Bizi Takip Edin

Analiz

Gazetecilik refleksi işbaşında

Gazetecilik refleksi olmasaydı eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi, belki de bir üçüncü sayfa haberi olarak geçip gidecekti. Üç maymunu oynayan iktidar ve medyasına kalsa MHP ve Ülkü Ocakları yöneticileri, özel harekât polisleri ve mafya elemanlarının karıştığı “siyasi” bir cinayet olduğunu öğrenemeyecektik.

İlk harekete geçen gazeteciler Deutsche Welle’den Alican Uludağ ve Yeniçağ’dan Yavuz Selim Demirağ’dı. 30 Aralık günü saat 15.06’da sosyal medyadaki paylaşımıyla cinayeti duyuran Uludağ, akşam da “Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin ilginç bir durum var. Ne Devlet Bahçeli ne MHP’li vekiller ne de Ülkü Ocakları herhangi bir başsağlığı mesajı yayımlamadı” paylaşmıyla cinayetin siyasi yanına ilişkin işaret fişeği attı. Ardından “Sinan Ateş cinayetiyle ilgili bilgiler netleşiyor” diyerek gözaltı ve arananlar hakkında bilgi verdi paylaşımında.

Aynı gece Uludağ’ı, Demirağ’ın Twitter’daki paylaşımları izledi. “Sinan Ateş’in mesubiyeti ile gurur duyduğu kuruluşlardaki anlamlı sessizlik canımı sıkıyor” diye yazdı o da. Ardından Oda TV ise “Başkent Suikastine ‘Devlet’ neden sessiz” sorusunu yöneltti.

İsmail Saymaz’ın Halk TV’deki programda cinayete ilişkin ayrıntılı konuşmasının ardından Ankara Valiliği “çalışmaların devam ettiği” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Zaten haber kanalları Halk TV, Tele1, Cadde TV ve KRT TV’nin ilk andan itibaren cinayete ilişkin gelişmelerin üzerinde durmaları olayın öneminin fark edilmesinde etkili oldu.

Katillerin adresi ve arka planı hakkındaki ayrıntılı bilgiler 1 Ocak günü yine Alican Uludağ ve Yavuz Selim Demirağ’ın paylaşımlarıyla geldi. Uludağ’ın, birbirini izleyen 10 paylaşımı “Cinayette Ülkü Ocakları/MHP bağlantısı ilk kez tespit edildi. Bu kapsamda eski Ülkü Ocakları Maltepe Şube yöneticisi Ufuk Köktürk gözaltına alındı” diye başlıyordu.

Demirağ da peş peşe paylaşımlarla “Sinan Ateş suikastı siyasi cinayettir. Azmettirenler kriminal çeteyi taşeron olarak kullanmıştır” deyip olaya karışanların isimlerini verdi; sonra da KRT TV, Halk TV ve Tele 1’deki programlara çıkarak öğrendiklerini aktarmayı sürdürdü.

2 Ocak’ta BirGün’den Timur Soykan ve Cadde TV’den Serdar Akinan da devreye girdi. Soykan, Uludağ’ın paylaşımlarının üzerine yeni bilgiler ekledi. Akinan ise “Sinan Ateş’in katilleri Ankara’ya çakarlı arabayla mı geldi? Kim sakladı?” sorusunu gündeme getirdi.

Ağırlıklı olarak sosyal medyadaki paylaşımlar üzerinden giden bilgi akışı, 3 Ocak’tan itibaren yerini medyadaki haberlere bıraktı. Tolga Şardan’ın T24’deki Ülkücü camiadaki iç çatışmanın Mersin’e uzanan geçmişini ortaya koyan “Çukurambar cinayeti ve Mersin’deki ülkücü çatışmasından yansıyanlar” başlıklı yazısını TV’ler ve internet siteleri de alıntıladı. Uludağ’ın, DW’deki “Sinan Ateş cinayeti MHP’li isimlere uzanıyor”, İsmail Saymaz’ın, halktv.com.tr’deki “Sinan Ateş’in son iki haftası: Üç yeni bilgi” ve BirGün’ün “Sinan Ateş cinayeti bir iç hesaplaşma mı” haberleri de cinayetin izini sürmek için kritik veriler içeriyordu.

Bu haberleri Timur Soykan’ın BirGün’de cinayete giden süreci tüm yönleriyle aktaran “Kırmızı pazartesi” yazısı, DW’de Alican Uludağ’ın “Tetikçi kaçtı mı?” ve “İki özel harekât polisi tutuklandı” haberleri, halktv.com.tr’de İsmail Saymaz’ın “FETÖ’cü denilen Ateş FETÖ Komisyonu’nun başındaydı”, “Hasan Ferit Gedik’ten aranırken Sinan Ateş’i öldürttü” yazıları,

T24’te Tolga Şardan’ın “İşte o gece: MHP’li Kılavuz’un evinde yaşananlar” yazısı ve Asuman Aranca’nın tutuklananların ifadelerini yansıtan üç haberi, Gazete Duvar’da Ferhat Yaşar’ın “Gülsuyu’ndan Dodo dedikoduları” ile ifadelere ilişkin haberleri izledi.

Eleştirel medyanın alıntıladığı bu paylaşım, yazı ve haberler, Sinan Ateş cinayetinin boyutunun ve uzandığı odakların açığa çıkarılmasında belirleyici rol oynadı. Başta ilgisiz kalan medyanın odaklanması sağlandı; kamuoyu ve muhalefet partilerinin de dikkati çekildi.

Susurluk skandalı benzeri siyaset-polis-mafya üçgeninde işlenen bir cinayeti gözler önüne seren bu gazeteci arkadaşlarımızı tebrik etmek gerek. Ancak bir gazeteci edindiği bilgiyi sosyal medyada paylaşmak yerine öncelikli olarak kendi medya kuruluşunda haber yapmalı.

Haber yapmadan bilgi paylaşımında bulunmak hem o bilginin editoryal sürecin dışına çıkmasına neden oluyor; hem de gazetecinin bağlı bulunduğu medya kuruluşunun tutumu konusunda çelişkili algı yaratıyor. Ne de olsa gazetecilik takım oyunudur…

***

BALIK HAFIZALI MEDYA

Balık hafızalı olmak iktidarı destekleyen medyanın işine geliyor sanırım. Aksi halde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” hakkındaki açıklamalarını “EYT’linin bayram günü”, “Emeklilik müjdesi” manşetleriyle yayımlayamazlardı.

Zira EYT’lilerle birlikte sevinç çığlıkları atan, düğün bayram manşetleri atan iktidar medyası iki yıl önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Beni bu yola asla teşvik etmeyin” sözlerini manşet yapmıştı:

“EYT’yi uygulayan iflas eder (Akşam), Kaybetsem de EYT’de yokum (Hürriyet), EYT’ye noktayı koydu (Milliyet), Milletimin zararına olan hiçbir işte yokum (Sabah), Seçimi kaybetsem bile EYT yok (Türkiye), EYT’ye son noktayı koydu (Yeni Şafak).”

Erdoğan’ın 17 Kasım 2019’da yayımlanan EYT karşıtı bu açıklamalarına en büyük destek de Turkuvaz Grubu’ndan gelmiş; Sabah üç gün sonra da “Erken emekliliğin ağır faturasını herkes ödüyor” manşetiyle çıkmıştı. Dilek Güngör’ün hazırladığı sayfada EYT’nin sakıncaları anlatılmış; “muhalefetin oy uğruna EYT’lilere destek verdiği” savunulmuştu. Sabah yazarları Engin Ardıç, “Koparılan EYT yaygarası”, Melih Altınok, “Cumhurbaşkanının popülizme teslim olmaması takdire şayan”, Mevlüt Tezel de “Gençlerden hiç itiraz gelmiyor, aksine muhalefet olsun diye EYT’lileri destekliyorlar” diyerek desteklemişlerdi Erdoğan’ın EYT karşıtı sözlerini.

Şimdi sanki bunlar hiç yazılmamış, söylenmemiş gibi. Erdoğan ile birlikte EYT karşıtlığından çark eden iktidar medyası, bu manevrayı okur ve izleyicilerine açıklama gereği bile hissetmedi. Erdoğan’ın EYT karşıtı sözlerini anımsatma görevi yine bağımsız ve eleştirel medyaya düştü.

İktidar medyası, EYT ile ilgili yasa teklifi bu hafta Meclis’e geldiğinde de büyük olasılıkla aynı tavrı sürdürecek ama bereket ki, eleştirel medyanın hafızası yerinde.

***

TEK CÜMLEYLE:

•Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Brezilya’ya giden gazeteciler, uçaktaki söyleşide, Suriye medyasındaki “Türkiye’nin askerlerini geri çekmeyi kabul ettiği” haberleriyle ilgili sorunun yanıtı “off the record” (kayıt dışı) olduğu için yayımlamadılar; “Suriyeli muhalifleri satmayız” cümlesi ise Bakanlığın kontrolünden geçen deşifre metninden çıkartıldı.

•Hürriyet, Milat, Sabah, Yeni Akit ve Yeni Şafak’ta “Çat kapı haciz kalkıyor” gibi başlıklarla sunulan “7.Yargı Paketi” haberlerinin kaynağı Adalet Bakanlığı’nın bilgi notuydu.

•AHaber, Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, 24TV, “Teröristbaşı Duran Kalkan’dan muhalefete ittifak çağrısı” haberlerinde Duran Kalkan’ın “AKP-MHP yıkılırken onun yerine CHP gibi bir iktidar gelemez. Gerçek bir demokratik gücün gelmesi lazım. Çünkü pek fazla bir farkı yok CHP’nin” sözleri ayıklandı.

•Foreign Policy dergisinin haberindeki “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Starbucks’ın Türkiye’de faaliyete geçmesinden daha uzun süre ülkeyi yönettiği” esprisi Milliyet internette “Erdoğan ülkedeki Starbucks dükkânlarının sayısından daha fazla Türkiye’yi yönetti” diye çevrildi!

•Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını “Cemevleri de dahil tüm ibadethanelerde doğalgaza indirim” yerine “İbadethanelerde, cemevlerinde kullanılan doğalgazda indirim” diye duyuran medya, cemevlerinin de ibadethane olduğu gerçeğini göz ardı etti.

•Öldürülen Sinan Ateş’in fotoğrafında iki kızının yüzlerinin kapatılmadan yayımlanması mahremiyet ihlali ve yaşamlarının olumsuz etkilenme olasılığı nedeniyle yanlıştı.

•Köşk Kaymakamı’nın tekzibinin yayımlamasıyla yetinmeyen Aydın Sulh Ceza Hâkimliği, Evrensel’e aynı metni “iki internet sitesi ile iki gazetede” ilan gibi yayımlatma cezası vererek basın tarihinde eşi görülmemiş bir hukuksuzluğa imza attı.

•OdaTV’nin ayrımcı yaklaşım içeren “Suriyeli simitçi; yaşlı, hasta, engelli ve hamileler için ayrılan koltuğa simitlerini koydu” haberinin unsurları da eksikti, hiç çalışılmamıştı.

•Hürriyet, Milliyet, Sabah, Yeni Şafak, Erdoğan’ın sözlerine dayanarak “ihracatta rekor kırıldığı” haberlerinde ithalatta daha büyük rekor kırıldığı bilgisine yer vermediler.

•Türkiye’nin “MİT altın çağını yaşıyor” haberinde “MİT, dünya tarafından en etkili 3 istihbarat biriminden biri olarak gösteriliyor” bilgisinin kaynağı yoktu, kimin ya da hangi kuruluşun böyle bir tespit yaptığı belli değildi.

•Fanatik, Trabzonspor’un Kuzey Makedonyalı oyuncusu Enis Bardhi’nin sözlerini “Savaş devam ediyor” başlığıyla yayımlayarak sporun savaşa benzetilmesini onaylamış oldu.

•EuroNews sitesinin “Türkiye ile ABD eş zamanlı olarak IŞİD’e finansman sağladığı tespit edilen 5 gerçek ve 2 tüzel kişinin mal varlıklarının dondurulmasına karar verdi” haberinde malvarlığı dondurulan gerçek ve tüzel kişilerin adları yoktu.

•Hürriyet, Milliyet ve Sabah, beş marketin fiyatları dondurduğu haberlerinde iktidarın marketlere baskısını ve bu market CEO’larının Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un toplantısına katıldığı bilgisinden hiç söz etmedi.

•Akşam, Hürriyet ve Sabah, bütün kentlerdeki yılbaşı kutlamalarını aktardıkları haberlerde sanatçı Gülşen’in İzmir’deki konserine yer vermediler.

•Karar gazetesi, Kadın Cinayetleri Önleme Platformu’nun açıklamasına dayalı ve 2022’de 334 kadının öldürüldüğü bilgisini içeren “İstanbul Sözleşmesi bitti kadına şiddet arttı” haberiyle Türkiye gazetesinin “Çekildikten sonra cinayetler azaldı” haberini tekzip etti.

***

Okur Görüşü:

Orhan Orucu: İBB Başkanı İmamoğlu’nun basın toplantısında ön sıralarda basından kimseyi göremedim. Hepsi CHP’nin bilinen isimleriydi. Basın örgütleri bu işe tavır almalı. Basın açıklaması ya da basın toplantısı ise ön planda basın emekçileri olmalı.

Hasan Yıldız: Maaş zammı belli olunca malum medya yaygarayı kopardı. Şu meslek grubu şu kadar alacak diye. Diğer yayın organları da malum medya gibi davrandı. Lütfen yeni başlayan öğretmenin maaşını yazın da millet de bizim öyle fil dişi kulelerde yaşadığımızı sanmasın.

Yüksel Kenaroğlu: Tabutlar, belediyelerin “Seyyar Reklam Panoları” olarak kullanılmamalı! Belediyeler bunu yapsa da haberlerde fotoğrafları o yazılar görünecek şekilde yayınlanmamalı.

ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: medyaombudsman@gmail.com

Devamını Oku
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Analiz

Ergenekon medyası Erdoğan’ın safında kabak gibi ortaya çıktı

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde yaşananlar ve de adaylıktan çekildiğini açıkladığı andan itibaren gösterilen tepkiler, Türkiye’de kimlerin kimlerle iş tuttuğunun anlaşılması açısından tarihe eşsiz bir not düşülmesine vesile oldu.

Muharrem İnce’nin Erdoğan’ın projesi olduğu ilk günden itibaren biliniyordu ancak bu hakikatin kendi ifadeleriyle gün gibi ortaya çıkması, seçim döneminin en önemli gelişmelerinden biri oldu.

İnce adaylıktan çekilirken, kendisi ile ilgili piyasaya sürülen kumpas videoları için tam da Erdoğan’ın ve trollerin istediği şekilde CHP’yi ve Gülen Cemaati’ni suçladı.

Erdoğan da İnce’ye destek verip, “Nasıl bıraktı? O da yarın bilemediniz cumartesi günü ortaya çıkar. Bunların işi gücü fırıldak” dedi. Projenin sahibinin kendisinin olduğunu ayan beyan itiraf etti bu sözleriyle.

Hemen sonrasında anlaşıldı ki, Ali Yeşildağ adına açılan hesaplardandan yapılan operasyonun arkasında Aktroller vardı. Gazeteci Cevheri Güven, videoları hazırlayıp piyasa bizzat Aktroller olduğuduğunu teknik analizleri ile birlikte açıkladı.

Saraydan kumanda edilen operasyon sırasında Soner Yalçın, ODA Tv, Fidel Okan ve Yılmaz Özdil gibi Ergenekoncu isimler, açıkça saflarını belli ettiler, yani Erdoğan’ın yanında olduklarını ortaya koymuş oldular.
Muharrem İnce’nin avukatı ve Memleket Partisi Milletvekili adayı olan Fidel Okan, müvekkili gibi kasetlerden CHP’yi ve Gülen Cemaati’ni sorumlu tuttu. Akabinde de cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı desteklediğini açıkladı.
Okan, Ergenekoncularla temas halinde, Serhat ve Berat Albayrak’ın operasyon aparatı olarak yıllarca A Haber’de boy gösterdi. Bu seçim sürecinde de Ergenekoncularla eşgüdüm halinde Muharrem İnce’nin yanında konuşlandı, hemen akabinde de Erdoğan’a dümen kırdı.

Aynı şekilde Soner Yalçın ve sahibi olduğu ODA Tv de Muharrem İnce’yi Erdoğan’a verdikleri desteğin paravanı olarak kullandılar. Muharrem İnce’nin CHP ve Gülen Cemaati tarafından mağdur edildiği tezini işlediler. Bu sayede hem İnce’ye mağduriyet payesi vermeye çalıştılar hem de CHP’nin Gülen Cemaati ile ittifak ettiği algısına delil üretmek çaba harcadılar.

İnce adaylıktan çekilince de kurguladıkları bu iki algıyı piyasaya sürüp CHP’ye yakın İnce taraftarı seçmeni Erdoğan’a kanalize etmek istediler.

Yılmaz Özdil de bu projenin bir paydaşı olarak her fırsatta aynı tezi işledi ve “Eskiden feto infaz ederdi, Akpliler sevinirdi, şimdi feto infaz ediyor, Chpliler seviniyor, ama gene de siz bilirsiniz tabii…” şeklinde attığı tweetiyle duruşunu kamuoyuna ilan etti.

Kasetli kumpasın Aktroller tarafından icra edildiği açıkça ortaya serilmesine rağmen, tweetini silme gereği duymadı Özdil. Özür vesaire hak getire…

Gazeteci Adem Yavuz Arslan da şu tweetiyle manzarayı ayniyle ve dört başı mamur şekilde analiz etti: “”Bugünlerde iyi bir şey de oluyor; @vekilince komplosu sayesinde ‘kadro’ kabak gibi ortaya çıktı. @RTErdogan baktı seçimi kazanamıyor, tam saha pres yaptırıyor. Oyuncular, yedekler, rakip takımlardaki kriptoları sahaya sürdüler.” LİNK
Evet, Erdoğan ilk kez bu denli derin hissettiği kaybetme endişesiyle elindeki yedeğiyle, kriptosuyla bir çok kozunu masaya sürdü. Takke düştü kel göründü; saray yanaşması Ergenekoncu kadro kabak gibi ortaya çıktı.
Bir yerde de iyi oldu…

Devamını Oku

Analiz

Yılmaz Özdil’in saygı ve nezaketten haberi yok

Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nu hedef alan seviyesiz ve nezaketsiz tweetiyle ilgili tartışmalar büyüyor.

Özdil, Kılıçdaroğlu’nun vizyon toplantısında konuşmasını yaparken yer yer gözleri kapanan Selvi Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını “Heyecan verici bir toplantı oldu…” mesajını ilave edip tweet olarak paylaşmıştı.

Güya Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması heyecandan o kadar uzaktı ki, Selvi Kılıçdaroğlu bile eşinin konuşması esnasında uyumuştu.
Yalan üzerine algı yönetimi yaptı Özdil.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması gayet net, kararlı ve heyecan vericiydi.
Selvi Kılıçdaroğlu’nun gözlerinin kapanmasının nedeni kısa süre içinde ortaya çıktı. Selvi hanım ağır bir grip geçiriyordu ve toplantıya gelmeden önce kendisine serum bağlanmıştı.
Çok zor durumda olmasına rağmen eşini bu çok önemli toplantıda yalnız bırakmak istememişti Selvi hanım.
İsmail Saymaz bu gerçeği Halk Tv’de canlı yayında detaylarıyla anlattı.

Gerçeği araştırmadan o seviyesiz tweeti atan Özdil, hakikat ortaya çıktıktan sonra aynı nezaketsizliğe devam etti.
Tweeti silip Selvi hanımdam özür dilemeliydi, ancak yapmadı. Odatv’nın kendisini savunan sözde haberini paylaştı. Yürekten teşekkür etti Oda Tv’ye.

Ulusalcı medyanın bazı kalemşorları, istedikleri hukuksuzlukları ve zulümleri yaptığı için Erdoğan’a açıktan ya da perde arkasından destek veriyor.

Doğu Perinçek’in ve Soner Yalçın’ın elemanları taraflarını açıkça Erdoğan lehine belirtmiş durumdalar. Nedim Şener’den bahsetmeye gerek bile yok.

Nedim Şener’in abisi Yılmaz Özdil ise icraatlarını perde arkasından yürütüyor. Suret-i muhalefetten gözüküyor ama ince işçilikli yazıları ve paylaşımlarıyla Erdoğan’a çalışıyor.

Kılıçdaroğlu, çevresindeki isimlerin fizibiletisini yapıp tavrını koymadığı sürece, bu tür seviyesizliklere maruz kalmaya devam edecek.

En azından Erdoğan’a çalıştıklarını açıkca ortaya koysunlar, değil mi?

Devamını Oku

Analiz

Yandaşlıkları iktidara yetmiyor

Ana akım medyayı himayesi altına alan Erdoğan, canlı yayında yandaş gazetecilere propagandasını yapmak için talimat verdi. Yaşanan gelişmeyi değerlendiren gazeteciler, “Bizim işimiz eleştirel davranmak” ifadelerini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Hakan ve Abdülkadir Selvi’ye çeşitli organizasyonlarda ödül vermişti.

İktidar olduğu dönem boyunca ana akım medyayı kontrolü altına alan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla yetinmeyip canlı yayında yandaş gazetecilere kendisi için daha fazla çalışmaları yönünde talimat verdi.

Önceki akşam Kanal D – CNN Türk ortak yayınına katılan Erdoğan, burada iktidara yakınlığıyla bilinen gazetecilerin sorularını cevapladı. Program içerisinde Erdoğan, yeterli bir şekilde kendi propagandasını yaptığını düşünmediği Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi’ye gözdağı verdi.

Abdülkadir Selvi’nin “Muhalefet şehir hastaneleri konusunda eleştiri yöneltiyordu, şimdi kesildi, nasıl açıklıyorsunuz?” sorusu üzerine Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ı işaret eden Erdoğan, “Vallahi Abdülkadir Bey köşenden gereğini yapacaksın. Ahmet Bey gereğini yapıyor” sözlerini kullandı.

Konuya ilişkin BirGün’e açıklamalarda bulunan gazeteciler, canlı yayında alenen verilen bu talimatın açıkça iktidar ve yandaş medya arasındaki ilişkiyi yansıttığını hatırlattı.

GAZETECİ ELEŞTİREL DAVRANMALI

Abdülkadir Selvi’ye yöneltilen sözün hem Ahmet Hakan hem de Selvi tarafından kabul gördüğünü dile getiren Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Erdoğan, bu sözleri sarf edince Abdülkadir Selvi ‘Evet’ diyor, Ahmet Hakan ise duymazdan geliyor. Bir anlamda Ahmet Hakan da Abdülkadir Selvi de Erdoğan’ın propagandasında rol aldığını kabul ediyor. Ancak gazeteci eleştirel davranır, güç odaklarının emir eri olmaz.”

Erdoğan’ın talimatından önce Selvi’nin yönelttiği sorunun gazetecilik ilkesine aykırı olduğunu ifade eden Bildirici şunları söyledi:

“Zaten Erdoğan’ın talimatı öncesinde Selvi’nin sorusu tamamen hatalı. Gazeteci sorusundan ziyade memur sorusu gibi. ‘Şehir hastanelerini muhalefet eleştiriyordu şimdi sesleri kısıldı’ dedi ama öyle bir şey yok. Muhalefet hâlâ şehir hastanelerini eleştiriyor. Etlik Şehir Hastanesi’nin açılması için 5 tane hastanenin kapatılmasına yönelik muhalefet ve bağımsız eleştirel medya, tepkilerine sonuna kadar devam etti. Selvi eleştirileri yok sayıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘Gereğini yapın’ derken Abdülkadir Selvi zaten yapmış oluyor.”

Faruk Bildirici, Medya Ombudsmanı

AMAÇLARI ERDOĞAN’IN TAKDİRİNİ KAZANMAK

Erdoğan’ın alenen gerçekleştirdiği talimatlarla bu kişileri zor duruma sokup sokmayacağını önemsemediğini dile getiren Bildirici, “Gazeteci ve yazarlar da Erdoğan’ın bu tür sözlerine üzülmüyor. Çünkü amaçları izleyicilerin saygınlığını kazanmaktan çok Erdoğan’ın takdirini kazanmak. Bu talimatları verdiği gazeteciler Erdoğan’ın özel yurtdışı gezilerine davet edilen, Erdoğan’ın ödüllendirdiği insanlar” ifadelerini kullandı.

Ahmet Hakan’a da parantez açan Bildirici, “Ahmet Hakan sadece o programa katılan bir yazar değil, CNN Türk’te programı olan, Hürriyet Gazetesi’nin Yayın Yönetmeni. Ahmet Hakan’ın ‘gereğini yaptığını’ Erdoğan’ın ağzından duyuyor uz” dedi.

Bildirici gazetecilik tanımı olarak ise şunları söyledi:

“Bir gazeteci için dünyanın neresinde olursa olsun gücü temsil eden bir siyasetçinin takdirine mazhar olmak övünülecek, mutlu olunacak bir şey değil. Tam tersi üzülmesi gereken bir durum. Biz gazeteciler güç odaklarını rahatsız ettiğimiz takdirde görevimizi yerine getirmiş oluruz.”

BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİ ORTADAN KALDIRDILAR

Sağlıklı işleyen demokrasilerde medyanın siyasi kurumu denetleyen bir yapı olduğunun altını çizen Gazeteci-Akademisyen Can Ertuna, “Bu haliyle gazeteciler ile muhatapları arasında temkinli bir yakınlık ve bir mesafe olur. Türkiye özelinde ise bu mesafe uzun bir süre önce zaten ortadan kalkmıştı. Bunu görebilmek için Cumhurbaşkanı’nın gezilerinde uçaktaki isimlere bakmak yeterli. Çünkü bu gezilerde yer alan gazeteciler için kasıtlı bir kadro oluşturuluyor ve konfor alanını sağlayan kalemler oluyor. Eleştirel medyanın, bu türde yapılan haberciliği sürdürme kararı olan televizyon kuruluşlarının çağrılmadığına şahitlik ediyoruz” dedi.

Can Ertuna, Gazeteci Akademisyen

Canlı yayında gerçekleşen talimatla birlikte göstermelik dahi olsa olayın bağımsız gazetecilik kavramıyla alakası kalmadığını işaret eden Ertuna, “Bir süre öncesine kadar kurumlar işlevini yitirmiş olsa da demokrasi görüntüsünü korumak, tahkim etmek için tasfiye edilmiyorlardı. Ama dün akşamki yayın bize artık protokolsüz, promptersiz sohbet anlarında aslında medya siyaset ilişkilerinin hangi seviyede olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.

DİĞER TÜRLÜ CEZALANDIRILIRSINIZ

Ertuna, şöyle devam etti: “Bu tür gazetecilere ayrılan kaynaklar, özel ödüller ve köşeler bahşedilmesi kamuoyu nezdinde de farklı bir algıya yol açıyor. Hürriyet gazetesinin Demirören’e devredilmesinden sonra ortaya çıkan veriler çerçevesinde, bu gibi birtakım medya grupları tarafından istihdam edilen kalemlerin ve ekran yüzlerinin halk nezdinde çok da yüksek bir karşılığı olmadığını söyleyebiliriz. Ancak bu tür gazeteciler halk nezdinde karşılığı olup olmadığından ziyade ödüllendirilip ödüllendirilmediğine bakıyor. Türkiye’de bir tür gazetecilik yaparsanız ödüllendirilir, diğer türlü yaparsanız cezalandırılabilirsiniz.”

İKTİDAR SOPA İLE YÖNETİYOR

Erdoğan’ın canlı yayında Selvi’ye verdiği talimatın şaşırtıcı olmadığını aktaran Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Genel Yayın Yönetmeni Tezcan Durna şunları söyledi: “İktidara geldikten sonra tek parti dönemini sürekli despotlukla suçlayan AKP, zamanla ülkeyi daha da beter hale getirdi. Cumhuriyet’in kurulduğu dönemde, medyaya dönemin iktidarına yardım edecek işler yüklenmişti. Ancak o dönem dünyanın birçok ülkesinde sistem böyle işliyordu. Ona rağmen dönemi baskıcılıkla eleştirerek, ülkeye daha güçlü bir demokrasiyi getireceğini vadeden partinin başkanının bu hale gelmesi başkalarını şaşırtsa da beni hiç şaşırtmıyor.”

Tezcan Durna, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı G.Y.Yönetmeni

AKP iktidarının yıllardır basını ‘havuç-sopa’ ilişkisiyle yönetmeye çalıştığını dile getiren Durna, “Şimdi havuç ortadan kalktı, sadece sopa kaldı. Sopa tek işlev gören araç haline gelmiş durumda. Günümüzde bu kişiler itibarları sarsıldığı, kendi iradeleri olmadığı için kamuoyu tarafından tartışılır hale geldi” dedi.

BU İSMLERİN SÖZLERİNİN ANLAMI KALMADI

Bu tür yazarların sözlerinin herhangi bir anlamı kalmadığını belirten Durna sözlerine şöyle dem etti: “Eskiden olduğu gibi Erdoğan bu tür isimleri, halka iktidarın dilini anlatma işlevine sahip kişiler olarak değerlendiriyor. Ancak yıllardır yaptıklarıyla bu işlevi bertaraf etmiş durumda. Halk arasında artık kimse bu tür yazarlara inanmıyor. Sözlerinin hükmü olduğuna dair bir yanılmasa var ve Erdoğan bunun farkında değil. Hâlbuki Erdoğan bunu kendi eliyle yok etti ve bu tür isimler koltuklarını koruyabilmek için bunu kabul etti.”

İKTİDARIN MEDYA GRUPLARI

• Demirören Grup: Mart 2018’de Demirören Grubu Doğan Grubu’nun tüm medya varlıklarını 916 milyon dolara satın aldı. Demirören 3 gazeteye (Hürriyet, Posta ve Fanatik), iki TV kanalına (Kanal D ve CNNTURK) ve bir haber ajansına (DHA) sahip.

• Albayrak Holding: AKP’nin birçok ihalesini üstlenen Albayrak Holding, medya sektörüne 1997’de Yeni Şafak’ı satın alarak adım attı. Bunun yanı sırı holding, yedi dergi ve iki televizyonun da sahibi.

• TürkMedya: Ethem Sancak’ın sahibi olduğu “Es Yayıncılık” ve tüm medya varlıklarını 2017 yılında satın alan, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in de geçtiğimiz aylarda ismini geçirdiği Zeki Yeşildağ, Star, Akşam ve Güneş gibi yandaş gazetelere sahip.

• Kalyon Grup: AKP’nin bir başka gözdesi Kalyon Grup da medyada sözü geçenlerden. Grubun sahibi Hasan Kalyoncu’nun oğlu Ömer Faruk Kalyoncu, Turkuaz Grubu’nun sahip olduğu ATV-Sabah yayınlarını almak için Eylül 2013’te Zirve Holding’i kurdu. Zirve Holding beş gazete, dört TV, 15 dergi, 3 internet yayını, 6 radyonun sahibi.

Devamını Oku
Gazete manşetleri2 gün önce

Fatih Portakal ‘sağlam kulis bilgisi’ aktardı: İktidarın düşündüğü asgari ücret

Gazeteci Fatih Portakal’ın aktardığı “sağlam kulis bilgisi”ne göre, iktidar asgari ücrete yüzde 26’lık artış gerçekleştirerek 11 bin 500 TL yapmayı...

Gazete manşetleri3 gün önce

Mauro Icardi ile Simge’den ‘Aşkın Olayım’ düeti

Simge Sağın’ın şarkısı ‘Aşkın Olayım’ ile özdeşleşen Mauro Icardi, şampiyonluk kutlamasına gelen şarkıcıyla düet yaptı. Spor Toto Süper Lig 2022-23...

Gazete manşetleri3 gün önce

İsmail Saymaz: İbrahim Kalın, bu gece MİT Başkanı olarak atanabilir

Gazeteci İsmail Saymaz, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın MİT Başkanı olarak atanabileceğini söyledi. Twitter’dan paylaşımda bulunan Saymaz, “İbrahim Kalın, bu gece...

Gazete manşetleri5 gün önce

Habertürk’te Fatih Altaylı’dan sonra Serdar Turgut’un işine son verildi

Gazeteci Ertuğrul Özkök, 5 gündür köşe yazısı yayımlamayan HaberTürk’ün bütün köşe yazarlarını işten çıkardığını yazdı. Özkök, “Türkiye medya sektöründen gelen...

Gazete manşetleri6 gün önce

Hizbullah’tan tutuklanan Kızılay yöneticisi, BirGün’e 250 bin TL’lik tazminat davası açtı

Kızılay’ın Denetim Kurulu Üyesi olan Şehmus Yıldırım, kamudan aldığı milyonlarca liralık ihaleleri haberleştiren gazetemiz BirGün’e 250 bin TL’lik tazminat davası...

Gazete manşetleri6 gün önce

Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, hayatını kaybetti

Sabah gazetesi yazarı 81 yaşındaki Barlas, rahatsızlığı nedeniyle bir süredir Şişli’de özel bir hastanede tedavi görüyordu. Mehmet Barlas Kimdir ?...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Uğur Dündar’dan Aslı Baykal’a: ‘Siz o kanala çöktünüz, sonra da sattınız’

Uğur Dündar, Aslı Baykal ile aralarında başlayan tartışmada dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Aslı Baykal’ın “Halk TV’nin genel yayın yönetmeni...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Merhaba ‘Türkiye Yüzyılı’: RTÜK’ten muhalif kanallara seçim yayını incelemesi!

RTÜK, 28 Mayıs Seçimi sırasında yaptıkları seçim yayını gerekçesiyle aralarında Sözcü TV, TELE1, KRT VE Halk TV’nin de olduğu çok...

Gazete manşetleri1 hafta önce

AK Partili İBB Meclisi üyesi Uğur Korkmaz, gazeteciye saldırdı

AK Partili İBB Meclisi üyesi Uğur Korkmaz, kendisine hakaret eden bir kişiyle tartışırken gazeteci Ali Macit’i darp edip, seçim yapmasını...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Onur Akın Almanya’dan vize alamadı: ‘Bugünleri de gördük’

Sanatçı Onur Akın, Almanya’ya gidiş için Schengen vize başvurusuna ret cevabı aldığını belirterek “Ülkem adına utanç duyuyorum” dedi. Volkan Konak’ın...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Armağan Çağlayan’dan seçim sonrası paylaşımı: Çok fazla siyasi yasak kararı çıkacak

Armağan Çağlayan, 28 Mayıs’ta yapılan ikinci tur oylamasının ardından “Hiçbir muhalefet liderinin dokunulmazlığı yok bu yasama döneminde. Muhtemelen çok fazla...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Merve Dizdar ödül konuşmasını açıkladı: Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz

Cannes’daki konuşmasının ardından hedef gösterilmesine dair konuşan Merve Dizdar, “Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve ben de bunun...

Gazete manşetleri1 hafta önce

HaberTürk’ten Ciner Medya’nın satılacağı iddiasına yalanlama

Ciner Medya’nın Cengiz Holding’e satılacağı iddia edildi Bloomberg HT’nin eski yöneticilerinden gazeteci Ali Çağatay; Turgay Ciner’in sahibi olduğu Ciner Medya’yı...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Anadolu Ajansı Genel Müdürü: İmamoğlu’na dava açacağız

AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Karagöz: İmamoğlu’nun açıklamasından sonra AA çalışanları tutanakları toplarken çeşitli saldırılara uğradı. Bu yüzden...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Oyuncu Ahsen Eroğlu: Bana gitme vakti göründü

Oyuncu Ahsen Eroğlu, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından bir paylaşım yaparak “Bana gitme vakti göründü” dedi. Eroğlu sosyal medyadan yaptığı açıklamada,...

Gazete manşetleri1 hafta önce

Gazeteci Mirgün Cabas: Gain’den bugün itibarıyla ayrılıyorum

Gazeteci Mitgün Cabas, bugünkü programında, Gain Dijital Platformu’nun satılması nedeniyle haber birimini yönettiği Gain Haber’den ayrıldığını açıkladı. Cabas, “Bugünlerde yayıncılık,...

Gazete manşetleri2 hafta önce

İkinci kez reddedilen Volkan Konak: Artık Avrupa’ya bile vize alamıyoruz

Volkan Konak, Almanya’ya yaptığı vize başvurusunun ikinci kez reddedildiğini belirterek, “Artık Avrupa’ya bile vize alamıyoruz” dedi. Müzisyen Volkan Konak, sosyal...

Gazete manşetleri2 hafta önce

CHP’deki köstebeğin adı: Tuncay Özkan

Fransa’nın ünlü gazetelerinden Le Monde’da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkarları ve...

Gazete manşetleri2 hafta önce

Rock’n Roll’un Kraliçesi Tina Turner hayatını kaybetti

Rock’n Roll’un Kraliçesi lakaplı ABD’li müzisyen Tina Turner, 83 yaşında İsviçre’de hayatını kaybetti. Tina Turner ilk olarak 1960’larda eşi Ike...

Gazete manşetleri2 hafta önce

TRT yasak dinlemiyor

Seçim günü bile AKP propagandası yapan TRT, seçimin ikinci tura kalmasıyla vites artırdı. AKP propagandası içeren reklam filmi günde 16...

Öne Çıkanlar

Copyright © 2019 Medyatrend. Tüm Hakları Saklıdır.