Diğer
Yaşasın Özgür Gazetecilik! TGS 70. Yılını Kutluyor

70’inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası‘nın açıklamasında, “Gücümüz dayanışmadan gelir ve karanlığı dağıtacak olan birliğimizdir. İnadına gazetecilik” denildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, 70’inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle “70 yıllık tecrübesiyle medya çalışanlarının öz-örgütü olan Türkiye Gazeteciler Sendikası, gazeteciler ve gazetecilik için mücadeleye devam edecek, sebat ile hedeflerine ulaşacak, sektörde orman kanunları yerine insanca çalışma düzenini tesis edecektir. Gücümüz dayanışmadan gelir ve karanlığı dağıtacak olan birliğimizdir. İnadına gazetecilik!” açıklaması yaptı.
10 Temmuz 1952’de kurulan sendika tarafından yapılan yazılı açıklamada, sendikasızlaştırma operasyonlarına rağmen TGS’nin ayakta kaldığına dikkat çekildi. Açıklama şöyle:
“Türkiye’de medya çalışanlarının en köklü ve en güçlü meslek örgütü olan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 70. yaşını kutluyor. Cevat Fehmi Başkut, Nazım Ulusay, Melih Yener, Ecvet Güresin, Sami Teziş, İhsan Tayşılı, Ali İhsan Göğüş, Ahmet İhsan, Sema Ayoğdu, Cevat İstek, M. Ragıp Esatlı, Hıfzı Topuz, Hayri Engin, Ali Karakurt, İzzet Akyol ve Sezai Soleli’nin 10 Temmuz 1952’de kurarak gazetecilere emanet ettiği Türkiye Gazeteciler Sendikası, ilk gününden beri medya çalışanlarının daha iyi yaşaması ve basın özgürlüğünün ilerletilmesi için tüm gücüyle çalışıyor.
1950’li yılların sonundaki baskıcı dönemde hükûmet talimatıyla kapatılan, 1963 yılında 212 sayılı Basın İş Kanunu’nun çıkartılmasını sağlayan TGS, 70’li yılların en çok satan gazetelerinde peşi sıra imzaladığı toplu iş sözleşmeleriyle sektördeki maaş ortalamasını yükseltti. 1980’e gelirken medya sektörünün neredeyse tamamında örgütlü olan Sendika; matbaa işçileri ile gazetecileri tek çatı altında toplamayı başardı. 90’larda Aydın Doğan’ın sendikasızlaştırma operasyonlarında güç kaybetmesine rağmen ayakta kalan Gazeteciler Sendikası, 2000’lerde AK Parti’nin medyaya yönelik saldırılar karşısındaki mücadelenin öncüsü oldu. Yüzü aşkın gazeteci tutuklanırken, olası bedeline aldırış etmeden gazetecilerin özgürlüğü için etkin bir mücadele yürüttü. KCK ve Ergenekon operasyonları döneminde 100 basın meslek örgütünün bir araya gelmesini sağlayarak özgürlükçü safları sıklaştırdı.
‘GAZETECİLER VE GAZETECİLİK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEK’
Bu mücadele elbette ki iktidarı rahatsız etti: TGS hedef alındı, etkisiz-yetkisiz hâle getirilmek için üyeleri istifaya zorlandı ama Türkiye Gazeteciler Sendikası küllerinden yeniden doğdu ve gazetecilerin yaşam ve özgürlük mücadelesinin biricik öncüsü oldu. Bugün TGS’nin 15 farklı medya kuruluşunda toplu sözleşmesi var ve sürekli artan üye sayısıyla artık 1500’den fazla gazeteciyi temsil ediyor. 70 yıllık tecrübesiyle medya çalışanlarının öz-örgütü olan Türkiye Gazeteciler Sendikası, gazeteciler ve gazetecilik için mücadeleye devam edecek, sebat ile hedeflerine ulaşacak, sektörde orman kanunları yerine insanca çalışma düzenini tesis edecektir. Gücümüz dayanışmadan gelir ve karanlığı dağıtacak olan birliğimizdir. İnadına gazetecilik!”
Diğer
Justin Bieber’dan Şemdinlili Sofi Ömer videosu

Şarkıcı Justin Bieber, Instagram hesabından Şemdinlili Sofi Ömer’in halay videosunu paylaştı.
Kanadalı şarkıcı Justin Bieber, sosyal medya hesabından Şemdinlili Sofi Ömer’in halay videosunu paylaştı.
Paylaşımdaki videoya halay müziği yerine rap müziği eklendi.
Diğer
Türk tiyatro oyuncusu Semih Sergen, hayatını kaybetti

Türk tiyatro oyuncusu, yönetmeni, sinema ve dizi oyuncusu, oyun ve şiir yazarı Semih Sergen, vefat etti.
Tiyatroda 100’ün üzerinde başrol oynayan Sergen, 91 yaşında hayatını kaybetti.
Oyuncu Burak Sergen ve Toprak Sergen’in babası olan Semih Sergen’in cenaze töreniyle ilgili açıklama aile tarafından yapılacak.
SEMİH SERGEN KİMDİR?
Semih Sergen dokuz kuşaktır İstanbul’da yaşayan bir ailenin evladı olarak İstanbul’da doğdu. Gençlik yıllarında marangozluktan boyacılığa kadar çeşitli işler yaptı. Tiyatro sevgisi çocukluk yıllarında oluşan Sergen, okuduğu okulun tiyatro kolu başkanı olarak bir bakıma tiyatro hayatına başladı.
Daha sonra ailesinin isteğiyle girdiği Bahriyelik sınavını kazandı. Ancak aynı zamanda gizlice konservatuvar sınavına da girdi. Yıl 1949’da Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Nurettin Sevin, Mahir Canova, Cüneyt Gökçer gibi ustaların öğrencisi oldu.
Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümünü birincilikle bitirdikten sonra, aradan geçen yıllar içinde pek çok önemli karakteri canlandırdı. Kâh Don Carlos’tu sahnede, kâh III. Selim. Çavuş Musgrave de oldu, Şoför Ahmet de, Mimar Sinan da.
Tiyatroda 100’ün üzerinde başrol oynadı, 40’ın üzerinde oyunu sahneye koydu. Oyunlarını topladığı 11 kitabı ve 17 de şiir kitabı vardır. Türkiye’de ilk 45’lik şiir plağını o hazırladı. Bunu çeşitli kasetler ve CD’ler izledi. Türkiye’de çevrilen ilk fotoromanda Işık Yenersu ile başrolü paylaştı. 1958’de Duvaklı Göl adlı filmle Yeşilçam’la tanıştı.
Başta “Millî Kültür” dergisi olmak üzere, pek çok gazete ve dergiye yazılar yazan Sergen’in Türk Dili dergisinde şiir ve hikâyeleri kabul edilip yayınladı.
Diğer
Cüneyt Özdemir’den Hilal Kaplan’a SBK yanıtı: Madem beni b.k çukuruna çekmek istiyorsun o zaman kaçmak yok

Hilal Kaplan nitelikli dolandırıcılıktan hüküm giyen ve Türkiye’den kaçtıktan sonra Avusturya tarafından sorgulanmak üzere ABD’ye gönderilen Sezgin Baran Korkmaz‘dan para aldığı iddiasını değerlendirmiş ve haber kanalı için SBK’dan teklif aldığını söyleyen Cüneyt Özdemir‘den açıklama yapmasını istemişti.
Özdemir, Kaplan‘ın yazısına Youtube kanalında yaptığı canlı yayında Hilal Kaplan‘ın yazısında gündeme getirdiği SBK ile ilgili soruları yanıtladı. Twitter hesabından da paylaşım yaparak Kaplan‘a “Madem beni b.k çukuruna çekmek istiyorsun o zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver bakalım…” ifadeleriyle karşılık verdi.
Madem beni b.k çukuruna çekmek istiyorsun o zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver bakalım…https://t.co/mIlWSlIZtG pic.twitter.com/F4zTGYElui
— cüneyt özdemir (@cuneytozdemir) August 5, 2022
Cüneyt Özdemir, “Yoğun bir gündemle karşınızdayız. Gündemin başında da ben varım. Sabah Gazetesi’nde Hilal Kaplan, ‘Cüneyt Özdemir neden SBK’nın haber kanalı teklifini anlatmalı’ diye bir yazı yazmış. Ne diyor peki yazıda?” diyerek programda sözü Kenan Taş‘a bıraktı.
“HİLAL KAPLAN İSTERSE BEN NİYE AÇIKLAMAYAYIM KOSKOCA TRT YÖNETİM KURULU ÜYESİ”
Kenan Taş, Kaplan‘ın yazısını özetledikten sonra Özdemir SBK‘nın teklifini açıklıyorum diyerek şunları söyledi: “Hilal Kaplan isterse ben niye açıklamayayım. Koskoca TRT Yönetim Kurulu üyesi soruyor bunu. Sıradan bir yazar değil. SBK telefon açtı. 30 saniye sürdü telefon. “Sizinle bir kahve içebilir miyim, haber kanalı kurmak istiyorum” dedi. Bu kadar. Olabilir ben Bodrum’dayım, Bodrum’a gelirim dedi, kapattı. Sonrada mesaj attı “Ben sizinle bir şey yapmak istemiyorum”. Bu kadar. Bütün hikaye bu kadar. Bunu da on defa anlattım. Şimdi diyorlar ki; acaba Ciner Grubu bunu aldı. Kim Kenan Tekdağ. Kenan Tekdağ‘a da b.k atıyorlar bak. Bu kelimeyi kullanıyorum kusura bakmayın. Gördüğüm en saygın adamlardan bir tanesi. Koskoca medya dünyasında kim Sezgin Baran Korkmaz’dan para almadı dersen, ben derim ki Kenan Tekdağ almamıştır. Niye? İhtiyacı yok adamın. Kenan Tekdağ ile de görüşmüşlüğüm iki ya da üç defa. Arkadaşlığım da yok ama saygı duyduğum bir isim. Şimdi böyle şeyler medya siteleri üzerinden yürüyor.
“SANKİ KUMPASIN BİR PARÇASIYIZ”
Hilal Kaplan‘da bunu alıyor büyütüyor. Sanki biz kumpasın parçasıyız. Sanki o Robin Hood ilan eden gazetecilerden birisiyiz ya da bu adamı ilk deşifre eden biz değiliz sanki. Sanki kaçtığında yayına çıkartıp “Dönecek misin, dönmeyecek misin?” diye sonran ben değilmişim gibi. Öyle bir gizem yaratılıyor ki. Habertürk’e gelmişim, beni çıkartmışlar, oradan da bilmem ne yapmışlar. Beni hazırlıyorlarmış da ben ona bilmem ne olmuşum. Bunların kafası.. Bunlar tabi hep böyle bir yukarıya bakıp “Aman efendim, sepet efendim” diye koltuklara oturdukları için herkesi kendileri gibi zannediyorlar.”
-
Gazete manşetleri7 gün önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Televizyon4 ay önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Gazete manşetleri2 ay önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri2 ay önce
Fazıl Say’dan sosyal medya yasa teklifine tepki: Haberleri okudukça bu ülke için derinden üzülüyorum
-
Analiz4 ay önce
Erdoğan, Prens Salman’dan randevu alabilmek için İbrahim Karagül’ü de harcadı
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Ezgi Mola’ya Musa Orhan’a Hakaretten Ceza
-
Gazete manşetleri4 ay önce
Vatandaştan A Haber’e habercilik dersi!