Gazete manşetleri
Gazeteci Metin Özkan: Para değil puro aldım

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin eski basın danışmanı, gazeteci Metin Özkan’ın restoranda yemek yediği bir kadının çantasından para çaldığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ifade verdi.
Özkan, soruşturma kapsamında verdiği ifadede para değil puro kutusunu aldığını söyledi.
Özkan “Bu durumun beni susturmak, tarafıma itibar suikasti yapmak için terör örgütleri tarafından birileri kullanılarak yapıldığı kanaatindeyim” dedi.
Para çaldığı öne sürülen Metin Özkan yıllar önce de aynı iddiayla gündeme gelmişti.
Halk TV‘den Seyhan Avşar‘ın haberine göre, Özkan, avukat arkadaşı Bahadır Gökçe’nin kendisine mesaj attığını belirterek, “Bahadır olayın geçtiği iddia edilen yerde akşam beraber yemek yemek istediğini yazdı. Restaurant sahibinin de özellikle yemeğe davet ettiğini yazdı. Ben müsait olmadığımı yazdım. Ancak söz konusu restauranta gitmem konusunda ısrar etti. Sonra beni televizyon binasının önünde beklediğini söyledi. Program bitip çıktığımda beni aldı ve mekâna gittik” diye konuştu.
“Puro kutumu aldım ve cebime koyup, makamdan ayrıldım”
Restaurantta bir tek masa vardı. O masada doğum günü kutlaması için hazırlık yapan 7-8 kişi vardı. Ben ayrı bir masaya oturmak istedim. Ancak mekan sahibi Murat Babayiğit ısrar ederek doğum günü kutlamaya hazırlanan ve daha önce hiç tanımadığım şahısların bulunduğu masaya oturturlar. Masada müşteki (şikayetçi) bayan Ufuk Enginler ve Enginler’in işi diye tanıtılan Ergin Kerse yine başka isimler vardı. Yemeklerimizi yerken saz çalan 2 şahıs geldi. Bu sırada orada bulunan herkes üzerindeki pardesülerini, çantalarını hemen yemek yendiğimiz masanın yan tarafında bulunan küçük masanın üzerine bıraktı. Hatta benim pardesü ve puro kutumu mekanın sahibi Murat Babayiğit o masaya bıraktı. Yemeğimizi yedik, bu arada kutlama yaptılar. Yaklaşık 2 saat sonra ‘kalkalım’ dedim. Masadan kalktık. O sırada hesabın ödendiğini söylediler. Ama kimin ödediğini söylemediler. Devamında mekanın ortaklarından Murat Babayiğit, Vedat Saçaklıoğlu ve beni o mekana götüren avukat Bahadır Gökçe restaurantın bölümlerini bana gezdirdiler. Yemek yediğimiz masanın yanında bulunan üzerinde pardesü ve puro kutumun bulunduğu yere geldik. Restaurantı gezmeden önce pardesümü giymiştim. Puro kutum orada kalmıştı. Son geldiğimde arkadaşlarla beraber puro kutumu aldım ve cebime koyup, makamdan ayrıldım”
O günden 2 gün sonra mekanın ortaklarından Murat Babayiğit’in kendisini arayarak, ‘abi o akşam beraber oturduğumuz doğum günü kutlanan Ufuk isimli bayanın bir miktar parası kaybolmuş. Mekâna kadar gelebilir misin?’ dediğini aktaran Özkan, “Bende gittim. Kamera görüntülerini gösterdiler. Bende gülerek, ‘Ya ben puro kutumu aldım. Siz bunu nasıl yorumlamışsınız’ dedim. Sonrasında bayanın parasını başka bir yerde düşürmüş olabileceği söylendi ve olay kapandı. Ta ki 22 Şubat 2022 tarihinde söz konusu puro kutumu aldığım görüntülerin yayınlanmasına kadar hiçbir arayan soran olmadı. Bu görüntüler yayınlanınca ben bana iftira atıldığını ve bunun bir kurgu olduğunu söyleyerek avukatlarım vasıtasıyla yayın yasağı aldırdım. Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum.
“Tarafıma itibar suiskasti yapmak için terör örgütleri tarafından birileri kullanılarak yapıldığı kanaatindeyim”
Ülkemizin milli birlik ve bütünlüğü için ve yine ülkeye kastedenlere, terör örgütlerine karşı beyanlarda bulunuyordum.
TAKIPSİZLİK KARARININ VERİLMESİNİ TALEP ETTİ
Bu nedenle de zaman zaman tehditler alıyordum.
Hatta buna ilişkin olarak tarafıma yabancı menşeili telefon numaralardan telefon açılarak hakkımda itibar suiskasti yapılacağı konusunda tehditler alıyordum.
Buna ilişkin olarak Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne şikayette bulunmuştum.
Demem o ki televizyon programlarında yaptığım açıklamalar ve savunduğum hususlar birilerini rahatsız etmiş olacak ki böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldım.
Bu durum beni susturmak, tarafıma itibar suiskasti yapmak için terör örgütleri tarafından birileri kullanılarak yapıldığı kanaatindeyim. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum”
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”