Televizyon
İsmail Saymaz’dan Hilal Kaplan iddiası: Hamleler yaparak benimle temas kurmaya çalışıyorlar
Gazeteci İsmail Saymaz, Sabah Gazetesi’nden köşe yazısında kendisinden ‘Bylock İsmail’ olarak bahseden Hilal Kaplan’a yanıt verdi. Saymaz, “Daha iki ay önce, Hilal Kaplan ‘Ailenin Adı Yok Ya Da Neden Feminist Değilim?’ Sayın İsmail Saymaz beyefendiye selamlarım ile diye bir kitap gönderdi bana. Hiç utanmıyor musun?” diye sordu.
Sabah Gazetesi’ndeki köşesinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Çorum’da bir kadın yurttaşın “Dokunma çocuğuma. Haydi yürü yürü” ifadesine ilişkin bir yazı yazan Hilal Kaplan, “Çorum’da aslında o kadın Kılıçdaroğlu’nun selamına selam verdi ama pusetteki çocuğuna doğru yürüdüğü için ‘Çocuğuma dokunma’ tepkisi verdi” diye yazdı.
Halk TV’de Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi’nde görüntülere ilişkin, “Bu edep sınırları içerisinde midir?” sorusunu yönelten Saymaz şunları söyledi:
“Burada CHP Genel Başkanı yok. Burada sayın Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli de Akşener de olabilir. Birisi ‘Nasılsınız’ diyor. Kafana çay mı attı, ne yaptı bu adam sana? Sana ‘Ananı da al git’ mi dedi, ne yaptı? ‘İyiyim ama sizi benimsemiyorum, oy vermek istemiyorum. Diyalog da kurmak istemiyorum’ deseydi saygın bir protesto olurdu. 74 yaşında bir adam ya, ben öyle bakıyorum meseleye. Bu kadının yetiştirdiği çocuk ne eğitim alacak, büyüklerine saygıyı mı hürmeti mi görür? Bunun yetiştirdiği çocuk otobüste yaşlıya yer vermez. Çünkü hasım, düşman görüyor.”
Öte yandan Kaplan’ın, “Hızını alamayan bylock İsmail rezil kadın diyebildi” ifadesine de ilişkin konuşan Saymaz, “Diyelim gerçekten diyorum ki ‘Devlet elinden alsın’ bu suç mudur? Türk televizyonlarında ilk kez bir olaya bakıp ‘Devlet bu çocuğu ondan korumalıdır’ demek suç mudur? Devlet bu anneden daha iyi bakar. Suç mudur bu kardeşim? ” diye sordu.
“Hilal Kaplan, daha iki ay önce bana kitap gönderdi”
Kaplan’a yanıt veren Saymaz şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde en önemli haberlerden birine imza attım. Bylock’un sahibi ile röportaj yaptım. ABD’ye gittim geldim. 3 ay önce tutuklandı zaten. İfadesinde de ben ne yazdıysam onu söyledi. Bu türden kritik haberlere ben imza attım. Hepsinden sonra da bu ve benzeri kişiler, bu türden ifadeler, lakaplar kullanıyorlar. Böyle yazıyorlar sonra telefon yoluyla, başka yollarla sırnaşıyorlar. Başka hamleler yaparak benimle temas kurmaya çalışıyorlar. İmzalı kitap mı gönderen dersin, mesaj mı gönderen dersin. Gülünç, acıyorum bunlara.
Daha iki ay önce, Hilal Kaplan ‘Ailenin Adı Yok Ya Da Neden Feminist Değilim?’ Sayın İsmail Saymaz beyefendiye selamlarım ile diye bir kitap gönderdi bana. Hiç utanmıyor musun? Kitap yazıp el altından bana gönderiyorsunuz. Ben bunu incitmemek adına bir şey yapmıyorum. Her şeyi yazıyorsun, hakaret ediyorsun, dava açıyorsun sonra imzalı kitap gönderiyorsunuz. Bir de lakaplı yazılar yazıyorsunuz. Ben lakabın tillahını takarım, fakat RTÜK başkanı kolluyor.”
Gazete manşetleri
Canlı yayında tırnaklarını kesen Hakan Bayrakçı özür diledi
CNN Türk canlı yayınında tırnaklarını kesen SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı, özür diledi. Bayrakçı, “Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahale..” ifadelerini kullandı.
Canlı yayında tırnaklarını kesen SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı, parmaklarına sıvı mum yapıştığını ve bu acıdan kurtulmak için tırnaklarını kestiğini belirtti.
CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında tırnak kesme anları gündem oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin konuşulduğu yayında Hakan Bayrakçı program esnasında tırnaklarını kesti.
Eleştirilere yanıt veren Bayrakçı, Twitter’dan şu açıklamayı yaptı:
“Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahaleden ötürü özür diliyorum. Ancak böyle bir durumu fırsat bilip hakaret yağdıranların da asıl amacını biliyorum.”
Canlı yayından hemen önce elime ve parmaklarıma bulaşan sıcak sıvı mumun verdiği acıdan ve özel durumdan kurtulmak için yayında yaptığım bir müdahaleden ötürü özür diliyorum.
Ancak böyle bir durumu fırsat bilip hakaret yağdıranların da asıl amacını biliyorum.— Hakan Bayrakçı (@ahakanbayrakci) February 1, 2023
CNN Türk'te Cumhurbaşkanlığı seçiminin konuşulduğu canlı yayında, Hakan Bayrakçı cebinden çıkardığı tırnak makası ile tırnaklarını kesti. pic.twitter.com/SxGYcBoduX
— Ata Benli (@atabenli) February 2, 2023
Gazete manşetleri
Barış Manço’nun vasiyeti, ölümünden 24 yıl sonra açıklandı
Barış Manço’nun eşi Lale Manço Ahıskalı, sanatçının yıllar önce dile getirdiği bir vasiyetini paylaştı. Ahıskalı, “2023’te Barış Manço’yu mutlaka sahneye çıkaracağız” ifadelerini kullandı.
Anadolu rock ve pop şarkıcısı, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Barış Manço, ölümünün 24’üncü yılında anılıyor. Manço’yu anma etkinlikleri kapsamında, sanatçının Moda’daki evi bu yıl da bugün saat 24.00’e kadar ziyarete açık olacak. Ayrıca Barış Manço Vapuru, 5 Şubat’ta sanatçının sevenlerini ağırlayacak.
Anma günü kapsamında AA’ya konuşan Barış Manço’nun eşi Lale Manço Ahıskalı, sanatçının yıllar önce dile getirdiği bir vasiyetini paylaştı.
Barış Manço’nun “Kayaların oğlu” ifadesinin yer aldığı şiirsel bir prologla başlayan “2023” eserinin çok enteresan bir beste olduğunu söyleyen Ahıskalı, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023’teki yani 100. yılına atfedilerek yazılmış bir metin ve onun Türkiye Cumhuriyeti’ne inancını, onun gücüne ve nasıl ayakta duracağına inandığını gösteriyor. Çok etkileyici bir metin olduğunu düşünüyorum” dedi.
Ahıskalı, 2023 eserinin bestelenmesinin üzerinden 50 yıl geçtiğini sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:
“Barış Manço’nun bir de vasiyeti var 2023 parçasıyla ilgili olarak, ‘Ben 2023’te 80 yaşında olacağım. O zaman belki Doğukan’ın kolunda sahneye çıkacağım ve 2023 bestemi bir senfoni orkestrası eşliğinde icra edeceğim’ diyor. Bu bizim vasiyet olarak kabul ettiğimiz bir şey ve yerine getirilmesi gereken bir emir diye kabul ediyoruz ve bunu mutlaka gerçekleştireceğiz.”
Barış Manço’nun hologramının da yer alacağı projeye ilişkin bilgi veren Ahıskalı, “Barış Manço’yu biz 2023’te mutlaka sahneye çıkaracağız ve senfoni eşliğinde 2023’te dinleyeceğiz” dedi.
Lale Manço Ahıskalı, 1975’te henüz 20 yaşındayken tanıştığı sanatçıyla dolu dolu 25 yıl geçirdiklerini söyledi.
Sanatçı ile bir tesadüf eseri karşılaştığını dile getiren Ahıskalı, “Hep böyle üçer yıl aralıklarla hayatımızda bir takım etaplar oldu. 1975’te tanıştık, 1978’de evlendik, 1981’de Doğukan, 1984’te Batıkan doğdu. Bu süreç Barış Manço’nun Türkiye’de çok popüler olduğu dönemlerdi. Muhteşem konserlerini yaptığı, harika bestelerini verdiği, çok güzel albümler çıkardığı sahnedeki Barış Manço dönemiydi” dedi.
Ahıskalı, Barış Manço’nun sunduğu “7’den 77’ye” adlı yapıma 1988’de başladıklarını ve programın 10 sene ekranlarda izleyiciyle buluştuğunu aktararak, “Ölümüne kadar, 10 sene sürdü. 1998’de bitti. Zaten 1999’da Barış’ı kaybettik. O kadar bağlı olduğu bir şey belki onun hayatında bir eksiklik yaratmış da olabilir diye içimden geçirmiyor değilim. Çünkü insan tutkuyla yaptığı şeylere çok bağlanıyor, bir hayat motivasyonu oluyor” ifadelerini kullandı.
Lale Manço Ahıskalı, ölümünden sonra da sanatçının şarkılarının gençlerin ruhuna dokunmaya ve beğenilerek dinlenmeye devam ettiğini vurguladı.
Barış Manço’nun hatırasının ölümünün üzerinden seneler geçmesine rağmen halen canlı olduğuna işaret eden Ahıskalı, şunları söyledi:
“Bugüne kadar bizim karşılaştığımız ve temasta olduğumuz Barış Manço sevenlere baktığımız vakit, gerçekten bu sevgi hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Hâlâ beni yolda çevirip boynuma sarılıp ağlayan insanlar var. Barış Manço tutkusu olan küçücük çocuklar var. Şimdi işte bu evimizde, Barış Manço Evi’ndeyiz. Burası müzeye dönüştü biliyorsunuz. Sadece ocak ayında 13 bin ziyaretçisi oldu. 24 sene sonra Barış Manço Evi’ne bir ay içerisinde 13 bin kişi gelebiliyorsa, bu sevginin ve tutkunun devam ettiğini gösteriyor. Neden diye sormak lazım. Bu da işte bir sanatçının en ulaşmak istediği bence nirvana noktası. Çünkü gönüllere girmesi, kalıcı olması, en büyük idealleri, yaptıkları eserler ve hayatta bıraktıkları her şeyin buna yönelik olduğunu düşünüyorum ve Barış Manço bunu başarmış insanlardan biri. Gönüllere öyle bir girmiş ki hâlâ çıkmıyor. Ne mutlu.”
“Barış Manço şarkısı söylediğiniz vakit, kendinize veya yaşadığınız ortama ait çok şey buluyorsunuz. ‘Evet bu benim duygum, ben bunlarla yaşadım’ diyebiliyorsunuz” diyen Ahıskalı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aktardığı şeyler yani en basit çocuk şarkısında bile, ki Barış Manço bunu kabul etmezdi herhalde çünkü herkese şarkı yapan bir insandı. Sadece çocuklara yapmazdı ama çocuklar tarafından çok sevilen şarkıları oldu. Mesela ‘Ayı’ gibi. ‘Ayı’ bir çocuk şarkısı değil, bence toplumsal bir mesaj şarkısı. Toplumsal davranış biçimimizi belirleyen bir mesaj şarkısı olduğunu düşünüyorum ben. Ama tabii o ‘ayı’ repliği çok tatlı, çok şeker.”
Barış Manço’nun kaynağının halk olduğunu dile getiren Ahıskalı, hem mütevazı hem de insanlarla temas kurmayı çok iyi başaran biri olarak her gün Moda caddesi üzerindeki iş yerine yürüyerek gidip geldiğini, yolda herkesle konuşup sohbet ettiğinin altını çizdi.
Ahıskalı, bir aile içinde, her yaştan Manço hayranlarının bulunabildiğini vurgulayarak, “Barış Manço’nun hayatında özel şoförü, koruması olmadı. Çünkü ‘Beni halkın sevgisinden koruyacak bir koruma düşünemiyorum. Beni koruyacak olan, onların sevgisidir’ derdi” ifadelerini kullandı.
Gazete manşetleri
Ajda Pekkan: Bugün sanat hayatımın en önemli noktalarından biridir
Hayrettin Karaman, Yılmaz Erdoğan ve Yavuz Bülent Bakiler gibi isimlerle birlikte Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü(ne layık görülen Ajda Pekkan gurur ve heyecan içinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Ajda Pekkan, Süleyman Saim Tekcan, Yılmaz Erdoğan, Hayreddin Karaman, Varol Yaşaroğlu, Ömür Akkor, Yunus Emre Akkor, Tan Sağtürk, Hilmi Şenalp, Yavuz Bülent Bakiler ve Sevan Bıçakçı’ya verildi.
Erdoğan, konuşmasının ardından ödülleri layık görülen isimlere verdi.
Ödülünü Erdoğan’ın elinden alan Ajda Pekkan, yaptığı yazılı açıklamada Müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmesi dolayısıyla büyük gurur ve heyecan içinde olduğunu belirterek, “Bugün sanat hayatımın en önemli noktalarından biridir” dedi.
Müzik hayatı boyunca Türkiye’ye bağlılığı ve sevgisi ile milli değerlerinin daima önemli ve öncelikli olduğunu vurgulayan Pekkan tören öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’la da bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sinema dalında Yılmaz Erdoğan’a verildi.
‘İlim-Kültür’ alanında ödülün sahibi Hayreddin Karaman oldu.
Dans-Bale alanında Tan Sağtürk ödüle layık görüldü.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon2 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 yıl önce
Aslı Erdoğan: Sesimizin Almanya’da ustalıkla kısıldığını düşünüyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar