Televizyon
Kayahansız 7 Yıl !
Ünlü şarkıcı, besteci ve söz yazarı Kayahan, vefatının 7. yıl dönümünde sevenleri tarafından anılıyor.
Soyadı ‘Açar’ olan ve 45 yıllık sanat hayatı boyunca çok sayıda şarkıya imza atan usta sanatçı, eserlerinde her zaman insanları birlik ve sevgiye davet etmişti.
İşte, vefatının 7. yılında anılan Kayahan’ın hayat öyküsü…
Türk pop müziği şarkıcısı, besteci ve söz yazarı Kayahan Açar, 2015’te vefat ettiğinde ardında onlarca unutulmaz şarkı bıraktı.
Müzik dünyasına ilk adımını 1971’de atan usta sanatçı, doğa ve çevre konusundaki duyarlılığı ile de biliniyordu. İşte, Kayahan Açar hakkında merak edilenler…
Tam adı Kayahan Açar olan usta müzisyen, 29 Mart 1949’da Albay Süleyman Açar ile Firuzan Hanım’ın oğlu olarak İzmir’de dünyaya geldi.
Müziğe düşkün bir çocuk olarak büyüyen Açar, ilk ve ortaokul eğitimini, sanat, bilim, sağlık ve siyaset gibi alanlarda ün yapmış birçok ismin öğrenim gördüğü Kars’taki Fevzi Çakmak Okulu’nda aldı.
Babasının askerlik görevi nedeniyle Türkiye’nin birçok ilini dolaşan ve gençlik yıllarını Ankara’da geçiren Açar, profesyonel olarak müzikal çalışmalarına İstanbul’da başladı.
İlk evliliğini henüz lise çağlarındayken 8 Mart 1973’te Nur Açar ile yapan Kayahan’ın bu evliliğinden 15 Mayıs 1974’te Beste adını verdikleri bir kızları oldu ve çift 1991’de ayrıldı.
Usta sanatçı askeri görevini ise İzmir’de yaptı.
Kayahan Açar, yaşamını daha sonra da kızının eğitimi dolayısıyla İstanbul’da sürdürse de yılın büyük bir zamanını ilham aldığı Balıkesir Gömeç’te geçirerek, burada çeşitli şarkı ve bestelere imza attı.
MÜZİK DÜNYASINA İLK ADIMI 1971’DE ATTI
Besteci ve söz yazarı olarak Türk pop müziği içerisinde etkin bir yere sahip olan ünlü şarkıcı, 1970’li yıllarda müzik çalışmalarını 45’liklerle, 1980’li yıllarda ise çalışmalarını longplay ve kasetlerle sürdürdü.
Kayahan Açar, müzik dünyasına ilk olarak 1971’de “Yosun Gözlü Sevgilim – Bir Mektubun Var” adlı 45’liğiyle adım attı. 1978’de Türkiye Eurovision elemeleri için “İstanbul Hatırası” adlı bir şarkı besteleyen Açar’ın bu şarkısı elemeler için yeterli bulunamadı. 1980’de “Bekle Gülüm – Ateş” adlı 45’liğini müzikseverlerin beğenisine sunan Açar, ayrıca 1981’de “Dostluk” şarkısıyla, 1984’de “Kaç Para ?”, 1987’de “Güneşli Bir Resim Çiz Bana”, 1988’de İskender Paydaş ve Mirkelam’ın içerisinde yer aldığı “3. Nesil” adlı bir grupla, 1989’da yine aynı grupla “Ve Melonkoli” şarkısıyla, 1990’da da “Gözlerinin Hapsindeyim” parçasıyla Türkiye Eurovision Şarkı Yarışması elemelerine katıldı.
ÜLKEMİZİ EUROVISION’DA TEMSİL ETTİ
Son katılımında İskender Paydaş, Demet Sağıroğlu ve Aydın Karabulut ile beraber yorumladıkları “Gözlerinin Hapsindeyim” şarkısı ile elemelerde birinci olan Açar, elemenin ardından 1990’da Zagreb’de düzenlenen Eurovision’da 21 puan alarak 17. sırada kaldı.
SESLENDİRDİĞİ BÜTÜN ŞARKILARI KENDİ BESTELEDİ
Müzikal yaşamı boyunca seslendirdiği bütün şarkıları kendisi yazıp besteleyen usta sanatçı, adını ilk olarak Sezen Aksu, Zerrin Özer, Bilgen Bengü ve en çok da yakın dostu Nilüfer’e verdiği şarkılarla duyurdu. Açar’ın Nilüfer tarafından yorumlanan “Geceler”, “Kar Taneleri”, “Esmer Günler” gibi eserleri, o dönem Türk pop müziğinin en iyi besteleri arasına girdi. Sanatçı aynı zamanda “Geceler” adlı şarkısıyla 1986’da Ayşegül Aldinç ile beraber katıldığı “Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması”nda “Altın Portakal” ödülüne değer görüldü.
TRT’DE PROGRAM YAPTI
Kayahan Açar, bir dönem 1985’te TRT Müzik kanalında “Cumartesiden Cumartesiye” kuşağı içerisinde çocuklar için bilim kurgu temalı “Sanmer 2095” adlı bir program da sundu. Bu programın ardından sanatçı, yine çocuklar için 1987’de “Merhaba Çocuklar” adlı bir albüm hazırladı.
HER ALBÜME BİR DE SLOGAN
Kariyeri boyunca çıkardığı her albümü dinleyicilerine bir sloganla birlikte sunan Açar, ilk albümünü ise 1991’de “Yemin Ettim” adıyla çıkardı. Bu albümden hemen sonra 30 Nisan 1992’de piyasaya sürdüğü “Odalarda Işıksızım” albümüyle büyük bir başarı elde eden Kayahan Açar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle 1992’de Ankara Kızılay Meydanı’nda yaklaşık 270 bin kişiye verdiği konser verdi.
Usta sanatçı, 1993’te çıkardığı “Son Şarkılarım” albümündeki “Sarı Şekerim”, “Vazgeçmem” ve “Aman” gibi şarkılarıyla da müzikseverler tarafından büyük beğeni alarak, geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı.
Yaklaşık 12 gitar sahip olan ve her bir gitarını kızı gibi severek şarkı yapan Kayahan’ın, 2 yıl sonra, “sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın” sloganıyla 1995’te çıkardığı “Benim Penceremden” albümündeki “Ben Anadolu Çocuğuyum”, “Allah’ım Neydi Günahım” gibi başarılı bestelerini birçok müzisyen de yorumladı. Sanatçı, bu albümünün çıkış şarkısı olarak belirlediği “Ben Anadolu Çocuğuyum” eserinde kültürel erozyon karşısındaki tepkisini dile getirdi.
İNSANLARI SEVGİYE DAVET ETTİ
Sevgi temasını hemen hemen tüm albümlerine işlemeye çalışan sanatçı, “Allah kimseyi sevgisiz bırakmasın” sloganıyla 1996’da “Canımın Yaprakları” adlı albümünü dinleyicilerinin beğenisine sundu. Kayahan, 1997’de çıkardığı “Emrin Olur” albümündeki “Şampiyon” şarkısını da daha sonra taraftarı olduğu takım Galatasaray’ın şampiyonluğu adına yeniden yorumlayarak, “Cimbom Şampiyon” adlı bir single çıkardı.
TOPLUMSAL OLAYLARA DUYARSIZ KALMADI
Kayahan Açar, ilk eşinin ardından 15 Ekim 1992’de şahitliğini Turgut Özal’ın üstlendiği Lale Yılmaz ile yeniden dünyaevine girdi. Açar’ın bu evliliği de 1993 yılının temmuz ayında sona erdi. 1999 yılında vokalisti İpek Tüter ile evlenen sanatçının bu evliliğinden de 2000’de Aslı Gönül adında bir kızı dünyaya geldi.
Usta müzisyen, 1999’da çıkardığı “Beni Azad Et” albümünde de yaşamını sürdürdüğü Gömeç’le ilgili bir şarkıya yer verirken, 26 Kasım 2000’de piyasaya sürdüğü “Gönül Sayfam” albümünde 17 Ağustos 1999 depremi adına yazdığı “17 Ağustos” şarkısının yanı sıra o yıl yeni doğan kızı Aslı Gönül için bestelediği “Ninni” adlı eseri ile müzik dünyasında dikkatleri üzerine çekti. Açar, 45 yıllık sanat yaşamında albümlerin yanında ayrıca 2011’de “365 Gün” ve son olarak da 2013’te “Mevsim Hala Sen” singleleri yayınladı.
Doğa ve çevre konusundaki duyarlılığı ile de bilinen usta sanatçı, yaşamı boyunca toplumun ilgisini arttırmak amacıyla pek çok yardım konseri verdi ve gönüllü olarak birçok çalışmaya da katıldı.
2015’TE ARAMIZDAN AYRILDI
İlk olarak 1990’da yumuşak doku kanseri teşhisi konulan Açar, hastalığı büyük bir mücadele sonrası atlattıktan sonra 2004’te tekrar kansere yakalandı. Bu süreci de atlatan usta sanatçıda kanser 2014’te tekrar nüksetti. Bir yıl boyunca hastalığıyla mücadele etmeye devam eden Açar, küçük hücreli akciğer kanseri nedeniyle 3 Nisan 2015 tarihinde İstanbul Acıbadem Maslak Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Sanatçının cenazesi Teşvikiye Camisi’nden kaldırılarak, vasiyeti gereği Kanlıca Mihrimah Sultan Mezarlığı’na defnedildi.
Uzun yıllar dost olduğu Nilüfer’le, bir telif hakkı sebebiyle 15 yıl küs duran Kayahan, vefatından hemen önce 2015 yılında 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Beşiktaş Meydanı’nda düzenlenen konserle bir araya gelerek barıştı.
Ayrıca Açar’ın vefatından önce 2014 yılı sonunda birçok ünlü sanatçı bir araya gelerek, ona saygı adına “Kayahan’ın En İyileri” albümünü hazırladı. Bu albümde Tarkan, Sezen Aksu, Funda Arar, İpek Açar, Gülben Ergen, Nilüfer ve Mustafa Ceceli gibi birçok isim Kayahan’ın müzik dünyasında hit olmuş eserlerini seslendirdi. Usta sanatçının “Ne Oldu Can” albümündeki “Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi” adlı eseri de Ak Parti tarafından seçim şarkısı olarak kullanıldı.
UNUTULMAZ ESERLER BIRAKTI
Arkadaşlarının deyimiyle, romantik melodileri iğne oyası gibi eserlerine işleyen ve şarkılarında daima insanları birlik ve sevgiye davet eden usta sanatçının, 45 yıllık sanat hayatı boyunca geride bıraktığı eserleri ise şöyle:
“Canım Sıkılıyor Canım (1981)”, “Merhaba Çocuklar (1987)”, “Benim Şarkılarım (1988)”, “Benim Şarkılarım 2 Siyah Işıklar (1989)”, “Yemin Ettim (1991)”, “Odalarda Işıksızım (1992)”, “Son Şarkılarım (1993)”, “Benim Penceremden (1995)”, “Canımın Yaprakları (1996)”, “Emrin Olur (1997)”, “Beni Azad Et (1999)”, “Gönül Sayfam (2000)”, “Ne Oldu Can? (2002)”, “Kelebeğin Şansı (2004)”, “Biriciğim’e (2007)”, “365 Gün (2011)”
Gazete manşetleri
Canlı yayında tırnaklarını kesen Hakan Bayrakçı özür diledi
CNN Türk canlı yayınında tırnaklarını kesen SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı, özür diledi. Bayrakçı, “Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahale..” ifadelerini kullandı.
Canlı yayında tırnaklarını kesen SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı, parmaklarına sıvı mum yapıştığını ve bu acıdan kurtulmak için tırnaklarını kestiğini belirtti.
CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında tırnak kesme anları gündem oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin konuşulduğu yayında Hakan Bayrakçı program esnasında tırnaklarını kesti.
Eleştirilere yanıt veren Bayrakçı, Twitter’dan şu açıklamayı yaptı:
“Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahaleden ötürü özür diliyorum. Ancak böyle bir durumu fırsat bilip hakaret yağdıranların da asıl amacını biliyorum.”
Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahaleden ötürü özür diliyorum.
Ancak böyle bir durumu fırsat bilip hakaret yağdıranların da asıl amacını biliyorum.— Hakan Bayrakçı (@ahakanbayrakci) February 1, 2023
CNN Türk'te Cumhurbaşkanlığı seçiminin konuşulduğu canlı yayında, Hakan Bayrakçı cebinden çıkardığı tırnak makası ile tırnaklarını kesti. pic.twitter.com/SxGYcBoduX
— Ata Benli (@atabenli) February 2, 2023
Gazete manşetleri
Barış Manço’nun vasiyeti, ölümünden 24 yıl sonra açıklandı
Barış Manço’nun eşi Lale Manço Ahıskalı, sanatçının yıllar önce dile getirdiği bir vasiyetini paylaştı. Ahıskalı, “2023’te Barış Manço’yu mutlaka sahneye çıkaracağız” ifadelerini kullandı.
Anadolu rock ve pop şarkıcısı, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Barış Manço, ölümünün 24’üncü yılında anılıyor. Manço’yu anma etkinlikleri kapsamında, sanatçının Moda’daki evi bu yıl da bugün saat 24.00’e kadar ziyarete açık olacak. Ayrıca Barış Manço Vapuru, 5 Şubat’ta sanatçının sevenlerini ağırlayacak.
Anma günü kapsamında AA’ya konuşan Barış Manço’nun eşi Lale Manço Ahıskalı, sanatçının yıllar önce dile getirdiği bir vasiyetini paylaştı.
Barış Manço’nun “Kayaların oğlu” ifadesinin yer aldığı şiirsel bir prologla başlayan “2023” eserinin çok enteresan bir beste olduğunu söyleyen Ahıskalı, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023’teki yani 100. yılına atfedilerek yazılmış bir metin ve onun Türkiye Cumhuriyeti’ne inancını, onun gücüne ve nasıl ayakta duracağına inandığını gösteriyor. Çok etkileyici bir metin olduğunu düşünüyorum” dedi.
Ahıskalı, 2023 eserinin bestelenmesinin üzerinden 50 yıl geçtiğini sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:
“Barış Manço’nun bir de vasiyeti var 2023 parçasıyla ilgili olarak, ‘Ben 2023’te 80 yaşında olacağım. O zaman belki Doğukan’ın kolunda sahneye çıkacağım ve 2023 bestemi bir senfoni orkestrası eşliğinde icra edeceğim’ diyor. Bu bizim vasiyet olarak kabul ettiğimiz bir şey ve yerine getirilmesi gereken bir emir diye kabul ediyoruz ve bunu mutlaka gerçekleştireceğiz.”
Barış Manço’nun hologramının da yer alacağı projeye ilişkin bilgi veren Ahıskalı, “Barış Manço’yu biz 2023’te mutlaka sahneye çıkaracağız ve senfoni eşliğinde 2023’te dinleyeceğiz” dedi.
Lale Manço Ahıskalı, 1975’te henüz 20 yaşındayken tanıştığı sanatçıyla dolu dolu 25 yıl geçirdiklerini söyledi.
Sanatçı ile bir tesadüf eseri karşılaştığını dile getiren Ahıskalı, “Hep böyle üçer yıl aralıklarla hayatımızda bir takım etaplar oldu. 1975’te tanıştık, 1978’de evlendik, 1981’de Doğukan, 1984’te Batıkan doğdu. Bu süreç Barış Manço’nun Türkiye’de çok popüler olduğu dönemlerdi. Muhteşem konserlerini yaptığı, harika bestelerini verdiği, çok güzel albümler çıkardığı sahnedeki Barış Manço dönemiydi” dedi.
Ahıskalı, Barış Manço’nun sunduğu “7’den 77’ye” adlı yapıma 1988’de başladıklarını ve programın 10 sene ekranlarda izleyiciyle buluştuğunu aktararak, “Ölümüne kadar, 10 sene sürdü. 1998’de bitti. Zaten 1999’da Barış’ı kaybettik. O kadar bağlı olduğu bir şey belki onun hayatında bir eksiklik yaratmış da olabilir diye içimden geçirmiyor değilim. Çünkü insan tutkuyla yaptığı şeylere çok bağlanıyor, bir hayat motivasyonu oluyor” ifadelerini kullandı.
Lale Manço Ahıskalı, ölümünden sonra da sanatçının şarkılarının gençlerin ruhuna dokunmaya ve beğenilerek dinlenmeye devam ettiğini vurguladı.
Barış Manço’nun hatırasının ölümünün üzerinden seneler geçmesine rağmen halen canlı olduğuna işaret eden Ahıskalı, şunları söyledi:
“Bugüne kadar bizim karşılaştığımız ve temasta olduğumuz Barış Manço sevenlere baktığımız vakit, gerçekten bu sevgi hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Hâlâ beni yolda çevirip boynuma sarılıp ağlayan insanlar var. Barış Manço tutkusu olan küçücük çocuklar var. Şimdi işte bu evimizde, Barış Manço Evi’ndeyiz. Burası müzeye dönüştü biliyorsunuz. Sadece ocak ayında 13 bin ziyaretçisi oldu. 24 sene sonra Barış Manço Evi’ne bir ay içerisinde 13 bin kişi gelebiliyorsa, bu sevginin ve tutkunun devam ettiğini gösteriyor. Neden diye sormak lazım. Bu da işte bir sanatçının en ulaşmak istediği bence nirvana noktası. Çünkü gönüllere girmesi, kalıcı olması, en büyük idealleri, yaptıkları eserler ve hayatta bıraktıkları her şeyin buna yönelik olduğunu düşünüyorum ve Barış Manço bunu başarmış insanlardan biri. Gönüllere öyle bir girmiş ki hâlâ çıkmıyor. Ne mutlu.”
“Barış Manço şarkısı söylediğiniz vakit, kendinize veya yaşadığınız ortama ait çok şey buluyorsunuz. ‘Evet bu benim duygum, ben bunlarla yaşadım’ diyebiliyorsunuz” diyen Ahıskalı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aktardığı şeyler yani en basit çocuk şarkısında bile, ki Barış Manço bunu kabul etmezdi herhalde çünkü herkese şarkı yapan bir insandı. Sadece çocuklara yapmazdı ama çocuklar tarafından çok sevilen şarkıları oldu. Mesela ‘Ayı’ gibi. ‘Ayı’ bir çocuk şarkısı değil, bence toplumsal bir mesaj şarkısı. Toplumsal davranış biçimimizi belirleyen bir mesaj şarkısı olduğunu düşünüyorum ben. Ama tabii o ‘ayı’ repliği çok tatlı, çok şeker.”
Barış Manço’nun kaynağının halk olduğunu dile getiren Ahıskalı, hem mütevazı hem de insanlarla temas kurmayı çok iyi başaran biri olarak her gün Moda caddesi üzerindeki iş yerine yürüyerek gidip geldiğini, yolda herkesle konuşup sohbet ettiğinin altını çizdi.
Ahıskalı, bir aile içinde, her yaştan Manço hayranlarının bulunabildiğini vurgulayarak, “Barış Manço’nun hayatında özel şoförü, koruması olmadı. Çünkü ‘Beni halkın sevgisinden koruyacak bir koruma düşünemiyorum. Beni koruyacak olan, onların sevgisidir’ derdi” ifadelerini kullandı.
Gazete manşetleri
Ajda Pekkan: Bugün sanat hayatımın en önemli noktalarından biridir
Hayrettin Karaman, Yılmaz Erdoğan ve Yavuz Bülent Bakiler gibi isimlerle birlikte Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü(ne layık görülen Ajda Pekkan gurur ve heyecan içinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Ajda Pekkan, Süleyman Saim Tekcan, Yılmaz Erdoğan, Hayreddin Karaman, Varol Yaşaroğlu, Ömür Akkor, Yunus Emre Akkor, Tan Sağtürk, Hilmi Şenalp, Yavuz Bülent Bakiler ve Sevan Bıçakçı’ya verildi.
Erdoğan, konuşmasının ardından ödülleri layık görülen isimlere verdi.
Ödülünü Erdoğan’ın elinden alan Ajda Pekkan, yaptığı yazılı açıklamada Müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmesi dolayısıyla büyük gurur ve heyecan içinde olduğunu belirterek, “Bugün sanat hayatımın en önemli noktalarından biridir” dedi.
Müzik hayatı boyunca Türkiye’ye bağlılığı ve sevgisi ile milli değerlerinin daima önemli ve öncelikli olduğunu vurgulayan Pekkan tören öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’la da bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sinema dalında Yılmaz Erdoğan’a verildi.
‘İlim-Kültür’ alanında ödülün sahibi Hayreddin Karaman oldu.
Dans-Bale alanında Tan Sağtürk ödüle layık görüldü.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 yıl önce
Aslı Erdoğan: Sesimizin Almanya’da ustalıkla kısıldığını düşünüyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon3 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri3 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri3 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar