Gazete manşetleri
CHP’li Çakırözer açıkladı: Haziran Ayında 65 gazeteci yargılandı, 30 gazeteciye gözaltı!

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in hazırladığı Haziran ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu TBMM’de yaptığı toplantıda açıkladı.
Rapora göre 65 gazeteci hakim karşısına çıkarken, 30 gazeteci gözaltına alındı, 16’sı tutuklandı. Basın İlan Kurumu ve RTÜK tarafından gazete ve televizyonlara ağır para ve ilan kesme cezaları verildi.
CHP’li Çakırözer, Türkiye’de yayın yapan Deutsche Welle Türkçe ve VOA sitelerine getirilen erişim engelleme kararını da basın özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirerek; “Aylar önce TBMM’de bu konu kanunlaşırken söylediğimiz çıktı. Amaç bu haber sitlerini susturmak, sesini kesmek” ifadelerini kullandı.
Çakırözer, Ekim ayına ertelenen ‘sansür yasasına’ ilişkin olarak, “Ekim’e bırakılan yasa tamamen geri çekilmelidir. Eğer bir yasa yapılacaksa bu yasa gazetecilerin çalışma koşullarını, halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü iyileştirmelidir. Yasa gazeteciler, basın meslek örgütleri ve muhalefet ile işbirliği içinde yapılmalıdır” dedi.
“65 gazeteci hakim karşısına çıktı”
Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile Haziran ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu kamuoyu ile paylaşan CHP’li Çakırözer’in raporunda ifade edilenler şöyle:
“Haziran ayında en az 65 gazeteci hakim karşısına çıktı. Diyarbakır’da 21 gazeteci gözaltına alındı. 8 gün gözaltına tutulan gazetecilerden 16’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakim karşısına çıkan gazeteciler Mehmet Arslan ve Abdurrahman Gök hakkında 3 yıl 22 gün hapis cezası verildi.
Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar 2014’teki bir köşe yazısından dolayı, şikayetçi şikayetini geri çekmesine rağmen 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ceza, 10 bin 500 TL adli para cezasına çevrildi. Gazeteci İsmail Saymaz’a da bir tarikatta yaşanan istismar olayı hakkında yazdığı yazı nedeniyle 3 bin 480 TL adli para cezası verildi.
“CİMER şikayetiyle soruşturma”
Sözcü Gazetesi muhabiri Erdoğan Süzer’in Resmi Gazetede yayımlanan 10 farklı ilde toplam 345 bin 477 metrekare büyüklüğündeki Hazine arsasının özelleştirme yoluyla satılacağı ilanı ile ilgili “Devlet paraya sıkıştı, parseller satışa çıktı” haberi nedeniyle bir vatandaş tarafından CİMER’e şikayet edildi. Bunun üzerine Süzer hakkında savcılık tarafından soruşturma açıldı, ifadeye çağrıldı.
Gazeteciler Nebiye Arı, Hayri Tunç, Metin Yoksu hakkında haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava; Berivan Altan ve Tolga Kaan, İzel Sezer, Gökay Başçan hakkında soruşturma açıldı, gazeteciler ifadeye çağrıldı.
“Protesto da haberi de yasak”
Toplumsal olaylar ile eylemler ve basın açıklamalarını takip eden gazetecilere yönelik gözaltı ve engellemeler Haziran ayında da devam etti. Farklı şehirlerde en az 30 gazeteci gözaltına alındı.
İstanbul ve İzmir’de Onur yürüyüşü ve buna yönelik polis engellemesi haberleştirmeye çalışan gazeteciler Bülent Kılıç, İlker Eray ve Efekan Akyüz gözaltına alındı.
Milliyet Gazetesi Foto Muhabiri Hakan Aygün’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda gazetecinin haber takibi engellendi. Bursa’da Gemlik Yürüyüşü’nü takip eden gazeteciler gözaltına alındı.
Artı Gerçek yazarı İnci Hekimoğlu ile Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Başkanı Dicle Müftüoğlu da gözaltına alınan gazetecilerden oldu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısını takip etmek isteyen Evrensel, Gazete Duvar, Mezopotamya Ajansı, TELE 1 ve Halk TV gibi basın kuruluşlarının muhabirleri yetkililer tarafından engellenerek içeri alınmadı.
“Habere polis baskını”
Ordu Yön Gazetesi internet sayfasında yayınlanan bir haberden dolayı şikayet edilen imtiyaz sahibi Osman Şahin’in ofisini polis bastı. Şahin’e, kendisine haber kaynağını açıklaması için baskı yapıldı.
Adana Şakirpaşa Havalimanının kapatılmaması için yapılan eylemde çıkan tartışmayı görüntüleyen gazeteci Kerem Demiral ile oğlu Mehmet Demiral saldırıya uğradı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, uyuşturucu ticareti yapan bir suç örgütü üyesinin adli kontrolle serbest bırakıldığını yazdığı yazısı nedeniyle tehdit edildi.
“Sedat Peker açıklamalarına ceza geldi”
RTÜK’ün televizyon kanallarına yönelik cezaları Haziran ayında da devam etti. Televizyon kanallarında Sedat Peker’in açıklamalarının tartışılması ile ilgili İçişleri Bakanının şikayeti üzerine RTÜK Halk TV ve KRT’ye %3 para cezası kesildi.
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar’ın “18 Dakika”daki sözleri nedeniyle TELE1’e yüzde 3 para cezası kesti. Aynı toplantıda TGRT ve Radyo Sputnik’e de cezalar kesildi.
Basın İlan Kurumu’nun Evrensel gazetesine yönelik uyguladığı resmi ilan yasağı 13 Haziran 2022 itibarıyla 1000. gününü doldurdu.
Sözcü’ye 5 yılda 1 milyon liralık ilan cezası
Basın İlan Kurumu Sözcü ve Korkusuz gazetelerine Yılmaz Özdil ve Can Ataklı’nın köşe yazılarındaki nedeniyle ilan cezası kesti. 5 yılda Sözcü gazetesine toplam 44 gün ilan kesme cezası uygulandı. Bu ilan kesmeler nedeniyle kesilen ceza tutarı 1 milyon 4 bin 725 TL oldu.
“Onlarca haber erişime engellendi”
Ayın son gününde DW Türkçe ve Amerikanın Sesi web sitelerine lisans başvurularını yapmadıkları gerekçesiyle erişim engeli getirildi. Etkin Haber Ajansı 42. kez erişime engellendi.
Gazeteci Barış Terkoğlu ve Odatv Sorumlu Haber Müdürü Can Özçelik’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’a hakkında mahkemenin verdiği karara ilişkin haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özal hakkındaki erişime engellenen haberlerler’ ile ilgili içerikler, Adalet Bakan Yardımcılığı’na atanan hâkim Akın Gürlek ile ilgili haberler, Sözcü yazarı Çiğdem Toker‘in Halkalı-Ispartakule demiryolu hattı ihalesi hakkında yazdığı “Aynı ihaleyi 2 katına gizlice tekrarladılar” başlıklı yazısı, Engelli Web Derneği’nin sitesindeki ‘Türk Hava Yolları’nın eski Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı hakkındaki haberlerin de aralarında bulunduğu onlarca haber erişime engellendi.”
“Erteleme yetmez, sansür yasası tamamen geri çekilmeli”
CHP’li Çakırözer, TBMM’de komisyonlardan geçen ve Ekim ayına ertelenen sansür yasasının basın meslek örgütleri ve gazeteciler ile tartışılmadan Meclis’e getirilmemesi çağrısında bulunarak şunları söyledi:
“Yasa Meclis’te biz muhalefetin, alanda gazeteci meslek örgütlerinin ve sosyal medyada yurttaşların tepkileri üzerine yeniden müzakere yapılması için Ekim ayına ertelendi. Tabii ki şu anda bu konunun görüşülmesi önemlidir. Ama yeterli değildir. Bu kanunun tamamen gündemden düşürülmesi gerekir.
Her ay burada açıklıyoruz. Gazetecilerin çalışma koşulların gün be gün daha çok ağırlaşıyor, gazeteciler daha çok engel ve sansür ile karşı karşıya bırakılıyor. Eğer Meclis’e bir yasa gelecekse bu yasa gazeteciler ve milyonlarca yurttaşı düşüncesini ifade etti diye ya da sosyal medya paylaşımları nedeniyle hapse atacak bir düzenleme olmamalı.
Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkının korunması başta olmak üzere, gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştirecek düzenlemeleri Meclis’e getirmeliyiz. Yoksa ‘yalan haberi önlüyoruz’, ‘dezenformasyonla mücadele ediyoruz’ diye gazetecilere, milyonlara hapis öngören hangi yasa olursa olsun bu ülkeye fayda sağlamaz!
Demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne fayda sağlamaz! Eğer bir yasa yapılacaksa bu gazetecilerle, basın meslek örgütleri ve muhalefet ile işbirliği içinde görüşülerek çıkarılması gerekir. Ekim’e bırakılan yasa bu haliyle tamamen geri çekilmeli ve gazetecilerin, basın özgürlüğünün ve halkın haber alma hakkının yararına yeni bir yasa yapılmalıdır.”
Gazete manşetleri
Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah” dedi.
Sosyal medya platformu TikTok’un kendisine kısıtlama getirmesi üzerine açtığı canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç, yeni bir yayın yaparak konuyla ilgili açıklama yaptı. Annesinin de video nedeniyle kendisine kızdığını belirten Ortaç, “Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim” dedi.
‘BENİM SUÇUM YAYIN YAPMAK’
Ortaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sinir krizi geçirdim abi, oradaki ben değilim. İki şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim. TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet yapar inşallah. Bir hastalık, MS, içki. Benim suçum yayın yapmak ve yaparken de içki içmek. Benim eşekliğim.”
Serdar Ortaç söz konusu yayında “Türkiye’de TikTok’u yasaklatmazsam… Sen koskoca Selçuklu’dan Osmanlı’ya 3500 yıllık Türk milletini dize getireceğini mi zannediyorsun?” diye konuşmuştu.
Gazete manşetleri
Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşerek destek istedi.
Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Karabük’ün Safranbolu ilçesinden Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıklayan Hakan Peker, çalışmalara başladı. Peker, iş insanı Şefik Dizdar ile görüşme yaparak destek istedi.
Görüşme ile ilgili açıklamalarda bulunan Hakan Peker, şu ifadeleri kullandı:
“Safranbolu’da ev almıştım, çalışmalara başlıyorum onun için gelmiştim. Şefik Dizdar ile görüşerek istişarede bulunduk. Safranbolu’nun eksikleri, neler yapabilir, edilebilir ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Onun tecrübeleri ve burada yaşayışı ile bize çok şey kattı. Eğer Belediye Başkanı seçilirsek nasıl uygulayıp hayata geçirebiliriz diye fikir edindik.”
“DURAĞAN DEĞİL, DİNAMİK”
“Genç, dinamik, bol tanıtımlı, çok büyük aktivitelerin olabileceği, bütün turistlerin buraya gelebileceği bir Safranbolu hayal ediyoruz” diyen Peker, şöyle devam etti:
“Daha eğlenceli, durağan değil, dinamik olan, insanların merak ettiği, sanatsal, kültürel olarak daha çok öne çıkacak Safranbolu istiyoruz. UNESCO’nun tarihi miras kentinin hakkını verecek bir şekilde yönetilecek bir Safranbolu hayal ediyoruz.”
SİNEMACILARDAN DESTEK İSTEYECEK
Uluslararası Altın Safran Festivalinin daha çok ön plana çıkması gerektiğini ifade eden Peker, “O da birazcık sinemadan destek almakla olacak. Sinema sanatçılarından destek almakla olacak. Burada yapılacak aktiviteler, konserler ve ödül geceleriyle beraber bu festivalin çok çok öne çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gazete manşetleri
TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki değişikliklerden haberdar oldu ve mahkemeye başvurdu.
Son dönemde ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar sık sık gündem olmaya devam ediyor. Ancak bu kez yaşanan ‘dava’ olayı daha önce çok rastlanır türden olmadı. Olayda, davaya konu olan ev, bir TV programında yayınlandı. Ev sahibi de o TV programını izleyince harekete geçti
Halk TV’de yer alan habere göre; tarafların ev sahibi ile kiracı olduğu dava dosyasının içeriği, son dönemde yaşanan anlaşmazlıklarda olduğu gibi fahiş kira artışları değil. Dava dosyasına göre, Rukiye Molla ile oğlu Tamer Molla, Beşiktaş Nüzhetiye Caddesi’nde bulunan evlerini baştan aşağı yeniledi. Kendileri oturakları için evi elden geçiren aile, bir süre sonra yurt dışına taşınmak durumunda kalınca, yenilenmiş bu dairenin kiraya verilmesi gündeme geldi.
Aile, dairelerini diş hekimliği fakültesi öğrencisi Ecem Özsarp’a kiraladı. Özsarp, bir süre sonra da kiracısı olduğu ev için bir TV kanalında yayımlanan programla temasa geçti. Oyuncu Evrim Akın’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Evrim Akın ile Ev Kuşu’ programına başvuran Özsarp, oturduğu evin yenilenmesini istedi.
Sunucu Evrim Akın’ın ziyaret ettiği eve bir süre sonra ustalar girdi ve ev baştan aşağı yenilendi. Evdeki bazı kapılar sökülürken yerine de duvar örüldü. Duvar tavanları ve kolonlarda değişiklik yapıldı. Ev sahipleri ise, evde yapılan değişikliklerin TV’de yayımlanması sonrası bunlardan haberdar oldu.
Ev sahibi aile adına, kiracıya karşı tazminat davası açıldı. Dava dilekçesinde, eve önemli ölçüde zarar verildiği öne sürüldü. Dava dilekçesine göre, eve verilen zararın 120 bin TL seviyesinde olduğu ileri sürüldü. Dilekçede, TV programının verdiği eşyaların da kiracı tarafından alındığı öne sürüldü. Dava dilekçesinde, kiracının dışında programın yayımlandığı TV kanalı ile ilgili programın yapımcısı şirketin de sorumlu tutulması talep edildi.
Kiracı adına yapılan savunmada ise, evin eskisine göre daha güzel hale geldiği öne sürülüp “Kiralanan ev olduğu gibi iade edildi. Bir zarar söz konusu değil. Davanın reddine karar verilsin” ifadeleri kullanıldı. Şimdi, mahkemenin, değişiklik yapılan evde keşif yaptıktan sonra bilirkişi raporu hazırlatması bekleniyor.
-
Gazete manşetleri1 sene önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon1 sene önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz1 sene önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri1 sene önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri1 sene önce
“Daha dün 3 liraydı”