Bizi Takip Edin

Gazete manşetleri

Basın Konseyi 2021 raporu: Medyada kanalizasyon patladı, pislik ortaya saçıldı

Siyasal ve ekonomik kuşatma altında geçen bir yılın geride bırakıldığına dikkat çekilen raporda “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte iktidarın ‘tek adam’ yönetimine evrildiği bu süreçte, ‘tek sesli’ medya yaratma planı, 2021 yılında ivme kazandı” görüşüne yer verildi.

İktidarın, ‘muhalif’ medyayı çökertmek için RTÜK, BİK ve Yargıyı aparat olarak bu yıl da sınırsızca kullandığı belirtilen raporda “Eleştirel ve bağımsız yayın yapan ve sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ulusal gazete ve televizyon ile yüzlerce yerel medya kuruluşu için koşullar her gün biraz daha zorlaştı” denildi.

Raporda Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler ile Habertürk eski sunucusu Veyis Ateş’in adının karıştığı SBK Holding skandalına da yer verilerek, “Kurallarını tek tek kaybeden, genleriyle oynanan medyaya gazeteci kılığında sızan, hatta iktidar tarafından yerleştirilen ‘kullanışlı’ kişilerin, kirli ilişkiler sarmalı ortaya çıktı. Bu sözde gazeteciler tarafından kirletilen medyada kelimenin tam anlamıyla kanalizasyon patladı, pislik ortaya saçıldı” ifadesi kullanıldı.

Basın Konseyi’nin 2021 yılı Basın Özgürlüğü Raporu şöyle:

DEMOKRASİLERDE BU KABULLENİLEMEZ

Türkiye’de medyanın maruz kaldığı antidemokratik uygulamalar elbette uluslararası alandaki karnesine de zayıf not olarak yansıdı. İşte bu yılki karnemiz:

* 2021 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 153’üncü sıradayız.

* Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 139 ülke arasında 117’nci sıradayız.

* Dünyada cezaevinde en fazla gazetecinin olduğu ülkeler sıralamasında, cezaevindeki gazeteci sayımız 37’den 17’ye düşse de yine 6’ncıyız.

* Dünya Demokrasi Endeksi’nde 167 ülke arasında 110’uncu sırada hibrit rejimler kategorisindeyiz. Liberal Demokrasi Endeksi’nde ise 179 ülke arasında 149’uncu sırada otokrat seçim demokrasisinde bulunuyoruz.

“ İnternette Özgürlük Raporu’nda ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ arasında yer alıyoruz.

Bu durum, demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkede kabul edilemez. O nedenledir ki Türkiye uluslararası demokrasi liginde her yıl biraz daha geriledi ve bu karneyi asla hak etmedi.

İKTİDARIN MEDYAYA BAKIŞI

Medyanın yüzde 95’ini tam kontrolü altında tuttuğu iktidar, söz dinleyen, emir komuta içinde manşetler atan, yayınlarda iktidar övgüsü eksik etmeyen gazete ve televizyonlara desteğini sürdürürken, geride kalan yüzde 5’in susturulması için elinden geleni hayata soktu.

Sosyal medya için ise, iktidar ‘düşman hukuku’ anlayışıyla yasal düzenleme yapıp susturma planlarına devam etti.

2021 yıl içinde iktidarın medyaya dönük uygulamasından bazılarını şu başlıklarla özetlemek mümkün:

* Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan tasarruf genelgesinde kamu kuruluşlarına günlük gazete alımı yasaklandı.

* Basın toplantıları ‘hülle’ oyununa döndü.

* Cevapları önceden hazırlanıp promtere yüklenen sorular, yandaş medyanın muhabirlerinin eline tutuşturularak sorduruldu.

* Gazetecilik, hükümet memurluğu gibi görüldü.

* İktidar medyasının gazeteleri tek merkezden atılan manşetlerle hükümet bülteni; televizyonlar propaganda aygıtı oldu.

* Bağımsız ve eleştirel yayın yapan medya ‘muhalif’ görülerek ötekileştirildi.

* Kamu kurum ve kuruluşlarının reklamları, satmayan okunmayan iktidar medyasına aktarıldı, muhalif medyaya tek kuruş verilmedi.
* Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü kuvvet olan basın bu iktidar mensuplarınca, emir komuta ile hareket eden propaganda aracı olarak görüldü.

Bir de söylem var ki onlardan birkaçını şöyle kayda geçirmek mümkün:

* Cumhurbaşkanı cuma namazı çıkışında cami kapısından konuşup Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesi için “…gazetesini okumuyorum. Kimse de lüzumsuz yere buna para verip almasın” dedi.

* TBMM Başkanı Mustafa Şentop, kendisiyle ilgili haberini beğenmediği gazeteye ve okurlarına “Topal atın, kör alıcısı olur” diye hakaret etti.

* İçişleri Bakanı, gizli ilişkilerini ortaya çıkaran ve tarihi Cumhuriyet ile özdeş gazeteye “… gazetesi. Sizin tarihiniz derin, kirli ilişkiler tarihidir” dedi.

Bu durum, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) raporunda “Türkiye Cumhurbaşkanı basından hoşlanmıyor ya da daha doğrusu sadece ona itaat edip övgüde bulunandan hoşlanıyor ”ifadeleriyle anlatıldı.

Uluslararası raporlarda, Basın üzerinde baskı oluşturan liderlerin açıklandığı listede, dünyadaki 37 devlet ve hükümet başkanı arasında Erdoğan da yer aldı.

MUHALİF MEDYAYA ENGEL

İktidarın çıkarını önceleyen, bu nedenle de itibarı ve etkinliğini yitiren medya kuruluşlarına ve mensuplarına devletin tüm olanakları seferber edilirken; halkın çıkarlarını önceleyen bu nedenle de okunan ve izlenen ‘muhalif’ medyanın etkinliğini kırmak için her türlü engel çıkarıldı.

* İletişim Başkanlığı, keyfi uygulamayla beğenmediği yüzlerce gazetecinin basın kartını bir neden bulup iptal etti. Meslek kuruluşlarınca açılan davada Danıştay, Basın Kartları Yönetmeliğini kart iptaline gerekçe gösterilen tüm maddelerini iptal etmesine karşın mağduriyetler giderilmedi.

* Kendisini yargının üzerinde gören İletişim Başkanı, “Basın Kartları Yönetmeliğimizin bazı maddeleri Danıştay’ca iptal edilmiş. Görevde olduğumuz sürece gazetecilik adı altında terörizm propagandası yapanlarla mücadele edeceğiz. Terör seviciler boşuna sevinmesin” diyerek yargıya da kafa tutup meydan okuyabildi.

* Anıtkabir’de milli günlerde düzenlenen törenlerde muhalif medyaya akreditasyon uygulandı. İktidar medyasına sonuna kadar açılan törenleri, muhalif medyanın izlemesi yasaklandı..

* Emniyet Genel Müdürlüğü toplumsal olaylarda polis şiddetinin basına yansımasını önlemek için, ‘Polis görevini yaparken ses ve görüntü alınmasının engellenmesi, bu eylemde bulunanlar hakkında işlem yapması’ genelgesi yayınladı. Anayasa teminatı altında olan basın özgürlüğüne tamamen aykırı bu genelge yargıda iptal edilse de fiilen uygulandı.

GAZETECİLERE SALDIRILAR ARTTI

İktidarın medya düşmanlığı ile yaratılan bu iklimde, belli odaklarca kışkırtılan sokak eşkıyasının gazetecilere saldırıları tırmandı. Ne tesadüftür ki saldırıya uğrayanlar hep iktidarın ‘muhalif’ gördüğü gazeteciler oldu. İşte bu saldırılardan bazıları:

* Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, evinin önünde 3 kişinin saldırısına uğradı yaralandı. Aynı gün Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a da saldırı yapıldı.

* Gazeteci Levent Gültekin, Halk TV’nin İstanbul Bakırköy’deki merkez binası önünde, 25 kişilik grubun saldırısında dövüldü. Gültekin o halde canlı yayına çıktı.

* Marmaris’ten orman yangınlarıyla ilgili canlı yayın yapan Halk TV ekibi ve program konukları, aralarında AKP yöneticisinin de bulunduğu bir grubun saldırısına uğradı.

* İstanbul’da KRT TV’de program yapan avukat Afşin Hatipoğlu ve Osman Güdü, hemen hemen aynı günlerde sopalı saldırılarda yaralandı.

* BirGün gazetesi eski yazarı Erk Acarer, yaşadığı Almanya’daki evinde bıçaklı bir kişinin saldırısına uğradı.

* Bursa’da, Uludağ gazetesi sahibi Ferruh Varanoğlu, silahlı saldırıda yaralandı.

* Osmaniye’de Hasan Tolga Balcılar; Samsun’da İbrahim Akkuş; İstanbul’da Celal Eren Çelik saldırganlar tarafından, Konya’da ise Muhammed Emin Güleç polis tarafından dövüldü.

* Muğla’da orman yangınları sırasında TRT ve NTV ekipleri “Orhaniye’de yangın devam ediyor, neden söndürüldü dediniz” diyen köylüler tarafından engellendi.

* İstanbul Şile’de boğulma olaylarını takip için giden A Haber ekibi, plajdaki cankurtaranların saldırısına uğradı.

RTÜK SORUNU KATLANDI

Kuruluş yasasına göre, özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kuruluşu özelliği ile görevi; görsel ve işitsel yayın hizmetleri alanında iletişim ve ifade özgürlüğünü, farklı görüşleri ve çoğulculuğu güvence altına alıp, tekelleşmeyi önlemek olan RTÜK, ne yazık ki bu amacından tamamen uzaklaştı. Özgür yayın yapmaya çalışan televizyonların üzerinde ‘iktidar sopası’ olmayı sürdürdü.

RTÜK’ün bu çifte standardı Sayıştay Raporu’na girdi. Raporda, muhalefete yönelik “Şerefsiz köpek” gibi sözleri eleştiri kabul edip yaptırımsız bırakan RTÜK’ün, iktidar mensuplarına yönelik eleştirel ifadelere üst sınırdan ceza verdiğine dikkat çekildi.

RTÜK’te, 2021 yılı keyfilik, ayrımcılık, görevi kötüye kullanma ve partizanlık doruğa çıktı. İşte özerk ve tarafsız olması gereken RTÜK’ün taraflılık karnesi:

* 1 Ocak- 24 Aralık döneminde yaptığı 50 toplantıda, televizyonlara toplam tutarı 21 milyon 500 bin lirayı bulan idari para cezası verildi. Üst Kurul toplantılarında Halk TV’ye 23; TELE 1’e 21; Fox TV’ye 15; KRT’ye 8 ve Habertürk’e 4 olmak üzere toplam 71 idari para cezası uygulandı. İktidarı övmeleriyle bilinen veya kendini iktidara yakın konumlandıran ve iktidar lehine yayın yapan haber kanallarıyla ilgili RTÜK tek bir ceza vermedi. Haklarındaki şikâyet 100 bine dayanan bu kanallardan. A Haber sıfır, Ülke TV sıfır, Kanal 7 sıfır, TV-NET sıfır, CNN Türk sıfır ceza ile yılı tamamladı.

* RTÜK, yayında ‘Cemo’ türküsü söylenmesini terör propagandası diyerek televizyon kanalına 3 kez program durdurma; canlı yayında orman yangını haberi veren muhabirin ekrana yansıyan görüntüleri anlatırken “Alevler kabus gibi” sözüne idari para cezası verdi.

* İktidar partisi yöneticisi gibi hareket eden “Cumhurbaşkanımızın talimatları emirdir” diyen RTÜK Başkanı, yasalardan ve yönetmeliklerden almadığı keyfi yetkiler kullandı. ‘Özel hat’ üzerinden televizyonların genel yayın yönetmenlerini arayıp, orman yangınları sırasında alevlerin gösterilmemesini sadece sönmüş yerlerin gösterilmesi talimatını verdi, aksi halde ağır ceza vermekle tehdit etti.

* Pandemide tam kapanma uygulanan günlerde televizyon haberlerinde cadde ve sokaklarda insan ve araç olmayan sadece boş cadde ve sokakların görüntülerinin yayınlanması talimatını verdi. Buna karşı çıkan bir televizyon yöneticisi için ‘beni tehdit etti’ iftirası attı ve suç duyurusunda bulunmayıp ‘şark kurnazı’ diye hakaret etti. İstediği kanalda yüzleşme için hodri meydan denilince de kaçtı.

BASIN İLAN KURUMU SORUNU

Resmi ilanların gazetelere eşit ve adil olarak dağıtılması için kurulan ve özerk olması gereken Basın İlan Kurumu (BİK), yayınlarda sürekliliği, güvenilirliği ve görüşlerin serbestçe yayılmasını sağlamakla da görevli.

Partizan kadroların elinde amacı ve görevinin tam aksine hareket eden Basın İlan Kurumu, iktidarın gazeteler üzerinde ‘sopa’ olarak kullandığı bir aparat oldu. Muhalif gazeteleri bitirmek için haftalar ve aylar süren resmi ilan kesme cezaları veren BİK, hakkında açılan davalarda Anayasa Mahkemesi’nin ‘ifade ve basın özgürlüğü ihlali’ olduğuna karar vermesine rağmen aynı uygulamaları sürdürdü. Meclis’te verilen bu keyfi uygulamalarla ilgili soru önergelerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘mevzuat’ yanıtını vermekle yetindi.

İşte BİK’in bu yılki uygulamalardan bazıları:

* Saygı Öztürk’ün, AKP milletvekilinin partizanlığıyla ilgili yargının ‘ifade ve basın özgürlüğü’ diyerek beraat kararı; Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun da ’şikayetin yersizliği’ kararı verdiği 2 köşe yazısı için BİK, Sözcü gazetesine resmi ilan kesme cezası verdi.

* Cumhuriyet gazetesine 74 günlük ilan kesme cezası verdi, bunun 35 günlük bölümünün ekim ayından itibaren uygulanacağını tebliğ etti ve uyguladı. Cumhuriyet için bu yıl ve geçen yıl resmi ilan kesme cezası 129 günü buldu.
* Mahkemenin, AKP milletvekilinin açtığı 2 milyon liralık tazminat davasını reddettiği ve ‘yayınlanmasında kamu yaralı olduğuna’ hükmettiği haber için Cumhuriyet gazetesine 10 gün ilan kesme cezası verildi.

* Evrensel gazetesi, 2019 yılından bu yana kesilen cezalar nedeniyle resmi ilan yayınlayamıyor. BİK yine de bazı haberleri bahane edip yeni cezalar verildi..

YARGI SORUNU

Hukukun değil, siyasi iktidarın çıkarını önceleyen bazı yargı mensupları, 2021 yılında da ifade ve basın özgürlüğünü tamamen yok sayan kararlara imza attı.

* Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek’ suçundan 3 yıl 7 ay 10 gün, Tele 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel de 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

* İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, evinin yanındaki vakıf arazisine kaçak inşaatını haberleştirdikleri için haklarında terörden dava açılan Cumhuriyet gazetesi muhabir ve yöneticilerinin yargılaması sürüyor.

* Gazeteci Hakan Aygün sosyal medya hesabından ‘Ey İBAN edenler’ başlıklı paylaşımla Cumhurbaşkanına hakaret eleştirdiği suçlamasıyla 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi.

* İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet gazetesinde 52 günde 254’ü doğrudan 313 haber ve köşe yazısında hedef alındığını ileri sürerek 1 milyon liralık tazminat davası açtı.

* Sosyal medya paylaşım sitesi Youtube üzerinden, yaptıkları sokak röportajlarını yayınlayan ‘Kendine Muhabir’ hesabının sahibi Hasan Köksoy, ‘İlave TV’nin sahibi Arif Kocabıyık ve ‘Sade Vatandaş’ın sahibi Mehmet Koyuncu, bir AKP’li yöneticisinin şikayetiyle gözaltına alındı. İki gün gözaltında tutulan 3 Youtuber, olmayan bir suç için ev hapsi ile cezalandırıldı.

* Tiyatro sanatçısı Genco Erkal hakkında 2016 yılında yaptığı 2 ve 2020 yılında 1 olmak üzere 3 sosyal medya paylaşımında ‘Cumhurbaşkanına hakaret ettiği’ iddiasıyla dava açıldı.

* CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı hakaret davasında, yerel mahkemede 56 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi, istinafta bu rakam 290 bin liraya çıkarıldı.

MEDYADA KANALİZASYON PATLADI

Kurallarını tek tek kaybeden, genleriyle oynanan medyaya gazeteci kılığında sızan, hatta iktidar tarafından yerleştirilen ‘kullanışlı’ kişilerin, kirli ilişkiler sarmalı ortaya çıktı. Bu sözde gazeteciler tarafından kirletilen medyada kelimenin tam anlamıyla kanalizasyon patladı, pislik ortaya saçıldı.

İktidar yandaşı sözde gazeteciler Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler ile televizyon haber sunucusu Veyis Ateş’ın, siyaset- medya- mafya üçgenindeki faaliyetleri, haksız kazanılan mal varlıkları, gazetecilik görünümünde yaptıkları… Bu sözde gazetecilerin bakanlarla, yargı mensuplarıyla akçeli ilişkileri; milyon dolarlarla ifade edilen rüşvetler, servetleri… Kara paracı kaçak iş insanı ‘Abla’ dediği gazeteci, ses kasetleri, rüşvetin paydaşları… Yenilir yutulur işler değildi.

Bu rezaleti ortaya çıkaran ne acıdır ki ülkenin yargısı ve polisi değil, yurt dışına kaçan ve kırmızı bültenle aranan bir mafya lideri oldu. Siyaset- mafya- medya üçgeninde kuşatılmaya çalışılan Türkiye’nin kurtulması için öncelikle medyanın temizlenmesi gerekiyor.

Gazeteci, mafyanın ve siyasetin çıkarı için değil halk adına görev yapar, kamu haklarının bekçisidir. Gazeteci aç kalır ancak ,Sedat Simavi’nin dediği gibi, “Mesleğine sahip çıkar, eğer kalemine sahip çıkamaz ise kırar, ama satmaz.” Onurunu ise asla.

MEDYADA ŞİDDET UYGULAYANLAR

Medyada bunca sorunun arasında bir de şiddet uygulamayı yöntem olarak kullanan gazeteciler sorunu ortaya çıktı.

* Habertürk Ankara Temsilcisi gazeteci Muharrem Sarıkaya, sabah programı yayınında Gaziantep Belediye Başkanı ile röportaj yaparken, teknik aksaklığı gidermeye çalışan İHA muhabiri Ahmet Demir’i tokatladı. Kan donduran bu görüntüler 3 gün gecikmeyle ortaya çıktı.

* Yine aynı ilde bu kez Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Ay’ın, akli dengesi yerinde olmayan bir kişiyi kabalalık bir grupla kıstırıp sopayla dövdüğü görüntüler yerel gazetede yayınlandı.

Nedeni ve kime karşı olursa olsun gazetecinin şiddet uygulaması asla kabul edilemez. Yapan bunun bedelini ödemelidir. Hatasını kabul eden Muharrem Sarıkaya, istifa etti ve mesleğe ara verdi ama İbrahim Ay hala Cemiyet Başkanı koltuğunda oturuyor.

ÖZGÜR MEDYA İÇİN MÜCADELE

Basın Konseyi 34 yıldır olduğu gibi, medyamızın büyük güçlüklerle karşı karşıya kaldığı 2021 yılında da, gerçek gazeteciler, ifade ve basın özgürlüğü, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için mücadele etmeye devam etti.

Nereden ve kimden gelirse gelsin gazetecilere ve yayın organlarına yönelik her tehdit ve saldırının amasız ve fakatsız karşısında duruldu, en sert tepki gösterildi.

Özerkliğini yitiren RTÜK’ün ve BİK’in eleştirel yayın yapan bağımsız yayın kuruluşları üzerinde ‘iktidar sopası’ gibi kullanılmasına, siyasallaşan bazı yargı kararlarının, gazetecileri susturmak için kullanılmasına en yüksek perdeden ‘hayır’ dedi.

Medyaya sızan ya da iktidar eliyle yerleştirilen sözde gazetecilerin rezaletlerinin tüm açıklığı ile ortaya çıkması için çalıştı. Siyaset- Mafya- Medya üçgeninde olup bitenlerin tüm boyutlarıyla kamuoyuna yansıması ve medyada TEMİZ ELLER OPERASYONUNUN başlatılması için, başta meslek kuruluşları olmak üzere tüm topluma çağrıda bulundu, ön aldı. Bu çağrısı halen geçerlidir.

BASIN KONSEYİ olarak;

Halkın haber alma hakkına sahip çıkmak ve medya etiğinden taciz vermeden, ilkelerimiz doğrultusunda görevimizin sonuna kadar yapılabilmesi için mücadelemizi sürdürmeye kararlı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.”

Devamını Oku
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gazete manşetleri

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

14-28 Mayıs Genel Seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’a kaybetti.

Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalif cephede tartışmalara neden oldu.

Kılıçdaroğlu’nu eleştiren isimlerden biri de Sözcü yazarı Uğur Dündar.

Uğur Dündar, katıldığı bir televizyon programında yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olması ile muhalefetin tarihi bir fırsatı kaçırdığını vurgulayarak “Tarih onu asla affetmeyecek” dedi.

Dündar ayrıca geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğini, CHP’nin ve ‘Altılı Masa’nın başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun resti görmek yerine, kendi adaylığını dayattığını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini’ kaleme aldı.

Kılıçdaroğlu, kendisini ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedef alan CHP yandaşı Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar’a açık mektubumdur…

Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin “Bizim Uğur”u, TRT Genel Müdürü…

Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan’ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…

“Gün geçmiyor ki” cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; “İnadına mini etek, inadına dekolte” sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…

Sağlık skandalı haberi adı altında “Tesettür Faciası” başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük “fedakarlıklar” yapan, andıçların Uğur Dündar’ı…

“SİZİN ÇARKINIZ YİNE ‘ŞANLI ŞANLI’ DÖNER”

Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine “şanlı şanlı” döner Uğur Bey.

Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.

1960’lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…

İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…

Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.

Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!

Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6’lı masanın liderleri ile yaptık.

Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan’a da ağladık, Eren Bülbül’e de… Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de… Deniz Gezmiş’le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…

Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…

Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük…Pislikler döküldü yürüdük…

“SİYASİ RÜŞVET ALDINIZ” İMASINA SUSMAM!

Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için “Yakın o evi” dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.

Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.

Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!

Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.

Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.

Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.

Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6’lı masa bileşenlerine “siyasi rüşvet aldınız” imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!

“TARİH KİMİ AFFEDECEK, KİMİ AFFETMEYECEK?”

Sizin tabirinizle; “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu 70’li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey’in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir.” El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.

Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.

Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.”

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

Gazeteci Muhammed Tayyar Türkeş, muhafazakar yazar Abdurrahman Dilipak hakkında ilginç bir iddiayı sosyal medya hesabından paylaştı.

15 Temmuz sonrası röportaj yaptığı Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

İddiaya göre Bursa TV’de yayınlanan röportaj sonrası Dilipak, Türkeş’ten oğlunun İsrailli ortakları ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde girdiği bir ihale konusunda yardım istedi.

Türkeş’in paylaşımı şöyle:

İŞİ İSRAİLLİ PARTNERİMLE YAPIYORUM

“Şimdi Dilipak..

15 Temmuz sonrası Abdurrahman Dilipak ile Bursa TV olarak evinde bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu röportaj bitiminde Bursa’dan geldiğimizi bildiği için bize Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde oğlunun bir işinin olduğunu ve halle olması için yardım etmemi istedi.

Ve ertesi gün oğlu Taha ile Beylerbeyi Mado’da buluştuk.

Nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda,

Bursa Büyükşehir belediyesine sanal şehir uygulaması için teklif verdiğini kamerayla tüm şehrin Sokak sokak adım adım dolaşılacağını kaydedeceklerini isterse insanların burada Bursa’ya gelmeden sanal ortamda gezebileceklerini anlattı.

Ben de kendisine Türkiye’de böyle bir teknolojinin olmadığını bu teknolojinin hangi ülke menşeili olduğunu sordum.

O da bana, “İsrailli bir ortağım var!

Bu teknoloji İsrail’e ait ben bu işi partnerim ile beraber yapıyorum” dedi.

“Bir bakacağım” diyerek yanından ayrıldım.

Bursa’ya döndüğümde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki o dönem yetkili o işe bakan arkadaşla görüşerek aynen şu cümleleri söyledim. (Fehim)

“Bak” dedim “Bu Abdurrahman Dilipak Denen kişinin oğlunun kartı ve bu şirketin ortağı bir Yahudi eğer bu şirkete Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir iş verdiğinizi duyarsam canınızı okurum” diyerek elimden geleni yaptım.

Hikaye bu kadar..

Ne Dilipak, Ne de Elleri…”

https://x.com/tayyarturkes/status/1777640673275007384?s=46&t=36bb5QIaP8Zy2yh6yMBx_Q

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.

Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.

Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.

‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’

Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.

Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.

‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.

Devamını Oku
Gazete manşetleri2 ay önce

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş...

Gazete manşetleri2 ay önce

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti....

Gazete manşetleri7 ay önce

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok...

Gazete manşetleri9 ay önce

Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek

Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji...

Gazete manşetleri9 ay önce

Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı

Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı....

Gazete manşetleri9 ay önce

Gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldıv

Gözaltına alınan gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında...

Gazete manşetleri11 ay önce

Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet...

Gazete manşetleri11 ay önce

Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker,...

Gazete manşetleri11 ay önce

TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki...

Gazete manşetleri11 ay önce

Demirören Medya Grubu hakkında yeni iddia: Yurtdışı ofisleri kapatıldı

Bir süredir küçülme haberleriyle gündeme gelen Demirören grubunda Brüksel, Washington ve Atina bürolarının kapatıldığı iddia edildi. Medyaspot’un haberine göre; bulundukları...

Gazete manşetleri11 ay önce

1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can tutuklandı

Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma çerçevesinde 1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can’ın tutuklandığı bildirildi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can,...

Gazete manşetleri11 ay önce

İddia: TRT, bikinili fotoğrafı sonrası Leyla Tanlar’ı diziden çıkardı

TRT’nin yeni dönem dizisi ‘Selahaddin Eyyubi’de yer alan Leyla Tanlar’ın sosyal medyada paylaştığı bikinili fotoğrafı sonrası kadrodan çıkarıldığı öne sürüldü....

Gazete manşetleri11 ay önce

Gazeteci Gökhan Özbek gözaltına alındı

Gazeteci Gökhan Özbek, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak gözaltına alındığını duyurdu. 23 Derece haber sitesinin sahibi gazeteci Gökhan Özbek,...

Gazete manşetleri11 ay önce

Oğuzhan Uğur ve Robot Sophia arasındaki diyalog sosyal medyada gündem oldu

Dünyada vatandaşlığa kabul edilen ilk robot olan Sophia, Oğuzhan Uğur’un sunduğu ‘Mevzular Açık Mikrofon’ programına katıldı. Programın tanıtım videosundaki diyaloglar,...

Gazete manşetleri11 ay önce

TRT ABD’de vatandaşın parasını kimler için çarçur ediyor ?

ABD’de şirketleşen ‘TRT Amerika Inc’ Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun yaptığı harcamalar dudak uçuklatıyor. TRT-USA’ya her yıl milyonlarca dolar akıtılırken sadece...

Gazete manşetleri11 ay önce

Şebnem Paker müzik öğretmeni olarak Milas’a atandı

Eurovision Müzik Yarışması’nda üçüncülük elde eden Şebnem Paker, Milas’taki Kırcağız Ortaokulu’na müzik öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında İrlanda’nın Dublin kentinde...

Gazete manşetleri11 ay önce

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları valla

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları vallahttps://t.co/izJ9wAIkwM pic.twitter.com/TGAenBaGxh — BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) August 24, 2023 AKP’nin 22. Kuruluş Yıldönümü...

Gazete manşetleri11 ay önce

Serdar Ortaç: Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda

Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, “Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda” dedi. Ortaç ayrıca, köye yerleşeceğini ve son bir veda turnesi...

Gazete manşetleri11 ay önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’den Ahmet Altan ve Osman Kavala mesajı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, sürgün temalı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hapse atılan gazeteci ve aydınlar arasında Ahmet Altan ve Osman...

Gazete manşetleri11 ay önce

Ödül alan kadın gazeteciyi hedef alan Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden tepki

Bir radyo programında gazeteci Çağla Geniş’i hedef alan açıklamalar yapan Murat Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyet tepki gösterdi. Cemiyet tarafından yapılan...

Öne Çıkanlar

Copyright © 2019 Medyatrend. Tüm Hakları Saklıdır.