Diğer
Usta yazar Rasim Özdenören vefat etti

7 Güzel Adam‘ın son temsilcisi, Türk edebiyatının çınarlarından, gül yetiştiren adam Rasim Özdenören, tedavi gördüğü hastanede vefat etti.
Yakın zamanda Kovid-19’a yakalanan ve hastalığı geçen Özdenören‘in, KOAH rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü biliniyordu. Usta kalem Özdenören; dün yoğun bakıma kaldırılmıştı.
RASİM ÖZDENÖREN KİMDİR?
Rasim Özdenören, 20 Mayıs 1940’ta Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Şair Alaaddin Özdenören ile ikiz kardeştir. Küçük yaşlardan itibaren okumaya ve yazmaya çok meraklıydı.
Çocukluk döneminde farkı şehirlerde ikamet etti. Rasim Özdenören, ilk ve orta öğrenime bir dönem Kahramanmaraş’ta, bir dönem Malatya’da, bir dönem ise Tunceli’de devam etti. Lise mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü başarı ile tamamladı. Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni başladı. 1967’de buradan da mezun oldu.
1970’te mesleki hayatına katkıda bulunmak ve yüksek lisans yapmak amacı ile Amerika’ya gitti. Yaklaşık 2 sene boyunca burada kaldı. Daha sonra yeniden Türkiye’ye dönüş yapan Rasim Özdenören,1971’de Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak göreve başladı.
1975’te Kültür Bakanlığı’nda Bakan Müşaviri olan Rasim Özdenören, 3 sene boyunca da aynı kurumda müfettişlik görevine devam etti. Daha sonra yazar olabilmek maksadı ile görevinden ayrıldı.
1980’de Kültür Bakanlığı’ndaki görevine geri dönen Rasim Özdenören, 1981’de Yayın Temsil Dairesi Başkanı oldu. Alanında sürekli bir yükselme kaydeden Özdenören, 1984’te Genel Sekreter Yardımcısı, 1988’de ise Genel Sekreter olarak çalışmalar yürüttü.
2004’te ise emekliye ayrıldı.
RASİM ÖZDENÖREN SANAT HAYATI
Yeteneği daha küçük yaşlarda belli olan Rasim Özdenören, ilk öyküsünü, bir arkadaşının yönlendirmesi sonucunda lise yıllarında yazdı. Daha sonra yazmayı hiç bırakmadı. İlk kez 16 yaşındayken hikayesini yayınlattı. Varlık Dergisine yazdığı ‘Akarsu’ isimli hikayesi sanat hayatının profesyonel anlamdaki ilk adımı oldu. Bu adımın ardından Rasim Özdenören’e sanat adına çok sayıda kapı açıldı.
Daha sonra, Yeni İstiklal Gazetesi’nde haftalık olarak yazmaya başladı. Aynı dönemde, diğer yandan da Diriliş Dergisi’nde yazıyordu. 1967’de bu yazılarını bir araya getirerek ilk kitabı olan ‘Hastalar ve Işıklar’ isimli kitabını yayınladı.
Yazarlığı konusundan çokça etkisinde kaldığı, usta sanatçı Sezai Karakoç da Rasim Özdenören’in yayınladığı ilk kitapları destekledi. Özdenören ilerleyen zamanlarda da yaklaşık 40 kitap yayınladı.
1969’da Akif İnan, Erdem Beyazıt ve Nuri Pakdil ile birlikte ‘Edebiyat’ Dergisi’ni çıkardı. Yılarca buraya yazmaya devam etti. 1976’da ise, Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Alaaddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt ve Ergin Gürdoğan ile birlikte ‘Mavera’ dergisini kurdu. Bu dergide çok sayıda başarı eserini okuyucuya sundu.
1978’te işinden ayrılan Rasim Özdenören, ‘Yeni Devir’ isimli gazetede günlük olarak yazmaya başladı. Bu gazetede A. Gaffar Taşkın takma adıyla yazılarını yayınladı. Rasim Özdenören, edebi hayatında ayrıca Celil Kahvecioğlu ve Mahmut Çukuroba takma isimlerini de kullandı.
Usta sanatçının bazı hikayeleri ve yazıları yabancı dillere çevrildi.
RASİM ÖZDENÖREN’İN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Özdenören, eserlerinde daha yabancılaşma, ölüm ve ahiret, tavsavvuf, başkaldırı, çocuk gibi konuları işlemektedir. Yazmaya başladığı dönemin eserlerinde daha çok batılılaşma etkisi devam ederken, Rasim Özdenören bunun aksine kendi kültürünü benimseyerek yazdı.
Edebiyatı, amacı kendinden ibaret kalan bir çalışma alanı olarak görmeyen Rasim Özdenören, her uygarlığın kendine özgü değer yargılarının oluşması ve yaygınlaşmasının edebiyatın aracılığı ile gerçekleştiği görüşünü savunmaktadır.
Edebi eserlerin düşünce yapısından bağımsız olarak ortaya çıkamayacağını savunan Özdenören, Müslüman bir kimlik oluşturmak amacı ile yazılar yazdığını ve yazılarının kendi düşünce dünyasından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etmektedir.
İslami duyarlılığını sanata yansıtmayı her zaman için kenedine gaye edinmiş olan Rasim Özdenören, siyer kitaplarının da roman olarak okuyucuya sunulmasının fayda sağlayabileceğini belirtmektedir.
RASİM ÖZDENÖREN YAZILARI
Usta yazar, çok sayıda gazete ve dergide yazlarını okuyucu ile buluşturmaktadır. Yazarlık hayatına günümüzde de devam etmektedir. İşte Özdenören‘in yazılarını yayınladığı dergi ve gazeteler:
Diriliş (Dergi)
Edebiyat (Dergi)
Mavera (Dergi)
İslam (Dergi)
Hece (Dergi)
Yedi İklim (Dergi)
Kaşkar (Dergi)
Yeni Devir (Gazete)
Milli Gazete (Gazete)
Yeni Şafak (Gazete)
RASİM ÖZDENÖREN HAYATI DİZİYE KONU OLMUŞTU
Rasim Özdenören’in hayatı çok sayıda akademik çalışmada da ele alındı. Samsun, Elazığ ve İstanbul‘da Rasim Özdenören‘i anlatan yüksek lisans tezi yazıldı.
2014-2015 döneminde TRT1 ekranında seyirci ile buluşan Yedi Güzel Adam dizisinde Rasim Özdenören’in hayatı işlendi.
Edebi kişiliğe sahip 7 usta yazar ve şairin hikayesini konu alan dizide, Rasim Özdenören karakterini oyuncu Mertcan Sevimli oynadı.
ÇOK SAYIDA ÖDÜL ALDI
Özdenören‘in yazdığı hikayeler birçok filme uyarlandı. Bunun akabinde, film yarışmalarında jüri özel ödül sahibi oldu. Başarılı yazar Rasim Özdenören başarılarından ötürü çok sayıda ödüle layık görüldü. İşte onlardan bazıları:
1979 – Türkiye Milli Kültür Vakfı Fikir Alanında Jüri özel Ödülü
1984 – Türk Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü
1987 – Türk Yazarlar Birliği Deneme Ödülü
2015 – T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
2016 – Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü
RASİM ÖZDENÖREN ESERLERİ
Özdenören’e ait kitaplar şunlardır:
1967 – Hastalar ve Işıklar (Öykü)
1967 – Destanlar ve Işıklar (Deneme)
1973 – Çözülme (Öykü)
1977 – Çok Sesli Bir Ölüm (Öykü)
1977 – Çarpılmışlar (Öykü)
1977 – İki Dünya (Deneme)
1979 – Gül Yetiştiren Adam (Öykü)
1983 – Denize Açılan Kapı (Öykü)
1985 – Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler (Deneme)
1985 – Yaşadığımız Günler (Deneme)
1986 – Ruhun Malzemeleri (Deneme)
1987 – Çapraz İlişkiler-Dış Politika Yazıları (Deneme)
1987 – Kafa Karıştıran Kelimeler (Deneme)
1987 – Yeniden İnanmak (Deneme)
1987 – Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı (Deneme)
1988 – Müslümanca Yaşamak (Deneme)
1988 – Red Yazıları (Deneme)
1996 – Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti (Deneme)
1997 – Acemi Yolcu (Deneme)
1997 – Ben ve Hayat ve Ölüm (Deneme)
1997 – İpin Ucu (Deneme)
1998 – Kent İlişkileri (Deneme)
1999 – Kuyu (Öykü)
1999 – Köpekçe Düşünceler (Deneme)
1999 – Yüzler (Deneme)
2000 – Hışırtı (Öykü)
2000 – Ansızın Yola Çıkmak (Öykü)
2000 – Eşikte Duran İnsan (Deneme)
2002 – Yazı, İmge ve Gerçeklik (Deneme)
2002 – Toz (Öykü)
2003 – Aşkın Diyalektiği (Deneme)
2004 – Düşünsel Duruş (Deneme)
2009 – İmkansız Öyküler (Öykü)
Özdenören’in çevirisine imza attığı bazı eserler ise şöyle:
1964 – Hayvan Çiftliği (George Orwel)
1967 – İslam‟da Devlet Nizamı, Hukuk (Mevdudi)
1967 – İslam Devletinde Mali Yapı Ekonomi (S. A. Sıddıki)
Diğer
Gazetecilere zarflarla para dağıtan AKP’liler kim? Cüneyt Özdemir açıklamak zorunda

Cüneyt Özdemir’in Sezgin Baran Korkmaz’la görüşmeleri üzerinden kendisine sataşan Hilal Kaplan’a yönelik açıklamalarında dikkat çeken çok önemli bir detay var.
Özdemir, kendisini karalamaya çalıştığını iddia ettiği Kaplan’a, yönetim kurulu üyesi olduğu TRT’den aldığı teklifler üzerinden cevap verdi.
“AK Parti’nin en değer verdiği yer olan TRT’nin yöneticilerinden 5 kez genel yayın yönetmenliği, anchormanlik ve haber dairesi başkanlığı için teklif aldım” dedi.
TRT yöneticileri ile yemek yediğini de belirten Özdemir, teklifleri kabul etmediğini söyledi.
Kendisine teklif getiren AKP’lilerin sadece TRT yöneticilerinden ibaret olmadığını da ifade etti Özdemir.
AKP’lilerin tekliflerini şöyle açıkladı: “‘Sizin kanala biz ortak olalım. Kanala para verelim’ dediler. ‘İstemiyorum’ dedim. ‘Size zarflarla para yollayalım’ dediler. Abicim biz zarf marf istemiyoruz. Biz de yok o. Bütün medya dünyasında böyle, biliyorum. Zarflarla işliyor. Bu pisliğin bir parçası oldukları için herkesi bu pisliğin içinde zannediyorlar.”
Hilal Kaplan’a, “Madem ben pis ilişkileri olan bir adamdım, AKP’liler bana neden bu kadar teklif yaptı?” sorusunu yöneltmiş oldu mealen.
Özdemir’in sorusuna Kaplan’ın ne cevap vereceğini, hatta o kadar tehditten sonra cevap verip vermeyeceğini de bilemiyorum.
Kaplan o kadar ağır suçlamaya karşı, günlerdir susuyor, tek kelime etmiyor. Özdemir’in “Pelikan belgeseli” tehdidi amacına ulaşmış olabilir.
Aynı soruyu biraz değiştirerek ben Özdemir’e sorayım:
Madem sen dürüst bir gazetecisin, AKP’liler bu kadar cazip teklifi neden sana yaptı?
Cevap bekleyen hususlar tek sorudan ibaret değil elbette.
Yüzlerce gazeteci, sırf gazetecilik yaptıkları için hapse atılmış ve Türkiye dışına çıkmak zorunda kalmışken,
AKP’liler senin kara kaşına, kara gözüne mi vuruldu da seni TRT’nin başına geçirmek için canla başa çaba sarfettiler?
Neden senin Youtube kanalına ortak olmak ve para desteği vermek istediler?
Sana, Reza Zarrab modeli, zarflar içinde para göndermeyi teklif etme cesaretini nasıl buldular kendilerinde?
AKP’liler her önlerine gelen gazeteciye zarfla para teklif etmezken, neden sen?
En az bunlar kadar önemli iki soru daha var;
Medyada gazetecilere zarflarla para dağıtan AKP’liler kimler?
Hangi gazeteciler AKP’lilerden zarflarla para alıyor?
İddia sahibi sensin Cüneyt Özdemir!
Eğer gerçekten namuslu ve dürüst bir gazeteciysen, en azından sana zarfla para göndermeyi teklif eden AKP’lilerin kimler olduğunu açıklamak zorundasın.
“Pelikancılar belgeseli” ve “gazetecilere zarflarla para veren AKP’liler” iddianda samimiysen, bunları tehdit maksatlı olarak değil de dürüstlük gereği gündeme getirdiysen, yani namuslu bir insansan, bu soruları cevaplandırmaya mecbursun.
İddiaların, açıklamaların ve yapacağını ilan ettiğin “Pelikancılar belgeseli”, senin için bir nevi turnusol kağıdı olacak.
Ümitli değilim ama ben takipçisi olacağım.
Diğer
Justin Bieber’dan Şemdinlili Sofi Ömer videosu

Şarkıcı Justin Bieber, Instagram hesabından Şemdinlili Sofi Ömer’in halay videosunu paylaştı.
Kanadalı şarkıcı Justin Bieber, sosyal medya hesabından Şemdinlili Sofi Ömer’in halay videosunu paylaştı.
Paylaşımdaki videoya halay müziği yerine rap müziği eklendi.
Diğer
Türk tiyatro oyuncusu Semih Sergen, hayatını kaybetti

Türk tiyatro oyuncusu, yönetmeni, sinema ve dizi oyuncusu, oyun ve şiir yazarı Semih Sergen, vefat etti.
Tiyatroda 100’ün üzerinde başrol oynayan Sergen, 91 yaşında hayatını kaybetti.
Oyuncu Burak Sergen ve Toprak Sergen’in babası olan Semih Sergen’in cenaze töreniyle ilgili açıklama aile tarafından yapılacak.
SEMİH SERGEN KİMDİR?
Semih Sergen dokuz kuşaktır İstanbul’da yaşayan bir ailenin evladı olarak İstanbul’da doğdu. Gençlik yıllarında marangozluktan boyacılığa kadar çeşitli işler yaptı. Tiyatro sevgisi çocukluk yıllarında oluşan Sergen, okuduğu okulun tiyatro kolu başkanı olarak bir bakıma tiyatro hayatına başladı.
Daha sonra ailesinin isteğiyle girdiği Bahriyelik sınavını kazandı. Ancak aynı zamanda gizlice konservatuvar sınavına da girdi. Yıl 1949’da Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Nurettin Sevin, Mahir Canova, Cüneyt Gökçer gibi ustaların öğrencisi oldu.
Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümünü birincilikle bitirdikten sonra, aradan geçen yıllar içinde pek çok önemli karakteri canlandırdı. Kâh Don Carlos’tu sahnede, kâh III. Selim. Çavuş Musgrave de oldu, Şoför Ahmet de, Mimar Sinan da.
Tiyatroda 100’ün üzerinde başrol oynadı, 40’ın üzerinde oyunu sahneye koydu. Oyunlarını topladığı 11 kitabı ve 17 de şiir kitabı vardır. Türkiye’de ilk 45’lik şiir plağını o hazırladı. Bunu çeşitli kasetler ve CD’ler izledi. Türkiye’de çevrilen ilk fotoromanda Işık Yenersu ile başrolü paylaştı. 1958’de Duvaklı Göl adlı filmle Yeşilçam’la tanıştı.
Başta “Millî Kültür” dergisi olmak üzere, pek çok gazete ve dergiye yazılar yazan Sergen’in Türk Dili dergisinde şiir ve hikâyeleri kabul edilip yayınladı.
-
Gazete manşetleri2 hafta önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Televizyon4 ay önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri2 ay önce
Fazıl Say’dan sosyal medya yasa teklifine tepki: Haberleri okudukça bu ülke için derinden üzülüyorum
-
Analiz4 ay önce
Erdoğan, Prens Salman’dan randevu alabilmek için İbrahim Karagül’ü de harcadı
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Ezgi Mola’ya Musa Orhan’a Hakaretten Ceza
-
Gazete manşetleri4 ay önce
Vatandaştan A Haber’e habercilik dersi!