Diğer
Gazeteci-yazar Orhan Erinç yaşamını yitirdi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki başkanlarından, eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç, 87 yaşında hayatını kaybetti. Erinç, yarın TGC binası önündeki törenin ve öğle vaktinde Şakiri Camisi’ndeki namazın ardından Merdivenköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Gazeteci Orhan Erinç, 87 yaşında hayata veda etti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından yapılan açıklamada, TGC’nin eski başkanlarından Orhan Erinç’in hayatını kaybettiği duyuruldu.
Eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erinç, 2009 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve Basın Şeref Kartı sahibiydi.
Orhan Erinç’in 22 Ocak 2023 Pazar (dün) hayatını kaybettiği aktarıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ,Orhan Erinç’in ölümü nedeniyle bir mesaj yayınladı: Mesajda şu görüşler yer aldı:
“Değerli meslektaşımız, önceki başkanımız Orhan Erinç’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Orhan Erinç uzun yıllar süren meslek hayatında muhabirliği çok önemseyen tutumuyla öne çıktı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin hemen her kademesinde hizmet verdi. Son olarak 2001-2013 yılları arasında başkanlık görevini sürdürdü. Orhan Erinç Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda da iki dönem Genel Başkanlık görevinde bulundu. Basın tarihine kara bir leke olarak geçen Cumhuriyet davasında çalışma arkadaşlarıyla birlikte yargılandı, hüküm giydi. Ancak Yargıtay Yerel Mahkemenin verdiği hükmü usulden bozdu. Basın dünyamızda sevilen, sayılan kişiliğiyle tanınan Orhan Erinç köşe yazılarını Cumhuriyet’ten ayrılana dek aralıksız sürdürdü. Mesleğimize başarıyla hizmet veren önceki başkanımız Orhan Erinç’in ailesinin, dostlarının ve meslektaşlarının acısını paylaşıyor, başsağlığı ve sabır diliyoruz.”
CENAZE PROGRAMI BELLİ OLDU
Orhan Erinç’in cenazesinin yarın (24 Ocak Salı) saat 11.00 Cağaloğlu’ndaki TGC binası önüne getirileceği, burada düzenlenecek törenin ardından Şakirin Camisi’nde öğle vaktindeki namazın ardından Merdivenköy Mezarlığı’na defnedileceği öğrenildi.
ORHAN ERİNÇ KİMDİR?
4 Ocak 1936’da Balıkesir’de doğdu. Özel Gazetecilik Okulu’nu bitirdi. Son Posta (1957-1962), Yeni Sabah (1962-1963), Cumhuriyet (1963-1981) gazetelerinde muhabir, istihbarat şefi, sekreter ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Kısa bir süre Gece Postası gazetesinde (1962) genel yayın müdürlüğü görevinde bulundu. Hürriyet gazetesinde (1981-1984) köşe yazarı olarak görev aldı. Türk Haberler Ajansı’nda (1984-1985) genel yayın müdürlüğü, Güneş gazetesinde (1987-1990) dizi yazılar ve araştırma müdürlüğü yaptı.
1960-1990 yılları arasında TGC’nin yayımladığı İstanbul Bayram gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri müdürü ve genel yayın müdürü olarak görev aldı. 15 Şubat 1993’te Genel Yayın Danışmanı olarak Cumhuriyet Ggazetesine döndü. 3 Eylül 1994’te Genel Yayın Yönetmeliği’ne getirildi. 4 Ocak 2001’de köşe yazarı olarak görev yapmaya başladı. 6 Temmuz 2010’da Cumhuriyet Vakfı Başkanlığı’na seçildi ve Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahipliği’ne getirildi. 8 Eylül 2018 itibariyle Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisi kalmadı.
Aralarında haber (1972), röportaj (1963-1970), inceleme (1967-1968-1970-1971-1972) dallarında olmak üzere 8 Gazetecilik Başarı Ödülü, Türk Dil Kurumu Basın Dil Ödülü (1976), İstanbul Tabip Odası Sağlık Ödülü (1995), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü (1997) Türkiye Bilişim Vakfı Bilişim Medya Ödülü (1998), Sevda – Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü gümüş madalyası (1999)Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü (2009), Denizli Gazeteciler Cemiyeti ve Denizli Ticaret Odası Kristal Horoz Yarışması Onur Ödülü (2009), İ.Ü. İletişim Fakültesi 60.Yıl Onur Ödülü (2010)Futbol Adamları Derneği Basın Ödülü(2010),1.Yaşar Doğu Basın Ödülü(2011) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Uğur Mumcu Yaşam Boyu Başarı Ödülü (20 Ocak 2018) de bulunan ödülleri var.
“Seçim 1977” kitabını hazırladı. “Türk Basınında Cumhuriyet’in 60 Yılı” kitabını (1983) İbrahim Örs ile birlikte yazdı. 1960-1972 yılları arasında haber, röportaj ve incelemelerinden seçtiği 16 konuyu 1996 daki durumları ile yansıtan “Bir Arpa Boyu” (Mart 1996), “Medya ile Politika”(Ekim 1996), “Pazartesi Yazıları/Şu Bizim Enayi Defteri” (Aralık 1999) “Demokrasiye Kitakse” (Şubat 2005) “Sıkmabaşın Başağrısı”(Mart 2008) “Medya ve Demokrasi Masalları ” (Ekim 2008) , “Atatürk’ün Emniyet Müdürü” (Hazırlayan-2010),”10 KASIM Öncesi ve Sonrası-Atatürk’ün Vefatı “(Hazırlayan-Kasım 2011),”10 KASIM/Atatürk’ün Ardından Ne Yazdılar”(10 Kasım 2015-Cumhuriyet) adlı kitapları yayımlandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurullarında üyelik (1973-1992) ve Genel Sekreterlik (1983-1990) görevlerinde bulundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda Yönetim Kurulu üyeliği (1971-1972) ve Genel Başkanlık (10 Ekim 1989- 9 Haziran 1995) yaptı. 1998’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde Başkan Yardımcısı, 1 Nisan 2001’de Başkan seçildi. 26 Nisan 2013′ te aday olmayarak yönetimden ayrıldı.
Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulunda üye olarak (1980-1992) çalıştı.
İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu’nda (İletişim Fakültesi) Yüksek Lisans düzeyinde (1983) “Türk Basınının Ortak Sorunları”, Lisans düzeyinde (1986-1995) “Haber Toplama ve Yazma Tekniği” ile “Basın Ahlakı”, İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde (2006-2007) “Temel Gazetecilik” dersleri verdi. Basın İlan Kurumu (BİK) Yönetim Kurulu üyeliği yaptı (2001-2009).
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) üç dönem, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda da iki dönemde başkanlık yaptı. Cevat Fehmi Başkut ve Nail Güreli’nin ardından iki kuruluşta da başkanlık yapan üçüncü gazeteci oldu. Cumhuriyet gazetesinde Ekim 1963 ile Eylül 2018 arasındaki iki dönemde toplam 43 yıl muhabir, istihbarat şefi, editör, yazı işleri müdürü, genel yayın danışmanı, genel yayın yönetmeni, yazar ve imtiyaz sahibi olarak görev yapan ilk çalışan oldu. Evli ve iki kızı bir torunu var.
Diğer
TELE1 3 gün karartılıyor

İktidarın sansür aygıtı RTÜK’ün TELE1′e hukuksuzca verdiği 3 günlük ekran karatma cezası Ankara Bölge İdari Mahkemesi’nin kararıyla 23-24-25 Şubat tarihlerinde uygulanacak.
İktidarın sansür aygıtı RTÜK bir karara imza atarak TELE1 ekranlarını “dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı” gerekçesiyle 3 gün kararmasına karar vermiş, oy çokluğu ile alınan kararın gerekçesi olarak, TELE1’de Enver Aysever’in sunduğu ‘Ayrıntılar’ programına konuk olarak katılan TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in “Diyanet bu haliyle siyasal İslamcı gereçtir” eleştirisi gösterilmişti.
RTÜK’ün kararı üzerine TELE1 yürütmenin durdurulmasını talep etmiş, mahkeme oy birliğiyle istemin kabulüne karar vermişti. RTÜK’ün mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararına itirazı üzerine, karar Ankara Bölge İdari Mahkemesi’ne gitti. Mahkemede 2’ye 1 oy çokluğuyla yürütmeyi durdurmanın iptaline karar verildi.
Böylece, RTÜK’ün 3 günlük ‘ekran karartma’ cezası 23-24-25 Şubat tarihlerinde uygulanacak. Esas hakkındaki dava ise devam ediyor. Davayı TELE1’in kazanması halinde uğranılan maddi ve manevi zararın nasıl giderileceği (tazmin edileceği) ise belirsizliğini koruyor.
MERDAN YANARDAĞ: BOYUN EĞMEYECEĞİZ
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, mahkemenin kararının ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“1- TELE1 ekranı 23-24-25 Şubat tarihlerinde üç gün karartılacak. RTÜK, bir canlı yayında TİP’li Milletvekili Sera Kadıgil’in Diyanet’e ilişkin eleştirilerini ceza gerekçesi yaptı.. Mahkemeden yürütmeyi durdurma (YD) karırı almıştık, RTÜK itiraz etti, karar 2’ye 1 oyla kaldırıldı.
2- Boyun eğmeyeceğiz. TELE 1’in karartıldığı Türkiye, daha iyi, daha güzel ve daha demokratik olmayacak. Bütün demokrasi düşmanları, yandaşlar, dönekler, iktidarın eteğine tutunanlar, gericiler ve faşistler kına yakabilirler. Ama bu devran dönecek, hesap sorma günleri de gelecek.”
1- TELE1 ekranı 23-24-25 Şubat tarihlerinde üç gün karartılacak. RTÜK, bir canlı yayında TİP'li Milletvekili Sera Kadıgil'in Diyanet'e ilişkin eleştirilerini ceza gerekçesi yaptı.. Mahkemeden yürütmeyi durdurma (YD) karırı almıştık, RTÜK itiraz etti, karar 2'ye 1 oyla kaldırıldı.
— Merdan Yanardağ (@merdanyanardag) February 20, 2023
Diğer
Ünlü isimlerden Diyanet’in fetvasına tepki: Siz bizi çıldırtmak mı istiyorsunuz?

Diyanet’in “Depremzede çocuklar evlat edinebilir mi?” sorusuna verdiği “Evlatlıkla evlenme engeli doğmaz” yanıtı ünlü isimlerin tepkisini topladı.
Diyanet’in “Depremzede çocuklar evlat edinebilir mi?” sorusuna verdiği yanıt sosyal medyada tepki topladı. Verilen yanıtta, evlatlığın mirasçı olma hakkı bulunmadığı belirtilerek, “Evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmaz” denildi. Bu cevabın yer aldığı sayfalar, olayın gündeme gelmesinin ardından silindi. Aralarında Eser Yenenler, Ceylan Ertem, Aslı İnandık ve Demet Evgar’ın da yer aldığı birçok isim Diyanet’in yanıtına tepki gösterdi.
“Siz bizi çıldırtmak mı istiyorsunuz!!”
“Yahu siz böyle şeyleri düşünüp, karara bağlayıp, açıklayacak vakti nereden, nasıl buluyorsunuz? Hiç mi işiniz yok?”
“Benim not aldıklarım da bunlar.”
“Konu nasıl buraya gelir yahu bu nasıl sorulabilir? Bu cevap nasıl bir zihinde türer? Kahretsin!”
“Midem bulandı bu mu derdiniz, aklınızdaki bu mu?”
“Şu soruyu soran, cevap veren, savunan kim varsa bir çıksın ortaya kendini göstersin… Kim bu sapkınlar bilelim. Bu fikrin arkasında duran kuruma göz mü yumulacak, susacak mıyız, inanç özgürlüğüdür mü diyeceğiz? Neresinden tutacağız bu rezilliği?”
“Diyanet işleri depremzede çocuklarımızla ilgili “evlenme engelinin olmadığı” açıklamasında bulundu. Ne yazsam hafif kalıyor. Yazıyorum siliyorum. Kanım donuk, beynim uyuştu, kalbim yanıyor…Bu cümlenin üstüne yatamayız. Bu vatanın çocuklarını koruyamazsak, ölsek de uyanamayız.”
“‘Depremzede çocuklarla evlenebilir’ diyen din simsarı sapıklar sizi ülkenin tüm meydanlarında toplayıp yüzlerinize tükürecek milyonlarca erdemli insan var… Korkun!”
“Diyanetin kapatılmasını, okullardaki din derslerinin kaldırılmasını söylüyoruz yıllardır. Söyledikçe ‘din düşmanı’ diyorlar, din bu mu, dînin görevi bu mu?”
“Biz sizi ayıplamaktan yorulduk ama!”
Diğer
RTÜK: Medyaya baskı yapmıyoruz ki…

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yayımladığı açıklamada, “Hiçbir siyasi partinin tehditlerine boyun eğmeyeceğimiz gibi RTÜK’ü hedef alan açıklamaların kanunla bize verilmiş görevleri yerine getirmemize engel olmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Yarınki toplantı öncesi yapılan açıklamada, bazı medya kuruluşlarına ‘yaptırım’ uygulanacağı mesajı da verildi. Açıklamada, “Yüzlerce yayıncı içinde bir elin parmak sayısını geçmeyen medya kuruluşlarına uygulanacak olası müeyyide kararları, asla ve asla medyaya baskı değildir” denildi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, RTÜK’ün deprem yayınlarına müdahale girişiminde bulunacağını iddia etmişti.
RTÜK yarın deprem yayınlarıyla ilişkin gündemle toplanacak. Yayınlara bir ceza çıkıp çıkmayacağı merak edilirken RTÜK’ten açıklama yapıldı. “Üst Kurulun vazifesini yapması bazılarınca engellenmeye ve baskılanmaya çalışılmaktadır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “hiç kimse RTÜK’ten görevini yapmamasını talep edemez, hatta daha da ileri giderek bağımsız RTÜK’ü tehdit etmeye yeltenemez” denildi.
“Bazı çevreler RTÜK’ün yasa dışı hareket etmesini beklemektedir”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Radyo ve Televizyon Üst Kurulumuz haftalık olağan toplantısını yarın gerçekleştirecektir. Ancak, daha toplantı yapılmadan kabul edilmesi mümkün olmayan açıklamalar ve devamında planlı haberler dikkat çekmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, 6112 sayılı Yasayı uygulamakla görevli Üst Kurulun vazifesini yapması bazılarınca engellenmeye ve baskılanmaya çalışılmaktadır. Bazı çevreler, RTÜK izleme uzmanlarının yayıncılık ilkelerini ihlal ettiği düşünülen yayınlarla ilgili hazırladığı raporları görmezden gelmemizi istemektedir. Hülasa RTÜK’ün yasa dışı hareket etmesini beklemektedir.
“Hiçbir siyasi partinin tehditlerine boyun eğmeyeceğiz”
Ancak, görevi ne olursa olsun hiç kimse RTÜK’ten görevini yapmamasını talep edemez, hatta daha da ileri giderek bağımsız RTÜK’ü tehdit etmeye yeltenemez. Hiçbir siyasi partinin tehditlerine boyun eğmeyeceğimiz gibi RTÜK’ü hedef alan açıklamaların kanunla bize verilmiş görevleri yerine getirmemize engel olmasına müsaade etmeyeceğiz.
“Kimseden izin alacak değiliz”
Üst Kurulumuz deprem yayınları sırasında sürekli medya kuruluşlarımızı yanlış bilgi, dezenformasyon, milli birlik ve beraberliği zedeleyecek yayınlar konusunda iyi niyetli olarak uyardı. Ancak bu uyarıları hiçe sayan adeta toplumu kutuplaştırmayı hedef edinmiş medya kuruluşlarına kanun gereği yaptırımları uygularken de kimseden izin alacak değiliz.
“Bir elin parmak sayısını geçmeyen medya kuruluşlarına uygulanacak olası müeyyide kararları, asla ve asla medyaya baskı değildir”
Siyasi partileri anayasal bir kurum olan RTÜK’ü hukuka aykırı bir şekilde tehdit etmekten vazgeçmeye ve gerçek fonksiyonlarını yapmaya davet ediyoruz. Yüzlerce yayıncı içinde bir elin parmak sayısını geçmeyen medya kuruluşlarına uygulanacak olası müeyyide kararları, asla ve asla medyaya baskı değildir. Yaptıkları bilinçli hataların ve yanlışların farkında olan yayıncılar, hatalarını kabul ederek milletimizden özür dilemek yerine, birileriyle işbirliği içinde sözüm ona düşünce özgürlüğü kisvesi altında kafaları karıştırmayı hedeflemektedir.
“Duyarlı medyamız tek yürek olarak üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmiştir”
Hangi demokratik ülkede yalan, iftira, karalama “haber ve ifade özgürlüğü” olarak kabul edilir.
Yanlışta ısrar eden, uyarıları dikkate almayan, yasaları hiçe sayan bir kaç medya kuruluşunun ülke barışına ve bütünlüğüne kasteden yayınları görmezden gelinemez. Ülkemizi derinden yaralayan deprem felaketi sonrasında Üst Kurulumuz ana gündemini medyamızın hep birlikte hareket ederek yaptığı ortak yardım kampanyasına odaklamıştır. Duyarlı medyamız tek yürek olarak üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmiştir. Gün, kısır tartışmaların bırakılıp tıpkı dün akşam olduğu gibi birlik ve beraberlik günüdür.”
-
Gazete manşetleri8 ay önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri7 ay önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon11 ay önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri10 ay önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz7 ay önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri7 ay önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri10 ay önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Diğer6 ay önce
Ahmet Hakan: Sokak röportajı yasaklansın