Bizi Takip Edin

Analiz

Erdoğan’la Dünyayı Gezen Hangi Gazeteciler Uçaktan Atıldı?

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezilerin dönüşünde uçakta düzenlediği basın toplantılarının fotoğraflarını analiz ederek gazeteci profilerini saptadı. İşte iktidarın medya vitrini…

İlk tespitim, gezilerdeki gazeteci profilinin 2017’den bu yana büyük ölçüde değişmiş olduğu… Bu gezilere katılan isimlerin gazetecilik adına neredeyse tek işlevlerinin dönüşte Erdoğan ile yaptıkları sohbet olduğunu da unutmamak gerek. Sınırlandırılan konularda sorular soruyorlar; İletişim Başkanlığı deşifreyi yapıyor, düzeltilmiş metni kendilerine gönderiyor, o metni Erdoğan ile birlikte çektirdikleri fotoğraf ve imzalarıyla yayımlıyorlar.

Erdoğan’ın “medya vitrini”nin son halini görebilmek amacıyla bu yıl düzenlenen 10 yurtdışı gezinin fotoğraflarını taradım. Yeniçağ internet sitesi, geçen yıl “Bu uçaktaki gazetecileri tanıyan var mı?” diye sormakta kısmen haklıymış. Bir okurun gönderdiği eksik listeden hareketle çalışmaya başladığımda fotoğraflardakilerin çoğunu tanıyamadım. Bazı isimleri, o geziye katılanlar bile tanımıyordu. Günler süren bir çabayla ve yardımlarla listeyi tamamlayabildim. Özbekistan gezisinde uçaktan değil de basın toplantısında çekilmiş fotoğraflar olduğu için listemde eksikler olabilir.

Türkiye gazetesinden Fatih Selek de 2014-2017 yılları arasında yayımlanan 26 fotoğrafı inceleyerek A330-200’ün davetlilerinin listesini oluşturmuştu. Selek’in yayımladığı analizden yararlanarak geçmişle kıyaslamak, “Bu yılın gözde gazetecileri ve gözden düşenleri” ile “revaçtaki medya kuruluşları”nı saptayabilmek mümkün oldu. Oluşturduğum tabloları ve isim listesini ayrıntılı olarak inceledim ve analizini çıkardım.

İlk tespitim, gezilerdeki gazeteci profilinin 2017’den bu yana büyük ölçüde değişmiş olduğu…

ÜÇ DAİMİ YOLCU: SOBACI, KARAGÖZ VE DURAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl içerisinde sırasıyla Arnavutluk, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, Afrika (Kongo-Senegal), Belçika, Özbekistan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, İspanya ve son olarak da İran’a resmi ziyarette bulundu. Bir de mayıs ayında BAE’ye taziye ziyaretinde bulundu ama oraya gazetecileri götürmedi; dolayısıyla uçak fotoğrafı yoktu.

2022’deki gezilerde çekilen 10 fotoğrafa göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezilerinin üç daimi yolcusu var; TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ile SETA Genel Koordinatörü ve Sabah yazarı Burhanettin Duran. Sobacı, 10 gezinin 10’unda, Karagöz 9’unda, Duran ise 8’inde davetliydi.

Aslında gazeteciden çok “iktidar bürokratı” denebilecek bu üç isim gibi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yurtdışı gezilere katılıyor. Ama Altun, gazetecilerle çekilen toplu fotoğraflarda yer almamayı tercih ediyor.

Bu üçlü arasında yer alan Karagöz, AA Genel Müdürü olmadan önce de uçağın gözdelerindendi. Daily Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni olarak en çok davet edilen ikinci isimdi; 2014-2017 yılları arasındaki 26 geziden 14’üne katılmıştı.

Ayrıca birer geziye davet edilen Hilal Kaplan, Oğuzhan Bilgin, Meryem İlayda Atlas ve Veysel Kurt’un aynı zamanda TRT Yönetim Kurulu üyesi olmaları dikkat çekici. Yakında TRT Yönetim Kurulu üyelerinden gezilere çağrılıp “onurlandırılmayan” isim kalmayacak gibi…

YENİ GÖZDELER

Cumhurbaşkanı’nın bu yılki dış gezilerinin “en gözde gazetecileri Yeni Akit Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı, NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri ile Kanal D Ankara Temsilcisi ve Milliyet yazarı Zafer Şahin. Üçü de Erdoğan’ın bu yılki 10 yurtdışı gezisinden beşine davet edilmişler.

“Gözde gazeteciler” listesinde Şebnem Bursalı (ATV), Belkıs Kılıçkaya (24 TV), Ünal Kaya (Bengütürk TV), Merve Başkurt (TV Net), Hilal Kaplan (Sabah/TRT Yönetim Kurulu üyesi) ve Taha Dağlı (Sabah) ise dörder geziyle yer alıyor. Onları Mustafa Yıldız (Ülke TV/ Milat), Hakan Çelik (Posta), Osman Gökçek (Beyaz TV), Mustafa Kartoğlu (Akşam), Sami Dadağlıoğlu (Akit TV) üçer geziyle izliyor.

İki geziye katılan 22 isim arasında Hürriyet’ten Hande Fırat ve Abdülkadir Selvi ile Sabah’tan Okan Müderrisoğlu, Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy da yer alıyor. Ahmet Hakan, Emin Pazarcı, Fatih Selek, Ayşe Böhürler, Hüseyin Likoğlu, Hasan Basri Yalçın da birer geziye katılan 58 gazeteci arasında.

AKTİF PARTİLİ DAVETLİLER
Bilindiği gibi, harcamaları kamu bütçesinden karşılanan ve devletin uçağıyla yapılan bu gezilere eleştirel gazeteciler çağrılmıyor; davette ilk kriter iktidara yakınlık. Ama onunla da kalmıyor, “aktif siyasi” kimliği olan isimler de gazeteci gibi davet ediliyor.

Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, AKP’nin kurucularından. Anadolu Yayıncılar Derneği Genel Başkanı ve AKP’den Ankara’da Belediye Meclis Üyesi olan Sinan Burhan, bu yılki gezilerden ikisine çağrılmış. Daha önceki yıllarda da görülüyordu bu fotoğraflarda.

“Aktif siyasi” isimlerden biri de Star internet sitesi yazarı ve AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Halime Kökçe. S. Arabistan ve İran gezilerine katılan Kökçe de Sinan Burhan gibi basın toplantılarında aynı zamanda “Genel başkanları” konumunda olan Erdoğan’a soru sormamış.

GÖZDEN DÜŞENLER
2017 yılına kadar Erdoğan’ın gezilerine en çok davet edilenler listesinin ilk beşinde Ali Adakoğlu (Milat), Serdar Karagöz (Daily Sabah), Selçuk Tepeli (Habertürk), Turgay Güler (Güneş), Murat Kelkitlioğlu (Akşam) yer alıyordu.

Turgay Güler ve Ali Adakoğlu, artık gözden düşmüş, bu yıl sadece birer geziye çağrılmışlar. Kurumları değişen Selçuk Tepeli ve Murat Kelkitlioğlu ise tek geziye bile davet edilmemiş, iyice uzaklaşmışlar.

Ekrem Kızıltaş (Takvim), Erdal Şafak (Sabah), İsmail Kapan (Türkiye), Ergün Diler (Takvim), Nihal Bengisu Karaca (Habertürk), Nuh Albayrak (Star) ve Nagehan Alçı (Milliyet) gibi isimler de artık o kareye giremiyorlar.

En ilginci de Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’ın artık tek bir geziye bile davet edilmemiş olması. 2019 yılında Turkuvaz Medya CEO’su Serhat Albayrak ile anlaşmazlık yaşayıp iki ay gazeteye uğramayan Erdal Şafak hâlâ gazetenin künyesinde görünüyor ama yeni yazısı da yok, başka bir aktivitesi de görünmüyor.

Eskiden sık davet edilen İbrahim Karagül (Yeni Şafak), Vahap Munyar (Hürriyet), Fikret Bila (Hürriyet), Nuri Elibol (Türkiye), Akif Beki (Hürriyet), Verda Özer (Hürriyet) gibi çalıştıkları kurumlar değişen gazeteciler artık uçağın yolcuları arasına giremiyorlar.

Eskinin gözde gazetecileri Hakan Çelik ve Mustafa Kartoğlu ise uçaktaki yerlerini koruyan ender isimler arasında…

BENGÜTÜRK LİSTENİN YENİ GÖZDESİ
Eskiden davetli listesi oluşturulurken gazetelere ağırlık veriliyor, geleneksel medyadaki dengeler gözetiliyormuş. Artık tablo değişmiş, her geziye en az gazete temsilcileri kadar tv yöneticisi ve programcısı da çağrılıyor. Habertürk, Star ve Albayraklar’ın gzt.com’u dışında internet siteleri gezilerde yok.

A Haber, Ülke TV, TV Net, Beyaz TV, ATV, Akit TV, Kanal7 ve TGRT gibi iktidara yakın kanalların yanı sıra TV100 gibi yeni bir kanaldan isimlerin de davet edilmesi dikkat çekici. TRT’yi bir yana bırakırsak en çok davet edilen TV kanalı NTV. Onu 7 davetle 24 TV ve 6 davetle de A Haber ile iktidar ortağı MHP’nin TV kanalı Bengütürk izliyor.

Gazeteler arasında en çok gözden düşen Milat olmuş, 2014-2017’deki 26 geziden 16’sına temsilci gönderen Milat, bu yılki 10 geziden sadece 2’sine katılabilmiş. Ama Milat yerine davetli listesine Yeni Akit, Diriliş Postası, Türkgün ve Yeni Birlik gibi gazeteler girmiş.

Erdoğan’ın en gözde gazetesi ise Sabah. 10 geziye Sabah’tan tam 17 gazeteci davet edilmiş, bazı gezilerde Sabah’tan ikişer isim var. Zaten A Haber, ATV ve Daily Sabah da katılırsa Turkuvaz Grubu, Erdoğan’ın uçağının en gözde medya grubu. Gözde gazeteler sıralaması şöyle:

“Sabah 17, Akşam 11, Yeni Şafak 11, Yeni Akit 6, Hürriyet 6, Türkiye 4, Daily Sabah 4, Milliyet 3, Posta 2, Diriliş Postası 2, Milat 2, Türkgün 1, Yeni Birlik 1.”

UÇAKTAN SELFİE DE YOK GÖZLEMLER DE
Bu gezilere katılan isimlerin gazetecilik adına neredeyse tek işlevlerinin dönüşte Erdoğan ile yaptıkları sohbet olduğunu da unutmamak gerek. Sınırlandırılan konularda sorular soruyorlar; İletişim Başkanlığı deşifreyi yapıyor, düzeltilmiş metni kendilerine gönderiyor, o metni Erdoğan ile birlikte çektirdikleri fotoğraf ve imzalarıyla yayımlıyorlar.

Gidilen ülkelerdeki resmi temasları izlemedikleri gibi, uçaktaki konuşmaları, geziye katılan bakanlarla yaptıkları sohbetleri de yayımlamıyorlar. Örneğin Sinan Burhan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Tahran’da çektirdikleri toplu fotoğrafı sosyal medya hesabında yayımladı. “İran’da gündemi değerlendirdik” diyordu ama fotoğraftaki altı ismin yazılarında, yayınlarında Akar’ın sözleri, görüşleri duyulmadı.

O gezilere davet edilmenin koşulu da bu galiba… Sınırlı ve sorumlu gazetecilik…

TABLO 1/ ÖZEL UÇAĞIN GÖZDELERİNDEKİ DEĞİŞİM

ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NDAN YANIT

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun basın toplantısındaki soru cevap bölümünün “basın müşavirinin kontrolünden sonra yayımlandığını” yazmıştım. Geçen haftaki yazımdaki bu bölüme itiraz eden Bakanlık Basın Müşaviri M.Cemal Öztürk, şunları söyledi:

“Sayın Bakan, Ankara’da 35 medya kuruluşu temsilcisi ile bir araya geldi. Görüntüleri bakanlık olarak biz çekip, hiçbir müdahalede bulunmadan servis ettik. Katılımcılardan gelen talep üzerine de kolaylık olsun diye deşifrenin üzerinde oynama yapmadan kendilerine gönderdik. Ayrıca, katılımcılara bu metni kullanma zorunluluğunda bulunmadık.”

Ben yine de gazetecilerin basın toplantısını kaynağına deşifre ettirmesinin doğal bir gazetecilik refleksi olmadığını hatırlatayım.

Analiz

“İt dalaşında” seviye “tacizci cinsel sapık”a kadar indi

“Nuh’un köpekleri” namlı Soner Yalçın ile Toygun Atilla birbirine girdi

Erdoğan’ın eski kalem müdürü Hasan Dağcı’nın Boğaz’daki yalısından yayın yapan Soner Yalçın’ın Odatv’si bugün, son zamanların en önemli medya haberini yayınladı.
Haber, “Habercilik sebebiyle istifa ettim” dedi mobbing yaptığı için istifaya zorlandığı ortaya çıktı… Kim bu ‘gazeteci’” başlığını taşıyor.

Odatv Web Tv Genel Koordinatörü Pınar Saraçoğlu, maruz kaldığı bir “cinsel taciz” olayını sosyal medya hesabından açıkladı. Odatv de personelinin paylaşımını haberleştirdi.
Hadise elbette bu şekilde doğal süreçleri içinde gelişmemiştir. Saraçoğlu’nun Soner Yalçın’ın talimatıyla paylaşım yaptığını anlamamak saflık olur.

Saraçoğlu ilk paylaşımında şunları yazdı: “İşyerindeki mobbing’i eve gelecek kadar artıran bir eski kulağı kesik gazeteci ayrılışını haberciliğe bağlıyor ya pes artık! Patronlar katı da öğrenecek gerçek yüzünü…”

İsim vermeden şöyle devam etti Saraçoğlu mesajlarına: “Medya dünyası böyledir: Kadın gazeteci mobbinge uğrar. Mobbing yapan genel yayın yönetmenliğine devam eder, eski kurumundan gazetecilik sebebiyle ayrıldığını, ne büyük gazeteci olduğunu anlatır. Sermaye dünyası bu cinsel sabıka kol kanat gerer. Bu medya devranı böyle sürecek mi?”

Saraçoğlu devam eden mesajlarında uğradığı mobbinglerden dolayı altı aydır psikolojik tedavi gördüğünü belirtti, kendisine mobbing uygulayan “gazeteci” hakkında da ipuçları verdi.

Medyatrend olarak Odatv’deki haberin tamamını daha önce yayınladığımız için aynı hususları tekrar etmeyeceğim.
Saraçoğlu’nun verdiği ipuçları üzerinden yürüyüp o “tacizci cinsel sapık gazeteci”nin kim olduğunu bulmaya çalışacağım.
Saraçoğlu paylaşımlarında sürekli “patronlar katı” diyor, bu önemli bir veri. Ayrıca o gazetecinin dişini yaptıracak parayı borç aldığını belirtiyor. Ki bu bu bilgide onu çok yakından tanıdığını gösteriyor.

O gazetecinin “Aylık reklam geliri milyonlar olan patronlar haber sitesini sadece beş yüz bin tl’ye aldığını” ifade ediyor, nasıl alabildiğini sorguluyor. “Kim kullanıyor bu mobbing’ciyi? Hepsi çıkacak ortaya… Az kaldı!” diyerek o gazeteciyi finanse edenlere de aba altından sopa gösteriyor.
Tacizin detaylarını da şöyle anlatıyor Pınar Saraçoğlu: “Genel yayın yönetmeniydi… “Nişantaşı’na geleceğim, dışarıda bir kahve içelim” dedi. Sonra “konum atar mısın” dedi. Şaşırdım. 10 dakika sonra evime geldi. Şoke oldum. Tuhaf tuhaf konuştu. Tuvalete girdi. “Dışarıda normalde tuvalete girmem” dedi. Yakında hepsini anlatacağım.”

O gazeteci, bir genel yayın yönetmeniymiş, Saraçoğlu ile amirane konuşabiliyormuş, onun evine kadar gelmiş. Çember daralıyor.

Haberin nihayetinde Pınar Saraçoğlu’nun kendisine mobbing uygulayan şahıs hakkında hukuki süreç başlatarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi vereceği belirtiliyor. “Tüm Türkiye bu mobbing yapan yöneticinin kim olduğunu öğrenecek” deniyor.

Kim o Patronlar haber sitesini satın alan tacizci cinsel sapık genel yayın yönetmeni gazeteci acaba?

Evet, başlıkta da belirttiğimiz üzere Pınar Saraçoğlu ve Odatv’nin işaret ettiği isim, Odatv’nin eski genel yayın yönetmeni Toygun Atilla.

Saraçoğlu’nun 500 bin liraya satın aldığını söylediği sitenin tam adı da Patronlar Dünyası.

Toygun Atilla, 2021 yılında Hürriyet’ten emekli olup Odatv’ye transfer olmuş ve genel yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Yaklaşık 2 yıl Odatv’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı.
Eskiden olduğu gibi, patron-personel olarak birlikte çalışırken de Soner Yalçın’la birlikte çok “tetik” çekti, bir çok karakter suikastına ve operasyonel habere imza attı.
Hilal Kaplan’ın eski eşi Suheyb Öğüt’ten boşanması ile ilgili haber nedeniyle, Soner Yalçın’la birlikte, Kaplan’ın “Nuh’un köpekleri” iltifatına mazhar oldu. “İltifat” ifadesini özellikle kullandım.
Neyse…

Toygun Atilla, geçtiğimiz Şubat ayında istifa ederek Odatv’den ayrıldı. Ayrıldığını açıkladığı mesajında, “veda artık bir zorunluluktu” diyerek habercilik kriterlerine uyulmadığı için istifa ettiğini ileri sürdü.
Akabinde de Patronlar Dünyası adlı siteyi satın alıp genel yayın yönetmenliğini yapmaya başladı.

“Atilla emniyet muhabiridir, ne anlar ekonomiden, iş dünyasından?” demeyin, çünkü AKP medyasında bir makam sahibi olmak için “sadık besleme” olmak yeterli.
Pınar Saraçoğlu’nun ve Odatv’nin “tacizci cinsel sapık” olarak etiketlediği Toygun Atilla, şimdi Patronlar Dünyası’nda Saray yalakası haberler yayınlıyor.
Ayrılığın üstünden 5 ay geçtikten sonra, Soner Yalçın onu hedef tahtasına oturttuğuna göre, belli ki çok acıtacak şekilde nasırına basmış.
Canı o kadar acımış ki, Toygun Atilla’yı finanse edenleri, isimlerini açıklamakla tehdit ediyor.
Toygun Atilla bu ağır suçlamaları ve hakaretleri karşılıksız bırakmaz muhtemelen.
Soner Yalçın’ın “tacizci cinsel sapık” etiketlemesine nasıl cevap vereceğini yakında görürürüz…
Bakalım “Nuh’un köpekleri” arasındaki “it dalaşı” nereye doğru evrilecek…

Devamını Oku

Analiz

Ergenekon medyası Erdoğan’ın safında kabak gibi ortaya çıktı

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde yaşananlar ve de adaylıktan çekildiğini açıkladığı andan itibaren gösterilen tepkiler, Türkiye’de kimlerin kimlerle iş tuttuğunun anlaşılması açısından tarihe eşsiz bir not düşülmesine vesile oldu.

Muharrem İnce’nin Erdoğan’ın projesi olduğu ilk günden itibaren biliniyordu ancak bu hakikatin kendi ifadeleriyle gün gibi ortaya çıkması, seçim döneminin en önemli gelişmelerinden biri oldu.

İnce adaylıktan çekilirken, kendisi ile ilgili piyasaya sürülen kumpas videoları için tam da Erdoğan’ın ve trollerin istediği şekilde CHP’yi ve Gülen Cemaati’ni suçladı.

Erdoğan da İnce’ye destek verip, “Nasıl bıraktı? O da yarın bilemediniz cumartesi günü ortaya çıkar. Bunların işi gücü fırıldak” dedi. Projenin sahibinin kendisinin olduğunu ayan beyan itiraf etti bu sözleriyle.

Hemen sonrasında anlaşıldı ki, Ali Yeşildağ adına açılan hesaplardandan yapılan operasyonun arkasında Aktroller vardı. Gazeteci Cevheri Güven, videoları hazırlayıp piyasa bizzat Aktroller olduğuduğunu teknik analizleri ile birlikte açıkladı.

Saraydan kumanda edilen operasyon sırasında Soner Yalçın, ODA Tv, Fidel Okan ve Yılmaz Özdil gibi Ergenekoncu isimler, açıkça saflarını belli ettiler, yani Erdoğan’ın yanında olduklarını ortaya koymuş oldular.
Muharrem İnce’nin avukatı ve Memleket Partisi Milletvekili adayı olan Fidel Okan, müvekkili gibi kasetlerden CHP’yi ve Gülen Cemaati’ni sorumlu tuttu. Akabinde de cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı desteklediğini açıkladı.
Okan, Ergenekoncularla temas halinde, Serhat ve Berat Albayrak’ın operasyon aparatı olarak yıllarca A Haber’de boy gösterdi. Bu seçim sürecinde de Ergenekoncularla eşgüdüm halinde Muharrem İnce’nin yanında konuşlandı, hemen akabinde de Erdoğan’a dümen kırdı.

Aynı şekilde Soner Yalçın ve sahibi olduğu ODA Tv de Muharrem İnce’yi Erdoğan’a verdikleri desteğin paravanı olarak kullandılar. Muharrem İnce’nin CHP ve Gülen Cemaati tarafından mağdur edildiği tezini işlediler. Bu sayede hem İnce’ye mağduriyet payesi vermeye çalıştılar hem de CHP’nin Gülen Cemaati ile ittifak ettiği algısına delil üretmek çaba harcadılar.

İnce adaylıktan çekilince de kurguladıkları bu iki algıyı piyasaya sürüp CHP’ye yakın İnce taraftarı seçmeni Erdoğan’a kanalize etmek istediler.

Yılmaz Özdil de bu projenin bir paydaşı olarak her fırsatta aynı tezi işledi ve “Eskiden feto infaz ederdi, Akpliler sevinirdi, şimdi feto infaz ediyor, Chpliler seviniyor, ama gene de siz bilirsiniz tabii…” şeklinde attığı tweetiyle duruşunu kamuoyuna ilan etti.

Kasetli kumpasın Aktroller tarafından icra edildiği açıkça ortaya serilmesine rağmen, tweetini silme gereği duymadı Özdil. Özür vesaire hak getire…

Gazeteci Adem Yavuz Arslan da şu tweetiyle manzarayı ayniyle ve dört başı mamur şekilde analiz etti: “”Bugünlerde iyi bir şey de oluyor; @vekilince komplosu sayesinde ‘kadro’ kabak gibi ortaya çıktı. @RTErdogan baktı seçimi kazanamıyor, tam saha pres yaptırıyor. Oyuncular, yedekler, rakip takımlardaki kriptoları sahaya sürdüler.” LİNK
Evet, Erdoğan ilk kez bu denli derin hissettiği kaybetme endişesiyle elindeki yedeğiyle, kriptosuyla bir çok kozunu masaya sürdü. Takke düştü kel göründü; saray yanaşması Ergenekoncu kadro kabak gibi ortaya çıktı.
Bir yerde de iyi oldu…

Devamını Oku

Analiz

Gazetecilik refleksi işbaşında

Gazetecilik refleksi olmasaydı eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi, belki de bir üçüncü sayfa haberi olarak geçip gidecekti. Üç maymunu oynayan iktidar ve medyasına kalsa MHP ve Ülkü Ocakları yöneticileri, özel harekât polisleri ve mafya elemanlarının karıştığı “siyasi” bir cinayet olduğunu öğrenemeyecektik.

İlk harekete geçen gazeteciler Deutsche Welle’den Alican Uludağ ve Yeniçağ’dan Yavuz Selim Demirağ’dı. 30 Aralık günü saat 15.06’da sosyal medyadaki paylaşımıyla cinayeti duyuran Uludağ, akşam da “Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin ilginç bir durum var. Ne Devlet Bahçeli ne MHP’li vekiller ne de Ülkü Ocakları herhangi bir başsağlığı mesajı yayımlamadı” paylaşmıyla cinayetin siyasi yanına ilişkin işaret fişeği attı. Ardından “Sinan Ateş cinayetiyle ilgili bilgiler netleşiyor” diyerek gözaltı ve arananlar hakkında bilgi verdi paylaşımında.

Aynı gece Uludağ’ı, Demirağ’ın Twitter’daki paylaşımları izledi. “Sinan Ateş’in mesubiyeti ile gurur duyduğu kuruluşlardaki anlamlı sessizlik canımı sıkıyor” diye yazdı o da. Ardından Oda TV ise “Başkent Suikastine ‘Devlet’ neden sessiz” sorusunu yöneltti.

İsmail Saymaz’ın Halk TV’deki programda cinayete ilişkin ayrıntılı konuşmasının ardından Ankara Valiliği “çalışmaların devam ettiği” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Zaten haber kanalları Halk TV, Tele1, Cadde TV ve KRT TV’nin ilk andan itibaren cinayete ilişkin gelişmelerin üzerinde durmaları olayın öneminin fark edilmesinde etkili oldu.

Katillerin adresi ve arka planı hakkındaki ayrıntılı bilgiler 1 Ocak günü yine Alican Uludağ ve Yavuz Selim Demirağ’ın paylaşımlarıyla geldi. Uludağ’ın, birbirini izleyen 10 paylaşımı “Cinayette Ülkü Ocakları/MHP bağlantısı ilk kez tespit edildi. Bu kapsamda eski Ülkü Ocakları Maltepe Şube yöneticisi Ufuk Köktürk gözaltına alındı” diye başlıyordu.

Demirağ da peş peşe paylaşımlarla “Sinan Ateş suikastı siyasi cinayettir. Azmettirenler kriminal çeteyi taşeron olarak kullanmıştır” deyip olaya karışanların isimlerini verdi; sonra da KRT TV, Halk TV ve Tele 1’deki programlara çıkarak öğrendiklerini aktarmayı sürdürdü.

2 Ocak’ta BirGün’den Timur Soykan ve Cadde TV’den Serdar Akinan da devreye girdi. Soykan, Uludağ’ın paylaşımlarının üzerine yeni bilgiler ekledi. Akinan ise “Sinan Ateş’in katilleri Ankara’ya çakarlı arabayla mı geldi? Kim sakladı?” sorusunu gündeme getirdi.

Ağırlıklı olarak sosyal medyadaki paylaşımlar üzerinden giden bilgi akışı, 3 Ocak’tan itibaren yerini medyadaki haberlere bıraktı. Tolga Şardan’ın T24’deki Ülkücü camiadaki iç çatışmanın Mersin’e uzanan geçmişini ortaya koyan “Çukurambar cinayeti ve Mersin’deki ülkücü çatışmasından yansıyanlar” başlıklı yazısını TV’ler ve internet siteleri de alıntıladı. Uludağ’ın, DW’deki “Sinan Ateş cinayeti MHP’li isimlere uzanıyor”, İsmail Saymaz’ın, halktv.com.tr’deki “Sinan Ateş’in son iki haftası: Üç yeni bilgi” ve BirGün’ün “Sinan Ateş cinayeti bir iç hesaplaşma mı” haberleri de cinayetin izini sürmek için kritik veriler içeriyordu.

Bu haberleri Timur Soykan’ın BirGün’de cinayete giden süreci tüm yönleriyle aktaran “Kırmızı pazartesi” yazısı, DW’de Alican Uludağ’ın “Tetikçi kaçtı mı?” ve “İki özel harekât polisi tutuklandı” haberleri, halktv.com.tr’de İsmail Saymaz’ın “FETÖ’cü denilen Ateş FETÖ Komisyonu’nun başındaydı”, “Hasan Ferit Gedik’ten aranırken Sinan Ateş’i öldürttü” yazıları,

T24’te Tolga Şardan’ın “İşte o gece: MHP’li Kılavuz’un evinde yaşananlar” yazısı ve Asuman Aranca’nın tutuklananların ifadelerini yansıtan üç haberi, Gazete Duvar’da Ferhat Yaşar’ın “Gülsuyu’ndan Dodo dedikoduları” ile ifadelere ilişkin haberleri izledi.

Eleştirel medyanın alıntıladığı bu paylaşım, yazı ve haberler, Sinan Ateş cinayetinin boyutunun ve uzandığı odakların açığa çıkarılmasında belirleyici rol oynadı. Başta ilgisiz kalan medyanın odaklanması sağlandı; kamuoyu ve muhalefet partilerinin de dikkati çekildi.

Susurluk skandalı benzeri siyaset-polis-mafya üçgeninde işlenen bir cinayeti gözler önüne seren bu gazeteci arkadaşlarımızı tebrik etmek gerek. Ancak bir gazeteci edindiği bilgiyi sosyal medyada paylaşmak yerine öncelikli olarak kendi medya kuruluşunda haber yapmalı.

Haber yapmadan bilgi paylaşımında bulunmak hem o bilginin editoryal sürecin dışına çıkmasına neden oluyor; hem de gazetecinin bağlı bulunduğu medya kuruluşunun tutumu konusunda çelişkili algı yaratıyor. Ne de olsa gazetecilik takım oyunudur…

***

BALIK HAFIZALI MEDYA

Balık hafızalı olmak iktidarı destekleyen medyanın işine geliyor sanırım. Aksi halde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” hakkındaki açıklamalarını “EYT’linin bayram günü”, “Emeklilik müjdesi” manşetleriyle yayımlayamazlardı.

Zira EYT’lilerle birlikte sevinç çığlıkları atan, düğün bayram manşetleri atan iktidar medyası iki yıl önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Beni bu yola asla teşvik etmeyin” sözlerini manşet yapmıştı:

“EYT’yi uygulayan iflas eder (Akşam), Kaybetsem de EYT’de yokum (Hürriyet), EYT’ye noktayı koydu (Milliyet), Milletimin zararına olan hiçbir işte yokum (Sabah), Seçimi kaybetsem bile EYT yok (Türkiye), EYT’ye son noktayı koydu (Yeni Şafak).”

Erdoğan’ın 17 Kasım 2019’da yayımlanan EYT karşıtı bu açıklamalarına en büyük destek de Turkuvaz Grubu’ndan gelmiş; Sabah üç gün sonra da “Erken emekliliğin ağır faturasını herkes ödüyor” manşetiyle çıkmıştı. Dilek Güngör’ün hazırladığı sayfada EYT’nin sakıncaları anlatılmış; “muhalefetin oy uğruna EYT’lilere destek verdiği” savunulmuştu. Sabah yazarları Engin Ardıç, “Koparılan EYT yaygarası”, Melih Altınok, “Cumhurbaşkanının popülizme teslim olmaması takdire şayan”, Mevlüt Tezel de “Gençlerden hiç itiraz gelmiyor, aksine muhalefet olsun diye EYT’lileri destekliyorlar” diyerek desteklemişlerdi Erdoğan’ın EYT karşıtı sözlerini.

Şimdi sanki bunlar hiç yazılmamış, söylenmemiş gibi. Erdoğan ile birlikte EYT karşıtlığından çark eden iktidar medyası, bu manevrayı okur ve izleyicilerine açıklama gereği bile hissetmedi. Erdoğan’ın EYT karşıtı sözlerini anımsatma görevi yine bağımsız ve eleştirel medyaya düştü.

İktidar medyası, EYT ile ilgili yasa teklifi bu hafta Meclis’e geldiğinde de büyük olasılıkla aynı tavrı sürdürecek ama bereket ki, eleştirel medyanın hafızası yerinde.

***

TEK CÜMLEYLE:

•Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Brezilya’ya giden gazeteciler, uçaktaki söyleşide, Suriye medyasındaki “Türkiye’nin askerlerini geri çekmeyi kabul ettiği” haberleriyle ilgili sorunun yanıtı “off the record” (kayıt dışı) olduğu için yayımlamadılar; “Suriyeli muhalifleri satmayız” cümlesi ise Bakanlığın kontrolünden geçen deşifre metninden çıkartıldı.

•Hürriyet, Milat, Sabah, Yeni Akit ve Yeni Şafak’ta “Çat kapı haciz kalkıyor” gibi başlıklarla sunulan “7.Yargı Paketi” haberlerinin kaynağı Adalet Bakanlığı’nın bilgi notuydu.

•AHaber, Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, 24TV, “Teröristbaşı Duran Kalkan’dan muhalefete ittifak çağrısı” haberlerinde Duran Kalkan’ın “AKP-MHP yıkılırken onun yerine CHP gibi bir iktidar gelemez. Gerçek bir demokratik gücün gelmesi lazım. Çünkü pek fazla bir farkı yok CHP’nin” sözleri ayıklandı.

•Foreign Policy dergisinin haberindeki “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Starbucks’ın Türkiye’de faaliyete geçmesinden daha uzun süre ülkeyi yönettiği” esprisi Milliyet internette “Erdoğan ülkedeki Starbucks dükkânlarının sayısından daha fazla Türkiye’yi yönetti” diye çevrildi!

•Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını “Cemevleri de dahil tüm ibadethanelerde doğalgaza indirim” yerine “İbadethanelerde, cemevlerinde kullanılan doğalgazda indirim” diye duyuran medya, cemevlerinin de ibadethane olduğu gerçeğini göz ardı etti.

•Öldürülen Sinan Ateş’in fotoğrafında iki kızının yüzlerinin kapatılmadan yayımlanması mahremiyet ihlali ve yaşamlarının olumsuz etkilenme olasılığı nedeniyle yanlıştı.

•Köşk Kaymakamı’nın tekzibinin yayımlamasıyla yetinmeyen Aydın Sulh Ceza Hâkimliği, Evrensel’e aynı metni “iki internet sitesi ile iki gazetede” ilan gibi yayımlatma cezası vererek basın tarihinde eşi görülmemiş bir hukuksuzluğa imza attı.

•OdaTV’nin ayrımcı yaklaşım içeren “Suriyeli simitçi; yaşlı, hasta, engelli ve hamileler için ayrılan koltuğa simitlerini koydu” haberinin unsurları da eksikti, hiç çalışılmamıştı.

•Hürriyet, Milliyet, Sabah, Yeni Şafak, Erdoğan’ın sözlerine dayanarak “ihracatta rekor kırıldığı” haberlerinde ithalatta daha büyük rekor kırıldığı bilgisine yer vermediler.

•Türkiye’nin “MİT altın çağını yaşıyor” haberinde “MİT, dünya tarafından en etkili 3 istihbarat biriminden biri olarak gösteriliyor” bilgisinin kaynağı yoktu, kimin ya da hangi kuruluşun böyle bir tespit yaptığı belli değildi.

•Fanatik, Trabzonspor’un Kuzey Makedonyalı oyuncusu Enis Bardhi’nin sözlerini “Savaş devam ediyor” başlığıyla yayımlayarak sporun savaşa benzetilmesini onaylamış oldu.

•EuroNews sitesinin “Türkiye ile ABD eş zamanlı olarak IŞİD’e finansman sağladığı tespit edilen 5 gerçek ve 2 tüzel kişinin mal varlıklarının dondurulmasına karar verdi” haberinde malvarlığı dondurulan gerçek ve tüzel kişilerin adları yoktu.

•Hürriyet, Milliyet ve Sabah, beş marketin fiyatları dondurduğu haberlerinde iktidarın marketlere baskısını ve bu market CEO’larının Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un toplantısına katıldığı bilgisinden hiç söz etmedi.

•Akşam, Hürriyet ve Sabah, bütün kentlerdeki yılbaşı kutlamalarını aktardıkları haberlerde sanatçı Gülşen’in İzmir’deki konserine yer vermediler.

•Karar gazetesi, Kadın Cinayetleri Önleme Platformu’nun açıklamasına dayalı ve 2022’de 334 kadının öldürüldüğü bilgisini içeren “İstanbul Sözleşmesi bitti kadına şiddet arttı” haberiyle Türkiye gazetesinin “Çekildikten sonra cinayetler azaldı” haberini tekzip etti.

***

Okur Görüşü:

Orhan Orucu: İBB Başkanı İmamoğlu’nun basın toplantısında ön sıralarda basından kimseyi göremedim. Hepsi CHP’nin bilinen isimleriydi. Basın örgütleri bu işe tavır almalı. Basın açıklaması ya da basın toplantısı ise ön planda basın emekçileri olmalı.

Hasan Yıldız: Maaş zammı belli olunca malum medya yaygarayı kopardı. Şu meslek grubu şu kadar alacak diye. Diğer yayın organları da malum medya gibi davrandı. Lütfen yeni başlayan öğretmenin maaşını yazın da millet de bizim öyle fil dişi kulelerde yaşadığımızı sanmasın.

Yüksel Kenaroğlu: Tabutlar, belediyelerin “Seyyar Reklam Panoları” olarak kullanılmamalı! Belediyeler bunu yapsa da haberlerde fotoğrafları o yazılar görünecek şekilde yayınlanmamalı.

ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: medyaombudsman@gmail.com

Devamını Oku
Gazete manşetleri4 ay önce

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok...

Gazete manşetleri6 ay önce

Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek

Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji...

Gazete manşetleri6 ay önce

Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı

Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı....

Gazete manşetleri6 ay önce

Gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldıv

Gözaltına alınan gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında...

Gazete manşetleri8 ay önce

Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet...

Gazete manşetleri8 ay önce

Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker,...

Gazete manşetleri8 ay önce

TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki...

Gazete manşetleri8 ay önce

Demirören Medya Grubu hakkında yeni iddia: Yurtdışı ofisleri kapatıldı

Bir süredir küçülme haberleriyle gündeme gelen Demirören grubunda Brüksel, Washington ve Atina bürolarının kapatıldığı iddia edildi. Medyaspot’un haberine göre; bulundukları...

Gazete manşetleri8 ay önce

1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can tutuklandı

Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma çerçevesinde 1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can’ın tutuklandığı bildirildi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can,...

Gazete manşetleri8 ay önce

İddia: TRT, bikinili fotoğrafı sonrası Leyla Tanlar’ı diziden çıkardı

TRT’nin yeni dönem dizisi ‘Selahaddin Eyyubi’de yer alan Leyla Tanlar’ın sosyal medyada paylaştığı bikinili fotoğrafı sonrası kadrodan çıkarıldığı öne sürüldü....

Gazete manşetleri8 ay önce

Gazeteci Gökhan Özbek gözaltına alındı

Gazeteci Gökhan Özbek, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak gözaltına alındığını duyurdu. 23 Derece haber sitesinin sahibi gazeteci Gökhan Özbek,...

Gazete manşetleri8 ay önce

Oğuzhan Uğur ve Robot Sophia arasındaki diyalog sosyal medyada gündem oldu

Dünyada vatandaşlığa kabul edilen ilk robot olan Sophia, Oğuzhan Uğur’un sunduğu ‘Mevzular Açık Mikrofon’ programına katıldı. Programın tanıtım videosundaki diyaloglar,...

Gazete manşetleri8 ay önce

TRT ABD’de vatandaşın parasını kimler için çarçur ediyor ?

ABD’de şirketleşen ‘TRT Amerika Inc’ Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun yaptığı harcamalar dudak uçuklatıyor. TRT-USA’ya her yıl milyonlarca dolar akıtılırken sadece...

Gazete manşetleri8 ay önce

Şebnem Paker müzik öğretmeni olarak Milas’a atandı

Eurovision Müzik Yarışması’nda üçüncülük elde eden Şebnem Paker, Milas’taki Kırcağız Ortaokulu’na müzik öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında İrlanda’nın Dublin kentinde...

Gazete manşetleri8 ay önce

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları valla

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları vallahttps://t.co/izJ9wAIkwM pic.twitter.com/TGAenBaGxh — BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) August 24, 2023 AKP’nin 22. Kuruluş Yıldönümü...

Gazete manşetleri8 ay önce

Serdar Ortaç: Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda

Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, “Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda” dedi. Ortaç ayrıca, köye yerleşeceğini ve son bir veda turnesi...

Gazete manşetleri8 ay önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’den Ahmet Altan ve Osman Kavala mesajı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, sürgün temalı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hapse atılan gazeteci ve aydınlar arasında Ahmet Altan ve Osman...

Gazete manşetleri8 ay önce

Ödül alan kadın gazeteciyi hedef alan Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden tepki

Bir radyo programında gazeteci Çağla Geniş’i hedef alan açıklamalar yapan Murat Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyet tepki gösterdi. Cemiyet tarafından yapılan...

Gazete manşetleri8 ay önce

Müzisyen Emel Çiftçi tutuklandı

Diyarbakır’da sabah saatlerinde hastaneye tedavi olmak için giden Kürt sanatçı Emel Çiftçi, yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Ankara ve...

Gazete manşetleri8 ay önce

RTÜK’ten VOA Türkçe’ye lisans için 72 saat süre

RTÜK, VOA Türkçe’ye lisans başvurusunda bulunması için 72 saat süre tanıdı. Başvuru olmazsa “voaturkce.com” alan adı engellenecek. Radyo ve Televizyon...

Öne Çıkanlar

Copyright © 2019 Medyatrend. Tüm Hakları Saklıdır.