Polemik
İsmail Saymaz’a tazminat şoku! Cem Küçük’e parayı faiziyle iade edecek

Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 10 bin TL’lik tazminat kazanan gazeteci İsmail Saymaz, sosyal medya hesabından Cem Küçük ile dalga geçmiş ve “Gençler bu parayı nerede ezsem?” demişti. Ancak İstinaf Mahkemesi’nden Saymaz’a kötü haber geldi. Mahkeme, avukatlık ücretiyle birlikte Küçük’ten 18 bin lira alan Saymaz’ın bu parayı faiziyle 23 bin lira olarak geri ödemesine karar verdi. Söz konusu kararı Cem Küçük, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinden duyurdu.
Cem Küçük’ün ‘İsmail Saymaz paramı ezdin mi?’ başlıklı yazısı şöyle:
“Cem Küçük’e Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığım tazminat davası bugün sonuçlandı. Mahkeme, bana hakaret eden Cem Küçük’ü 10 bin TL tazminat ödemeye mahkûm etti. Küçük’ü uyarıyorum: Tazminatımı yatırmadığı takdirde icra işlemi başlatacağım.” 11.06.2019
“Cem Küçük’ün paralarını nasıl ezelim gençler? Önerileri alayım.” 11.06.2019
“Bizim köylülerle ortak kurbana gireceğiz. Çabuk gönder paramı.” 12.06.2019
“Cem Küçük’e karşı kazandığım tazminat davasının gerekçeli kararı açıklandı. Avukatlarımla konuştuk. İki gün sonra icra takibi başlatacağız. Bu süre içinde ödedi ödedi, ödemezse evdeki beyaz eşyayı kaldıracağız.” 2 Temmuz 2019
İsmail Saymaz, medyadaki muhaliflerin zekâsı kısıtlı isimlerinden biri. Bu ve buna benzer tweetleri zaten düşük zekâlı olduğu için attı. Benden 2019 Haziran’ında 10 bin lira tazminat kazandı. Avukatlık ücreti ve diğer giderlerle zekâsı kısıtlı İsmail’e 18 bin TL ödemiştim.
İsmail’de az zekâ olsa davanın sonuçlanmasını beklerdi. Nitekim rakam 10 bin TL olduğu için İstinaf son aşamaydı. Yargıtay ayağı yok yani. İstinaf geçen hafta karar verdi ve tazminata gerek olmadığını söyledi. ByLock İsmail’e ödediğim paranın yasal faiziyle birlikte tarafıma ödenmesine karar verdi.
Tam iki ay bunun goygoyunu yapan zavallı Bylock İsmail aslında Türkiye’de belli konumdaki muhaliflerin özeti. Dere görmeden paçaları sıvayan, top çizgiyi geçmeden gol oldu sana bu zavallı İsmail’e ben sadece üzülüyorum. Kitlelerini morfinleyen bu muhalif gazeteciler 2023’te henüz yapılmamış seçimleri de çoktan kazandıklarını varsayıyorlar.
Bakın Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk İdaresi kararında ne dedi:
“Davalının (Cem Küçük) twitterda davacı (İsmail Saymaz) hakkında ‘ödlek, zekâsız, şuursuz, zekâ seviyen kısıtlı’ ifadelerini kullanarak paylaşımda bulunduğu görülmektedir. Bu sözler hoşa gitmeyen, kaba, nezaket dışı ve rahatsız edici niteliktedir. Davalının kendi değer yargısına göre, davacı hakkında, davacının ByLock kullanan kişilerle ilgili düşünceleri nedeniyle, ‘ByLock İsmail’ ifadesini kullandığı, her iki tarafın gazeteci olduğu ve toplumda tanınmış kişiler olarak eleştiriye katlanma yükümlülüklerinin bulunduğu, kullanılan söz ve ifadelerin düşünceyi açıklama ve eleştiri hakkının sınırları kapsamında kaldığı, hakaret boyutuna ulaşmadığı, kişilik haklarına saldırının hedeflenmediği, ifadelerin konu bütünlüğü içinde ölçülü ve orantılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına saldırı bulunulduğundan söz edilemeyeceğinden davanın reddi gerekir.
Mahkemece bu yön gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle HMK353/1-b.2 gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.”
ByLock İsmail, İstinaf Mahkemesi “ifadelerin konu bütünlüğü içinde ölçülü ve orantılı olduğu anlaşılmaktadır” diyor.
Az zekâlı İsmail, faiziyle 23 bin lirayı bana yatırman gerekiyor. Zamanında teşekkür ettiğin Aslı Kazan ve Serdar Laçin’e parayı ver, avukatlarıma teslim etsinler. Hadi bakayım. Hahah…
Merak etme ben eve icra getirmem. Düşmüş zavallılara vurmam. Bu arada param yok deme sakın, Halk TV’den iyi maaş alıyorsun. Ona göre…
…..
Not: Bu davayı soğukkanlılıkla götüren ve başarıyla neticelendiren avukatlarım başta Ahmet Yaman olmak üzere Oğuzhan İlhan ve Emre Bulut’a teşekkür ederim.
İSMAİL SAYMAZ’DAN CEVAP
Küçük’ün köşesinden duyurduğu olaydan sonra Odatv’ye konuşan İsmail Saymaz, yaptığı açıklamada, “Böyle yeni Türkiye’ye böyle adalet işte…” dedi.
Saymaz, Küçük için “Şöyle kazandı” diyerek dosyaya bir açıklama getirirken, şunları söyledi:
“Daha önce kendisi Bakırköy 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2019 yılında hakaret suçundan ceza aldı ve hükmün açıklanması geriye bırakıldı. Yani buradan ceza aldı, bu ceza kesinleşince biz tazminat davası açtık ve ilk derece mahkemesini kazandık.
İlk derece mahkemesini kazandık, istinaf mahkemesi bu kararı bozdu. Şu an adliyelerin ceza davasına bakan mahkemenin ‘hakaret var’ diyerek mahkum ettiği bir söylemi, bir hakareti, istinaf mahkemesi ‘düşünce özgürlüğü’ diye sayıyor. Eğer bu ‘düşünce özgürlüğü’ ise o zaman Cumhurbaşkanı’nı eleştirdi diye tweet atan binlerce insandan özür dilemek gerekiyor. Ama halihazırda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AK Parti’li siyasetçiler ve onların gazetecilerinin Twitter’da kendilerine dönük en ufak eleştiriyi bile mahkemeye götürürken, bu ifadelerin eldeki ceza kararına rağmen birinci istinaf mahkemesinin mahkumiyetine rağmen ‘ifade hürriyeti’ diye değerlendirilmesi tam Türkiye’ye yakışır bir manzara. Türkiye’de bu işler böyle olur. Türkiye’de iktidar yanlısı insanlar adliyenin bir kapısından girip öbür kapısından çıkarlar. Dolayısıyla bu, herhangi bir şekilde yargıda kazanılmış başarı değil. Bu AKP’nin yargı üzerindeki ağırlığının, basıncının, tehdidinin bir sonucu…
Ben bugün bütün bu basınca ve siyasetin yargı üzerindeki korkutucu gücüne rağmen rüzgarın aksine yürüyerek mahkumiyet kararı veren, 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ve daha önce tazminata karar veren Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin cesaretlerini düşünmeye başladım.
Karar kesin olduğu için buna itiraz edebilecek durumumuz yok. Dolayısıyla o kapıyı da kapattılar. Şu an Ceza Mahkemesi’nde mahkum olmuş, birinci derece mahkemede tazminata konu olmuş bir kararı istinaf mahkemesi ‘burada ifade hürriyeti vardır’ diyerek, üstelik itiraz yolunu kapatarak bitirmiş oldu. Böyle yeni Türkiye’ye böyle adalet işte…”
Gazete manşetleri
Enginyurt ve koruması Latif Şimşek’e saldırdı

Demokrat Partili Cemal Enginyurt, Gazeteci Latif Şimşek ile katıldığı bir programda tartışma yaşadı.
Gerilim sonrası Enginyurt, Şimşek’in üzerine yürüdü. Yayına ara verilirken Enginyurt ve korumasının Şimşek’e saldırdığı anların görüntüsü ortaya çıktı.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt ve Gazeteci Latif Şimşek, tv100’de Pınar Işık Ardor’un konuğu oldu.
Enginyurt, Şimşek ile sert bir tartışma yaşadı. Enginyurt’un Şimşek’in üzerine yürümesinin ardından yayına ara verildi.
Yayına devam Ardor, Latif Şimşek’in darp edildiğini ve olayın savcılığa intikal ettiğini açıkladı.
Enginyurt’un ve korumasının Şimşek’in darp ettiği anların görüntüsü ortaya çıktı. Görüntülerde Enginyurt’un engellenmeye çalışılmasının ardından Şimşek’e koşarak yumruklar attığı görüldü. Enginyurt’un beyaz gömlekli koruması da Şimşek’e yumruk attı.
Gazete manşetleri
Henri Barkey, yemek yediği gazeteciyi açıkladı

Eski CIA Danışmanı Henri Barkey, 18 Temmuz 2016’da Karaköy’de yemek yediği kişinin Osman Kavala olmadığını, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş olduğunu açıkladı.
Aydıntaşbaş ise Barkey‘e verdiği yanıtta, “Bu zamana kadar Osman’la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır” dedi. Barkey ise, “Aslı Hanım’ın o geceyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söylemeye başlamasıyla, benim her yerden, her köşeden açıklama yapmam istendi. Onun için bugün bu açıklamayı yaptım” yanıtını verdi.
Henri Barkey, Gezi davasında ağırlaştırmış müebbet hapis cezası alan iş insanı Osman Kavala‘ya “casusluk” suçlaması yöneltilmesine gerekçe olarak gösterilen akşam yemeğine ilişkin olarak açıklama yayımlayarak, o akşam gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile yemek yediğini açıkladı.
Gezi davasından tutuklanan ve Silivri Cezaevi’nde bulunan Osman Kavala, Gezi eylemlerini finanse ettiği gerekçesiyle tutuklanıp, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken beraat etti. Hapishaneden çıkacağı sırada Henri Barkey ile Karaköy’de bir restoranda yemek yediği iddia edilerek ‘casusluk’ suçlamasıyla tekrar tutuklandı. Osman Kavala hakkında yeniden görülen Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Kamuoyuna duyurulur: 18 Temmuz 2016 gecesi Karaköy lokantasında yemek hakkında açıklama. pic.twitter.com/5ADccVeiOg
— Henri Barkey (@hbarkey) August 6, 2022
Henri Barkey, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile, “Ben o gece Kavala ile değil tanınmış bir Türk gazeteciyle yemekteydim” demiş ve gazetecinin isminin iddianamede yer almadığına dikkat çekmişti.
Barkey, sosyal medya hesabından yayınladığı açıklama ile iddianamede ‘Kavala ile yemek yediği’ iddia edilen geceyi anlatı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Türk medyasında son günlerde çıkan haberler ile alakalı bir açıklama yapmak istedim. 18 Temmuz 2016 akşamı Karaköy Lokantası’nda arkadaşım, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile başbaşa yemek yemek için gittim.
Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası’nda tesadüfen karşılaştık. Kendisi ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Aslı Aydıntaşbaş ile yemeğe oturdum.
2018 itibarıyla AKP medyası, Osman Kavala ile yaşadığım bu tesadüf karşılaşmayı büyük bir komploya çevirdi. Ekim 2020’de ise savcılık absürt ve uydurma bir iddianame ile Sayın Kavala ve beni darbe planlamak ile suçladı. O tarih itibarıyla Sayın Kavala halihazırda hapisteydi ve bu yine iddianame tutukluluk halinin devam etmesi için kullanılan bir hileydi.
Gerçekleri inkar etmek için hakikati değiştirmez. Basit bir akşam yemeğinin bile böyle büyük bir tartışma konusu haline gelmesi, Türkiye’deki gidişatın ne kadar üzücü olduğunun bir ispatıdır.”
AYDINTAŞBAŞ’TAN YANIT
Barkey’in açıklamasının ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Aydıntaşbaş, “Bu zamana kadar Osman’la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır” değerlendirmesi yaptı.
Aydıntaşbaş’ın açıklaması şöyle:
“Son günlerle şahsımla ilgili ortaya atılan ve kötü niyetli olduğundan şüphe duymadığım iddialarla ilgili, polemik yaratmamak için ve Osman Kavala’nın bilgisi dahilinde sessiz kaldım.
Ama artık kötü niyetli bir operasyonla karşı karşıya olduğum ortadadır.
Yıllardır tüm ısrarlara rağmen bir açıklama yapmayan, kendisiyle ilgili şayiaları gidermek için talep edilen bilgi paylaşımına yanaşmayan bir şahıs, esrarengiz bir zamanlamayla yeni bir polemik başlatmıştır. Bu zamana kadar Osman’la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır.
Sevgili Osman arkadaşımdır. Osman Kavala, iddia edildiği gibi bir ABD’li akademisyenle aynı anda lokantada olduğu iddiasıyla cezaevinde değildir. Osman Kavala ve arkadaşları Gezi davasından ceza almıştır. Osman Kavala’yı cezaevinde tutmak için ortaya atılan ikinci bir dava kurgusu, yani casusluk davası, bu kişiyle yemek yediği tezine dayalı değildir. Kaldı ki Osman Kavala, bu davadan beraat etmiştir.
15 Temmuz’dan günler sonra farklı şahısların yollarının İstanbul’da aynı lokantada kesişmiş olması, suç değildir. Sır da değildir. İddianame de buna dayanmamaktadır. Şahsıma yönelik ortaya atılan mesnetsiz iddiaları üzüntüyle karşılıyor, buna alet olanları insafa davet ediyorum.”
— asli aydintasbas (@asliaydintasbas) August 6, 2022
BARKEY: “AÇIKLAMA YAPMAM İSTENDİ”
Barkey’in yemek yediğini açıkladığı gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ın yaptığı açıklamada kötü niyetli bir operasyonla karşı karşıya olduğunu savunarak, polemik yaratmamak için ve Osman Kavala’nın bilgisi dahilinde sessiz kaldığını söylemesinin ardından Henry Barkey de Halk TV’ye açıklama yaptı.
Barkey, açıklama yapmasının arkasında Aslı Aydıntaşbaş’ın o geceyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söylemesinin yattığını belirtti.
Barkey’in açıklaması şöyle:
“Aslı Hanım onun hakkında kötü niyetli bir operasyonla karşı karşıya olduğunu iddia ediyor. Ben o gece Aslı Hanım’la yemek yedim, doğru olan da bu. Ertesi gün de Amerika’ya döndüğümde bunu kimseden saklamadım, saklamak için sebep de yoktu. Washington’daki tanıdıklarımın hepsi bundan haberdardı. AKP medyası 2018’de daha sonra 2020 Ekim iddianamesinde var olacak ayrıntıları yaymaya başladılar.
Türkiye’den kimse beni arayıp sormadı, ne o akşamın ayrıntılarını ne de Osman Bey ve benim hakkımda uydurulan masalları. O iddianame çıktığında da Aslı Hanım’ın adını görmeyince onun başına bela gelmesin diye onun ismini Atlantic mecmuası için yazdığım makalede kullanmadım.
Şimdi benim onu ifşa ettiğimi ima ediyor. Halbuki onun ismi internette başkaları tarafından ortaya atıldı. Bana da ilk sorulduğunda, ben o kişilerin kendilerini deklare etmelerini önerdim, kendim de yapmamak istediğimi söyledim. Aslı Hanım’ın o geceyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söylemeye başlamasıyla, benim her yerden, her köşeden açıklama yapmam istendi. Onun için bugün bu açıklamayı yaptım.”
NE OLMUŞTU?
CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan ise o gece Henri Barkey ile yemek yiyen gazetecinin Aslı Aydıntaşbaş olduğunu söylemiş ve “Aslı Aydıntaşbaş çıkıp söylesin, bir insanla yemek yemek suç değildir ama haksızlığa sessiz kalmak suça ortak olmaktır” demişti. KRT muhabiri Sultan Eylem Keleş, Yurter Özcan‘ın işaret ettiği gazeteci Aslı Aydıntaşbaş‘a ulaşmıştı.
Aydıntaşbaş, “Böyle bir iddia var ama bu olayla bir ilgim yok” demişti. Henri Barkey’i tanıyıp tanımadığı sorusuna “Herkes tanıyor, Washington’da büyükelçiliğe giden, yetkililerle, bakanlarla görüşen biriydi” diyerek yanıt vermişti. O gece ya da başka bir tarihte Barkey ile yemek yiyip yemediği sorusuna ise “Röportaj vermek istemiyorum” yanıtı vermişti.
Gazete manşetleri
Cemal Enginyurt ve Latif Şimşek canlı yayında birbirine girdi!

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile gazeteci Latif Şimşek canlı yayında birbirine girdi.
TV 100‘de Pınar Ardor’un sunduğu Gündeme Dair programında gergin anlar yaşandı. Programın bugünkü konukları arasında Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, gazeteci Barış Yarkadaş, Latif Şimşek ve yazar Doğan Çağlar vardı.
“BIRAK BU İŞLERİ”
Gazeteci Latif Şimşek‘in Selahattin Demirtaş ve Kavala‘nın yargılanmaları hakkında “Herkes verilen karara saygı duyacak. Kimse bu ülkenin hakimini, savcısını, polisini küçümseyemez” sözlerinin ardından Cemal Enginyurt‘un “Bırak bu savunuculuğu, bırak bu işleri” diye cevap vermesiyle birlikte ortalık bir anda gerildi. Şimşek‘in de “Sen bırak bu işleri” şeklinde tepki göstermesinin ardından iki isim canlı yayında burun buruna geldi.
STÜDYODAKİLER NE YAPACAĞINI BİLEMEDİ
Yaşananlar karşısında stüdyodakiler de panikledi. İlk olarak ikiliden uzaklaşan sunucu Pınar Ardor, “Kesin yayını arkadaşlar” diyerek yönetmenden ricada bulundu. Fakat daha sonra yayın kesilmedi ve Ardor ile diğer konuklar, Enginyurt ve Şimşek’in yanına giderek ayrılmalarını sağladı.
-
Gazete manşetleri5 gün önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Televizyon4 ay önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Gazete manşetleri2 ay önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri2 ay önce
Fazıl Say’dan sosyal medya yasa teklifine tepki: Haberleri okudukça bu ülke için derinden üzülüyorum
-
Analiz4 ay önce
Erdoğan, Prens Salman’dan randevu alabilmek için İbrahim Karagül’ü de harcadı
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Ezgi Mola’ya Musa Orhan’a Hakaretten Ceza
-
Gazete manşetleri3 ay önce
Vatandaştan A Haber’e habercilik dersi!