Bizi Takip Edin

Gazete manşetleri

Kullanışlı gazetecilik işbaşında!

“CHP’nin gazetecisi polisi şehit etti” türü ortak haberleri iki gün boyunca sürdü. Fakat PKK’nın açıklaması bu haberleri açığa düşürdü. Bakan Soylu, yanlışlığı kabullenmek yerine bu kez de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu “PKK’nın açıklamasına sığınmak” ile suçladı. İktidar medyası da haberini düzeltmek yerine aynı minval üzre devam etti. Hayli kullanışlı bir gazetecilik faaliyeti yürürlükte bu ülkede… Gerçekler propagandaya kurban olmuş kime ne?

AKP döneminde, Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkelerden biri oldu. Hapisteki gazeteci sayısı 2010’lu yıllara kıyasla bugünlerde daha düşük. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne (RSF) göre halen 9 gazeteci tutuklu. Bu sayı Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre 18, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) göre ise 38.

Gazeteciler tutuklanırken genellikle asıl nedenin gazetecilik olduğu örtülüp “terör örgütü üyesi” olmak ya da “örgüte yardım etmek” gibi gerekçeler öne sürülüyor. Gazetecilik örgütlerinin raporlarındaki sayı farklılığının nedeni bu. Davalar incelenmeden hazırlanan raporlarda gazeteci oldukları tartışmalı ya da gazetecilik dışı nedenlerle hapse atılan isimler yer alabiliyor. Ama AKP’ye göre zaten Türkiye’de gazetecilik nedeniyle hapse atılan kimse hiç olmadı, hapistekilerin de hepsi terörist!

İşte bu nedenle İçişleri Bakanlığı’nın, Mersin’deki polisevine yönelik terör saldırısının faillerinden birinin, PKK’lı “Zozan Tolan” kod adlı Dilşah Ercan olduğunu açıklaması tam da aradıkları malzemeydi. Artık nasıl olduysa bu ismin CHP’nin 2013’teki “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda Azadiya Welat muhabiri olarak geçtiği anında keşfedildi. Hemen ardından AKP sözcüleri ve iktidar yanlısı medya bir örnek haber ve yazılarla saldırıya geçti.

Akşam, Aydınlık, Milat, Sabah, Türkgün, Türkiye, Yeni Akit ve Yeni Şafak gazeteleri ile AHaber ve benzer çizgideki internet sitelerinin, “CHP’nin gazetecisi polisi şehit etti” türü ortak haberleri iki gün boyunca sürdü. Fakat PKK’nın saldıranlar arasında Dilşah Ercan’ın olmadığı, onun “görevi başında” olduğu açıklaması bu haberleri açığa düşürdü. Nitekim emniyet de “Dilşah Ercan’a ait parmak izlerini, iki kadın teröristin parmak izleri ile karşılaştırmış ama izlerin örtüşmediğini” saptamıştı!

Böylece DNA araştırması yapıp, saldırganın kimliği netleştirilmeden açıklamalar yapıldığı anlaşılmış oldu. Ama Bakan Soylu, yanlışlığı kabullenmek yerine bu kez de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu “PKK’nın açıklamasına sığınmak” ile suçladı.

İktidar medyası da haberini düzeltmek yerine aynı minval üzre devam etti; Yeni Şafak ve Yeni Akit “CHP’de ‘Dilşah görevde’ sevinci” haberleri yayımladı. Hatta Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni öyle ileri gitti ki, “PKK’nın açıklaması CHP’yi sevince gark etti. CHP’de şenlik başladı, İzmir Marşı okundu, 10. Yıl Marşı’yla coşku tavan yaptı” diye hayali bir şenlikten bahsetti! Sanırsınız haberi yanlış çıkan onlar değildi.

Tam teçhizatlı özel harekât polislerinin, gazetecilerle birlikte CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Basın Yayın Daire Başkanı Bedrettin Gündeş’in evini basması da gazeteciliğin propaganda amacıyla kullanılmasının başka bir örneğiydi.

Hayli kullanışlı bir gazetecilik faaliyeti yürürlükte bu ülkede… Gerçekler propagandaya kurban olmuş kime ne?

VALENSİYA’YA HANUT GEZİ

Sabri Ülker Vakfı, Türkiye ile ilgili “Tüketici Ekmek İsraf Araştırması TİA-2022”nin sonuçları ile israfı önleme projesini, Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun 2019’da “Dünya Sürdürülebilir Gıda Kenti” ilan ettiği Valensiya’da açıklamaya karar vermiş.

Elbette vakıf istediği yerde açıklayabilir araştırmasını ama sırf oradaki basın toplantısını izlemeleri için Türkiye’den İspanya’ya gazeteci götürmeleri gazetecilik etiği açısından sorunlu. Zira Valensiya’da ağırlanan gazeteciler, davetin karşılığını haberleriyle veriyorlar:

“Gıdanın geleceği burnumuzda (Gürkan Akgüneş /Milliyet), Günde 4,9 milyon ekmek çöpe gidiyor (Ziyneti Kocabıyık/Türkiye), Çöplerimiz yemek dolu (Aybike Eroğlu/ Yeni Şafak), Günde 4.9 milyon ekmek israf ediliyor (Özlem Yüzüak/ Cumhuriyet), 7 milyon öğrenciye israfı önleme eğitimi (Yasemin Salih /Dünya), 7 Milyon çocuk gıda kahramanı olacak (Ceyda Karaaslan/Sabah).”

Gazeteci, gezilere kurumunun olanaklarıyla gitmeli. Ancak başka türlü izlenemeyen ve haber değeri olan gezilere davetle gidebilir; o zaman da bu durum okura/izleyiciye açıklanır. Valensiya gezisine giden gazeteciler ise şirket kesesinden davet edildiklerini belirtmemişti; üstelik o araştırmayı oralara kadar gitmeden de yazmak mümkündü…

Nitekim AA, aynı haberi İstanbul’daki açıklamaya dayanarak yazdı; tabii o da pazarlamaya yönelik “Şirket Haberleri” sayfasında…

YUNAN HALKINA NEFRET SÖYLEMİ

“Yaygın kanaat Türk ve Yunan halklarının dost olduğu ancak siyasetçiler yüzünden kalıcı barışın tesis edilemediğidir” diyordu Prof. Dr. Serhat Güvenç. İki ülke arasında yaşanan krizleri incelediğinde ise bu kanaatin tersi sonuca vardığını belirtiyordu yazısında:

“Bireyler arası ilişkilere hâkim olan sıcaklık ve olumlu havanın kollektif düzeye sirayet edemediğini, iki ülkede yapılan kamuoyu araştırmaları gösteriyor. Ege’nin her iki tarafında da siyasetçilerin gayret göstermesine gerek olmadan ‘gaza gelmeye’ teşne kamuoyları bulunuyor. İş, karar vericilerin kamuoylarını sahneye davet etmesine bakıyor.”

Dikkate değer bir saptama bu. Gerçekten de turist olarak gelen Yunanlara dostane davranan Türk insanı, ulusal düzeyde düşmanca tepkiler verebiliyor. Son günlerdeki Ege adalarının silahlandırılmasına ilişkin krizde de böyle oldu; düşmanca tepkiler zirveye çıktı.

Ne yazık ki, Yunan ulusuna karşı olumsuz duygular beslenmesinin nedenlerinden belki de en önemlisi medya. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bir gece ansızın gelebiliriz” ve “Bu millet, o imanlı yürekleriyle imansızları İzmir’den denize döktü” gibi açıklamalarının ardından medyada yer alan haber, yazı ve yorumlar da bunun kanıtı. Birkaç başlıkla örneklendireyim:

“Korkak Yunan ‘Gemi şüpheliydi’ diyor (Sözcü), Akıllı ol Yunan (Diriliş Postası), Yine denize dökeriz’ (Aydınlık), Vicdansız Yunan yine ölüme itti (Akşam), Ege’de yine Yunan katliamı (Türkiye), Yunan: Kaşınan (M. Şeker/Yeni Şafak), Yunan zorbalığı (Yeni Şafak), Gavur Yunan’ın hedefi güdümlü müftülük (Yeni Akit).

Görüldüğü gibi mesele Yunan ulusuna karşı düşmanlık ve nefret söylemi olunca iktidar medyası ve eleştirel medya ayrımı da yok. Medyanın genelinde düşmanca ve çatışmacı yaklaşım egemen. Türk-Yunan gazetecileri dostluk buluşmaları ve ziyaretleri bile geçmişte kaldı; savaş çığlıkları atan, Yunan’a dersini vermekten dem vuran yazarlar var artık.

Oysa barışı savunmak, bu uğurda çaba harcamak gazeteciliğin temel görevlerindendir.

İNSANLAR ‘TANE’ OLMAZ

İnsanı “tane” diye sınıflandıranlar kervanına Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı. CHP’yi eleştirirken “Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor, yakasına rozet takıyor” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu söze “Muhafazakâr genç kadınlara sesleniyorum; siz ‘tane’ değilsiniz, hepiniz bireysiniz” tepkisini vermesi, Türkçe açısından değerliydi. Çünkü “tane” sözcüğü insanlar ve hatta canlılar için kullanılmaz; cansız varlıklar için sayı birimidir.

Yaygın dil yanlışlarından biri bu. Erdoğan gibi siyasetçilerin yanı sıra birçok gazeteci de insanlar için “tane” sözcüğünü kullanıyor. Bu hafta Millî Gazete’de Mahmut Toptaş da yazısına “Kaç tane insana yardım eli uzattınız” başlığını attı. Levent Gültekin de Halk TV’deki programda “iki tane belediye başkanı” dedi.

Bu dil yanlışından kurtulmak için sürekli uyarmak gerekiyor sanırım.

TEK CÜMLEYLE:

Tele1’de “Gün Başlıyor” programını sunan Murat Taylan, yayın sırasında yönetmene “Bu manşeti vermeyin arkadaşlar.

Manşette RTÜK’ün ceza vereceği görüntüler var. Vermeyin Korkusuz’u vermeyin” diyerek, “Batsın bu dünya” manşetinde rakı kadehi göründüğü için Korkusuz gazetesinin görüntüsünün ekrana yansıtılmamasını istedi.

Konser yasaklarına karşı çıkan Sözcü, “İsrailli sanatçıya izin var bizim sanatçılara yasak” haberiyle Mark Eliyahu’nun İstanbul konserine izin verilmesini eleştirerek kendiyle çelişti.

DHA, Sağlık Bakanlığı’nın eski Milletvekili Haluk Pekşen’in ölümünde ihmal iddiaları nedeniyle soruşturma açtığı haberinde yine Bodrum Acıbadem Hastanesi’nin adını yazmadı.

İstanbul Bağcılar’da uyuşturucu bağımlısı birinin, annesinin kafasını kesip sokağa attığı kanlı ve dehşet görüntüler, sosyal medyada paylaşılarak şiddet pornografisine katkıda bulunuldu.

Çin’de darbe olduğu yolundaki sosyal medya söylentilerine inanan tek gazete Yeni Akit oldu, ilk sayfadan “Komünist Çin’de darbe iddiası” haberi yayımladı.

Eşi ve iki oğlu AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından öldürülen Emine Şenyaşar’ın “Adalet Nöbeti”nin 566. günüyle ilgili MA’nın “Erdoğan Urfa’daki zulmü neden görmüyor” haberini iktidar medyası da yine görmedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cinayetle ilgisi olmamasına rağmen haberlere “Bakan Murat Kurum’un kuzeni iki kişiyi öldürüp kaçtı” başlığı konuldu.

Millî Gazete’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a istifasını sunduğu yolundaki sayısız habere Millî Gazete yenisini ekledi ve o da doğru çıkmadı.

Karar internet sitesi “NASA imkansızı başardı: 11 milyon km uzaktaki astroide çarparak yönünü değiştirdi” yazsa da yörüngenin değişip değişmediği 1.5 ay kadar sonra belli olacak.
Artı Gerçek sitesindeki “Dolarda felaket senaryosu: Ekonomist Selçuk Geçer ‘Uyarıyorum’ diyerek tarih verdi” başlığı ve haberde yinelenmesine rağmen “tarih”
belirtilmiyordu.

Gazete manşetleri

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

14-28 Mayıs Genel Seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’a kaybetti.

Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalif cephede tartışmalara neden oldu.

Kılıçdaroğlu’nu eleştiren isimlerden biri de Sözcü yazarı Uğur Dündar.

Uğur Dündar, katıldığı bir televizyon programında yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olması ile muhalefetin tarihi bir fırsatı kaçırdığını vurgulayarak “Tarih onu asla affetmeyecek” dedi.

Dündar ayrıca geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğini, CHP’nin ve ‘Altılı Masa’nın başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun resti görmek yerine, kendi adaylığını dayattığını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini’ kaleme aldı.

Kılıçdaroğlu, kendisini ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedef alan CHP yandaşı Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar’a açık mektubumdur…

Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin “Bizim Uğur”u, TRT Genel Müdürü…

Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan’ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…

“Gün geçmiyor ki” cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; “İnadına mini etek, inadına dekolte” sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…

Sağlık skandalı haberi adı altında “Tesettür Faciası” başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük “fedakarlıklar” yapan, andıçların Uğur Dündar’ı…

“SİZİN ÇARKINIZ YİNE ‘ŞANLI ŞANLI’ DÖNER”

Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine “şanlı şanlı” döner Uğur Bey.

Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.

1960’lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…

İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…

Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.

Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!

Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6’lı masanın liderleri ile yaptık.

Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan’a da ağladık, Eren Bülbül’e de… Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de… Deniz Gezmiş’le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…

Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…

Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük…Pislikler döküldü yürüdük…

“SİYASİ RÜŞVET ALDINIZ” İMASINA SUSMAM!

Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için “Yakın o evi” dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.

Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.

Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!

Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.

Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.

Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.

Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6’lı masa bileşenlerine “siyasi rüşvet aldınız” imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!

“TARİH KİMİ AFFEDECEK, KİMİ AFFETMEYECEK?”

Sizin tabirinizle; “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu 70’li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey’in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir.” El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.

Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.

Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.”

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

Gazeteci Muhammed Tayyar Türkeş, muhafazakar yazar Abdurrahman Dilipak hakkında ilginç bir iddiayı sosyal medya hesabından paylaştı.

15 Temmuz sonrası röportaj yaptığı Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

İddiaya göre Bursa TV’de yayınlanan röportaj sonrası Dilipak, Türkeş’ten oğlunun İsrailli ortakları ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde girdiği bir ihale konusunda yardım istedi.

Türkeş’in paylaşımı şöyle:

İŞİ İSRAİLLİ PARTNERİMLE YAPIYORUM

“Şimdi Dilipak..

15 Temmuz sonrası Abdurrahman Dilipak ile Bursa TV olarak evinde bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu röportaj bitiminde Bursa’dan geldiğimizi bildiği için bize Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde oğlunun bir işinin olduğunu ve halle olması için yardım etmemi istedi.

Ve ertesi gün oğlu Taha ile Beylerbeyi Mado’da buluştuk.

Nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda,

Bursa Büyükşehir belediyesine sanal şehir uygulaması için teklif verdiğini kamerayla tüm şehrin Sokak sokak adım adım dolaşılacağını kaydedeceklerini isterse insanların burada Bursa’ya gelmeden sanal ortamda gezebileceklerini anlattı.

Ben de kendisine Türkiye’de böyle bir teknolojinin olmadığını bu teknolojinin hangi ülke menşeili olduğunu sordum.

O da bana, “İsrailli bir ortağım var!

Bu teknoloji İsrail’e ait ben bu işi partnerim ile beraber yapıyorum” dedi.

“Bir bakacağım” diyerek yanından ayrıldım.

Bursa’ya döndüğümde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki o dönem yetkili o işe bakan arkadaşla görüşerek aynen şu cümleleri söyledim. (Fehim)

“Bak” dedim “Bu Abdurrahman Dilipak Denen kişinin oğlunun kartı ve bu şirketin ortağı bir Yahudi eğer bu şirkete Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir iş verdiğinizi duyarsam canınızı okurum” diyerek elimden geleni yaptım.

Hikaye bu kadar..

Ne Dilipak, Ne de Elleri…”

https://x.com/tayyarturkes/status/1777640673275007384?s=46&t=36bb5QIaP8Zy2yh6yMBx_Q

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.

Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.

Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.

‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’

Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.

Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.

‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.

Devamını Oku
Gazete manşetleri5 ay önce

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş...

Gazete manşetleri5 ay önce

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti....

Gazete manşetleri10 ay önce

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok...

Gazete manşetleri11 ay önce

Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek

Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji...

Gazete manşetleri11 ay önce

Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı

Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı....

Gazete manşetleri11 ay önce

Gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldıv

Gözaltına alınan gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Demirören Medya Grubu hakkında yeni iddia: Yurtdışı ofisleri kapatıldı

Bir süredir küçülme haberleriyle gündeme gelen Demirören grubunda Brüksel, Washington ve Atina bürolarının kapatıldığı iddia edildi. Medyaspot’un haberine göre; bulundukları...

Gazete manşetleri1 yıl önce

1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can tutuklandı

Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma çerçevesinde 1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can’ın tutuklandığı bildirildi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

İddia: TRT, bikinili fotoğrafı sonrası Leyla Tanlar’ı diziden çıkardı

TRT’nin yeni dönem dizisi ‘Selahaddin Eyyubi’de yer alan Leyla Tanlar’ın sosyal medyada paylaştığı bikinili fotoğrafı sonrası kadrodan çıkarıldığı öne sürüldü....

Gazete manşetleri1 yıl önce

Gazeteci Gökhan Özbek gözaltına alındı

Gazeteci Gökhan Özbek, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak gözaltına alındığını duyurdu. 23 Derece haber sitesinin sahibi gazeteci Gökhan Özbek,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Oğuzhan Uğur ve Robot Sophia arasındaki diyalog sosyal medyada gündem oldu

Dünyada vatandaşlığa kabul edilen ilk robot olan Sophia, Oğuzhan Uğur’un sunduğu ‘Mevzular Açık Mikrofon’ programına katıldı. Programın tanıtım videosundaki diyaloglar,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

TRT ABD’de vatandaşın parasını kimler için çarçur ediyor ?

ABD’de şirketleşen ‘TRT Amerika Inc’ Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun yaptığı harcamalar dudak uçuklatıyor. TRT-USA’ya her yıl milyonlarca dolar akıtılırken sadece...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Şebnem Paker müzik öğretmeni olarak Milas’a atandı

Eurovision Müzik Yarışması’nda üçüncülük elde eden Şebnem Paker, Milas’taki Kırcağız Ortaokulu’na müzik öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında İrlanda’nın Dublin kentinde...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları valla

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları vallahttps://t.co/izJ9wAIkwM pic.twitter.com/TGAenBaGxh — BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) August 24, 2023 AKP’nin 22. Kuruluş Yıldönümü...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Serdar Ortaç: Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda

Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, “Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda” dedi. Ortaç ayrıca, köye yerleşeceğini ve son bir veda turnesi...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’den Ahmet Altan ve Osman Kavala mesajı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, sürgün temalı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hapse atılan gazeteci ve aydınlar arasında Ahmet Altan ve Osman...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Ödül alan kadın gazeteciyi hedef alan Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden tepki

Bir radyo programında gazeteci Çağla Geniş’i hedef alan açıklamalar yapan Murat Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyet tepki gösterdi. Cemiyet tarafından yapılan...

Öne Çıkanlar

Copyright © 2019 Medyatrend. Tüm Hakları Saklıdır.