR DOLARA ERDOĞAN’A YAKIN İBRAHİM ÇEÇEN’E VERİLDİ
İhale yavaş yavaş yaklaştı. Çelebi’ye hallediyoruz diyerek oyalıyorum. İhale oldu. Çelebi Holding dosyada evrak eksikliğinden elendi. İmkansız bir şey. Çünkü bu tip büyük ihalelerde ülke menfaati vardır. Şayet dosyada bir eksiklik varsa ihale komisyonu, ilgili bakan, çağırır uyarır eksik tamamlanır. Üç firma giriyordu zaten TAV, Çeçen holding (IC Yatırım Holding) Almanlar’la beraber, bir de Çelebi holding. Çelebi Holding elendi geriye kaldı 2 firma.
İhale açıklandı. İbrahim Çeçen (IC Yatırım Holding) Antalya Havalimanı işletmesini 15 yıl işletmek üçere 3 milyar dolara aldı. Tayyip abi televizyonlara çıktı, şovunu yaptı. Dedi ki ‘Nerden nereye, 3 milyar dolar. Satmadık haaa 15 yıl sonra yine devletin, kiraladık’ dedi.
Aradaki 1 milyar doları Tayyip Abi indirdi. Kimsenin bundan haberi yok. Ben de 30 milyon dolar gelecek bekliyorum sevinçliyim.
Sonra Mücahid beni aradı, ‘Bu iş medyaya düştü, şöyle yapacağız. Biz savcılık tarafından dosyaya el koyduracağız, sen bunlara bir avukat gönder. Ama Ankara avukatı göndermen lazım’ dedi. Olur dedim.
Ankara Avukatlarından arkadaşım Kemal Şahin’in bürosuna gittim. Dedim ki ben seni İstanbul’a çağıracağım, Canan Çelebi ile görüşeceksin dedim.
Bu arada Çelebi alacağından o kadar emin ki, Antalya’da Club29’da kutlama partisi hazırlamışlar. Enis’e avukat Kemal Şahin’in müdahale etmesi durumunda ihaleyi durdurabileceğimizi söyledim. Düşünsenize eksik evrakla elenme olacak iş mi?
Enis beni gün içinde aradı, Kemal’i İstanbul’a çağırmamı söyledi. Enis’in evinde Kuruçeşme’de yalı dairesinde toplantı yaptık. Ben, Enis, Kemal Şahin. Kemal işi halledebileceğini söyledi.
Enis, Kemal’e kendisini yarın Canan Çelebi’ye götüreceğini, bu yanlışlığın muhakkak düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ
Ertesi gün Ak Merkez iş kulede Çelebi Holding’in binasında Kemal Şahin’le görüştüler anlaştılar. Ama daha sonra Çelebi Holding tarafı Kemal Şahin’den vazgeçti. Çünkü genç 35 yaşlarında. Çelebi Holding’in hukukçuları var, profesorlar vs. Onlarla devam ettiler.
Aradan 6 ay geçti. Bu arada İbrahim Çeçen’in firması işletmeyi devraldı, çalışıyor. Savcılık açıklama yaptı ve konuyu araştırdıklarını ihalede herşeyin normal olduğunu belirtti. Yani Tayyip abinin deyimiyle; Atı alan Üsküdar’ı geçti.
30 MİLYONU DA MÜCAHİD İNDİRDİ
Ben de 30 milyon dolarımı bekliyorum. Benim param Tayyip Abiden gelecek. Mücahid öyle diyor. Bu ay gelecek, diğer ay gelecek derken aylar geçti param gelmedi. Eminimki şöyle oldu; Çünkü bu AK Parti’nin bu tip olaylarında hep böyle olur. Benim 30’u Mücahid indirdi. Ben şimdi Tayyip abiye gidip paramı ver diyecek halim yok. Benim 30 uçtu. Çok önemli değil. Bir gün alırız. Ben şöyle bakarım; yeter ki borcum olmasın alacağım olsun. Birgün bir şekilde alırım.
Bu videoda anlatmak istediğim şu: Tayyib abinin en büyük özelliği şudur: Sizin paranızı çalar bunu da size alkışlatır. Havalimanından 1 milyar dolar indiriyor, sonra televizyonda, görüyor musunuz 3 milyar dolar diyor. Eee cebe indirdiğin 1 milyar dolar ne olacak? Bunu kimse bilmiyor ki.
Videolarım devam edecek. Diğer videolarımda daha çok şaşıracaksınız. Yalnız size tavsiyem; Yanınıza kova, leğen poşet bulun. Size öyle şeyler anlatacağım ki kusacaksınız, mideniz bulanacak. Bunları neden anlattığımı da anlatacağım.”
Gazete manşetleri
Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.
14-28 Mayıs Genel Seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’a kaybetti.
Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalif cephede tartışmalara neden oldu.
Kılıçdaroğlu’nu eleştiren isimlerden biri de Sözcü yazarı Uğur Dündar.
Uğur Dündar, katıldığı bir televizyon programında yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olması ile muhalefetin tarihi bir fırsatı kaçırdığını vurgulayarak “Tarih onu asla affetmeyecek” dedi.
Dündar ayrıca geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğini, CHP’nin ve ‘Altılı Masa’nın başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun resti görmek yerine, kendi adaylığını dayattığını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini’ kaleme aldı.
Kılıçdaroğlu, kendisini ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedef alan CHP yandaşı Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.
Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar’a açık mektubumdur…
Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin “Bizim Uğur”u, TRT Genel Müdürü…
Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan’ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…
“Gün geçmiyor ki” cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; “İnadına mini etek, inadına dekolte” sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…
Sağlık skandalı haberi adı altında “Tesettür Faciası” başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük “fedakarlıklar” yapan, andıçların Uğur Dündar’ı…
“SİZİN ÇARKINIZ YİNE ‘ŞANLI ŞANLI’ DÖNER”
Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine “şanlı şanlı” döner Uğur Bey.
Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.
1960’lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…
İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…
Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.
Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!
Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6’lı masanın liderleri ile yaptık.
Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan’a da ağladık, Eren Bülbül’e de… Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de… Deniz Gezmiş’le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…
Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…
Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük…Pislikler döküldü yürüdük…
“SİYASİ RÜŞVET ALDINIZ” İMASINA SUSMAM!
Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için “Yakın o evi” dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.
Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.
Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!
Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.
Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.
Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.
Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6’lı masa bileşenlerine “siyasi rüşvet aldınız” imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!
“TARİH KİMİ AFFEDECEK, KİMİ AFFETMEYECEK?”
Sizin tabirinizle; “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu 70’li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey’in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir.” El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.
Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.
Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.”
Gazete manşetleri
Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti
Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.
Gazeteci Muhammed Tayyar Türkeş, muhafazakar yazar Abdurrahman Dilipak hakkında ilginç bir iddiayı sosyal medya hesabından paylaştı.
15 Temmuz sonrası röportaj yaptığı Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.
İddiaya göre Bursa TV’de yayınlanan röportaj sonrası Dilipak, Türkeş’ten oğlunun İsrailli ortakları ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde girdiği bir ihale konusunda yardım istedi.
Türkeş’in paylaşımı şöyle:
İŞİ İSRAİLLİ PARTNERİMLE YAPIYORUM
“Şimdi Dilipak..
15 Temmuz sonrası Abdurrahman Dilipak ile Bursa TV olarak evinde bir röportaj gerçekleştirdik.
Bu röportaj bitiminde Bursa’dan geldiğimizi bildiği için bize Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde oğlunun bir işinin olduğunu ve halle olması için yardım etmemi istedi.
Ve ertesi gün oğlu Taha ile Beylerbeyi Mado’da buluştuk.
Nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda,
Bursa Büyükşehir belediyesine sanal şehir uygulaması için teklif verdiğini kamerayla tüm şehrin Sokak sokak adım adım dolaşılacağını kaydedeceklerini isterse insanların burada Bursa’ya gelmeden sanal ortamda gezebileceklerini anlattı.
Ben de kendisine Türkiye’de böyle bir teknolojinin olmadığını bu teknolojinin hangi ülke menşeili olduğunu sordum.
O da bana, “İsrailli bir ortağım var!
Bu teknoloji İsrail’e ait ben bu işi partnerim ile beraber yapıyorum” dedi.
“Bir bakacağım” diyerek yanından ayrıldım.
Bursa’ya döndüğümde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki o dönem yetkili o işe bakan arkadaşla görüşerek aynen şu cümleleri söyledim. (Fehim)
“Bak” dedim “Bu Abdurrahman Dilipak Denen kişinin oğlunun kartı ve bu şirketin ortağı bir Yahudi eğer bu şirkete Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir iş verdiğinizi duyarsam canınızı okurum” diyerek elimden geleni yaptım.
Hikaye bu kadar..
Ne Dilipak, Ne de Elleri…”
https://x.com/tayyarturkes/status/1777640673275007384?s=46&t=36bb5QIaP8Zy2yh6yMBx_Q
Gazete manşetleri
Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol
Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.
Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.
Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.
‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’
Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.
Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.
‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Gazete manşetleri1 yıl önce
Aslı Erdoğan: Sesimizin Almanya’da ustalıkla kısıldığını düşünüyorum
-
Televizyon2 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar