Gazete manşetleri
TGC’den sosyal medya düzenlemesine tepki: “Basın özgürlüğü açısından en karanlık günlerdeyiz”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Tüm basın ve ifade özgürlüğü taraftarlarını bir araya gelmeye, daha güçlü dayanışmaya çağırıyoruz” dedi.
Nazmi Bilgin, “Meclis komisyonundan sansür yasasının geçmesi ve aynı gün Diyarbakır’daki meslektaşlarımızın tutuklanması tesadüf değildir. Çünkü basın özgürlüğü açısından ülkemizin en karanlık günlerindeyiz. Bunun için tüm basın ve ifade özgürlüğü taraftarlarını bir araya gelmeye, daha güçlü dayanışmaya çağırıyoruz. Gazetecilik suç değildir” dedi.
Nazmi Bilgin‘in açıklamaları şöyle oldu:
“Yasa teklifi, adeta intikamcı bir biçimde iktidara yönelik tüm eleştirileri susturma hedefiyle hazırlanmıştır. Yapıcı eleştirilerimizi bile göz ardı eden yasa teklifi sahipleri, izahatlarımızı dikkate almamıştır.
Gerek Dijital Mecralar Komisyonu gerekse Adalet Komisyonu’nda ve parti grupları ziyaretlerinde yaptığımız tüm katkılar, AK Parti ve MHP tarafından hiçe sayılmıştır. Dezenformasyonun, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yasal çerçeveye ihtiyacı olan bir alan olduğu açıktır.
AB ve ABD dahil tüm dünyada dezenformasyonla ilgili yasal çalışmalarda halkın haber alma hakkının gözetilmesi, özellikle çocukların ve gençlerin korunması esas alınmış, bu çalışmalarda sahte, troll hesaplar hedeflenmiş ve hizmet sağlayıcılara sorumluluk yüklenmiştir. Oysa Türkiye’de yasa teklifi, okulları kapatarak Milli Eğitim’deki sorunları çözmek misali yasakçı, engelleyici, sansürü, otosansürü tüm topluma yayan ve hürriyetleri kısıtlayan bir tekliftir.
Bugün, tüm toplumun haber alma ve verme hakkına karşı en ağır tehlikeyle karşı karşıyayız. Ne itirazlarımız ne önerilerimiz dikkate alındı ve beklendiği gibi sansür yasası komisyondan geçti. Aynı gün, Diyarbakır’da günlerce gözaltında tutulan meslektaşlarımızdan 16’sı tutuklandı. Her gün sokakta haber peşinde olan, kentte herkesin tanıdığı, göz önündeki gazetecilere azılı terörist muamelesi yaparak tutuklu yargılamak, peşinen ceza vermek demektir. Asla kabul edilemeyecek bu yaklaşım sona erdirilmelidir.
Tek başımıza da kalsak mesleğimizin her bir ferdi ve geleceğimiz için demokratik değerleri, basın ve ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Diyarbakır’daki ve hapisteki tüm meslektaşlarımızın yanındayız, bir an önce serbest bırakılmalarını, tutuksuz yargılamanın esas olmasını talep ediyoruz. Tüm toplumun sosyal medya ve internette özgürce haberleşebilmesi, gazetecilerin yazdıkları nedeniyle hapis cezalarıyla karşı karşıya kalmaması için hep beraber çaba göstermeliyiz.
Meclis komisyonundan sansür yasasının geçmesi ve aynı gün Diyarbakır’daki meslektaşlarımızın tutuklanması tesadüf değildir. Çünkü basın özgürlüğü açısından ülkemizin en karanlık günlerindeyiz. Ama biz gazeteciler, sözlerin anlamını yitirdiği bu karanlık günlerin bile geride kalacağını biliyoruz. Bunun için tüm basın ve ifade özgürlüğü taraftarlarını bir araya gelmeye, daha güçlü dayanışmaya çağırıyoruz. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilerden, haberden ve halkın bilgilenme hakkından elinizi çekin.”
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”