Gazete manşetleri
Nevşin Mengü’nün babası Şahin Mengü neden vefat etti? Yakın arkadaşı yazdı…

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugün kaleme aldığı yazısında ünlü sunucu Nevşin Mengü’nün de babası olan CHP eski milletvekili ve avukat Şahin Mengü’nün vefatıyla ilgili detayları yazdı. Çölaşan’ın aktardığına göre evde bir kaza geçiren Mengü’nün burnu kırıldı ve tedavi için hastaneye gitti ve tedavi için beklediği koltukta doktorlar tarafından ölü bulundu.
Emin Çölaşan’ın ‘Şahin Mengüʼnün ardından’ başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
“Sevgili okurlarım, Şahin Mengü’yü belki tanırdınız, belki tanımazdınız…
Ama ismini mutlaka duymuşsunuzdur.
Türkiye’nin önde gelen avukatlarından biriydi. Kelimenin tam anlamıyla, yırtıcı bir hukuk adamıydı.
Özellikle bizim basın davalarında ismi çok sık geçer ve tuttuğunu koparırdı.
Çok sayıda muhalif gazetecinin avukatlığı ona ve bürosuna emanetti.
Geçmiş yıllarda benim hakkımda açılan nice davalara da avukatım olarak girmiş, çok önemli yargı kararlarına imzasını attırmıştı…
★★★
Dün sabahın erken saatlerinde acı haber geldi…
Şahin vefat etmişti.
Haberi gazetede iken aldık ve hepimiz şok olduk.
Çiğdem Toker’le birlikte hemen hastaneye koştuk.
Ne olmuştu, nasıl ölmüştü?
Olanları orada öğrendik.
Önceki gece evinde ayağı televizyon sehpasına takılıyor, kafa üstü yere düşüyor…
Ve burnu kırılıyor.
Dün sabah eşi Figen Mengü ile birlikte hastaneye geliyor. Aslında yüksek olan tansiyonu çok düşmüş…
Burun kırığı ortaya çıkınca doktorlar ameliyat edilmesine karar veriyorlar.
Hazırlıklar yapılıyor…
Ve beş dakika sonra odasına giren doktorlar koltuğun üzerinde oturur vaziyette ölmüş olduğunu görüyorlar.
★★★
Evet, Şahin geçmiş yıllarda benim de avukatımdı. O yıllarda hakkımda açılan bütün ceza ve tazminat davalarında beni hep savundu.
Ne akla ziyan davalar açılırdı! Önüne gelen dava ederdi.
Üstelik sadece açılan değil, açılmayan davalar da vardı.
İhbar üzerine savcılık çağrıları gelir.
Bir ifade vermek, ister mahkeme ve isterse savcılık olsun, en az yarım günümü alırdı…
Ama güvendiğim bir husus vardı ki, o da her adliye seferimde Şahin’in, ya da bürosundaki avukat arkadaşlardan birinin yanımda olmasıydı.
★★★
Dostluğumuzun önde gelen nedenlerinden ilki, onun da Ankara Koleji mezunu olmasıydı.
Okul yıllarından tanışmazdık zira benden beş yaş küçüktü…
İkincisi, siyasal bakış açısından yakınlığımızdı.
Sosyal demokrat, siyasetin içinde, dürüst ve namuslu bir hukukçu…
Tartışmalara katılır, hukukun vazgeçilmez ilkelerini savunurdu.
Günün birinde bana söylediği sözleri hiç unutmam.
“Abi kusura bakma ama sen bu davada haksızsın. Elimden geleni yaparım ama benim savunmam sana ancak biraz daha az ceza aldırır!..”
Aynen dediği gibi oldu…
Az bir cezayla kurtardık.
★★★
CHP’den iki dönem önce Manisa milletvekili seçilmişti…
Parti yönetimi ile arasına bir süre sonra kara kediler girdi.
Şahin partide belli bir ekipten giderek kopuyordu ama sıkı bir CHP’li olmaktan, partisinin ilkelerini savunmaktan asla vazgeçmiyordu.
★★★
Son yıllarda çok kilo almıştı…
Yüksek tansiyon, şeker gibi çeşitli sorunları vardı.
Evindeki koşu bandına sık sık çıkıp yürüdüğünü anlatır ama iş yemek yemeye gelince bütün dikkati dağılırdı!
Figen, Tansel, Şahin ve ben bir yere yemeğe gideriz, yedikçe yerdi, Figen kızardı ama pek işe yaramazdı.
Bazı garsonlara belli mezeleri tarif edip yaptırırdı. Onların adı bazı restoranlarda Şahinbey mezesi olarak kayda geçmişti.
★★★
Şahin benim sadece okul küçüğüm ve avukatım değil, en yakın arkadaşlarımdan, dostlarımdan biri idi.
Onun sayesinde bürosunun avukatları Mutluhan, Ahmet ve Evrim’le de adeta kardeş gibi yakınlaşmıştık.
Dün sabah ölümünü haber aldığımda gerçekten şok geçirdim.
Şahin ve ölüm!
Birbirine hiç yakışmayan iki sözcük…
Hastaneye koştuk.
★★★
Yattığı yatağında üzerindeki beyaz örtüyü kaldırıp sadece alnını öpebildim.
Başucunda kendimi tutamadım, ağladım.
Sevgili arkadaşıma Allah’tan rahmet diliyorum.
Elimden başka bir şey gelmiyor ki…”
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”