Bizi Takip Edin

Gazete manşetleri

6 ay önce tutuklanan 16 gazeteci savunma yapmayı bekliyor

Diyarbakır’da 6 ay önce tutuklanan 16 gazeteci hakkında iddianame hazırlanmadı. Gazetecilerin avukatı Resul Temur, “Gazetecileri cezaevinde tutarak cezalandırmak amaçlanıyor” dedi.

Diyarbakır’da 8 Haziran’da düzenlenen operasyonla 20’si gazeteci 22 kişi gözaltında alındı. 22 kişi 8 günlük gözaltı sürecinin ardından 16 Haziran’da Diyarbakır Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen gazetecilerden Jinnews Müdürü Safiye Alağaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Gazetecilerden Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen adli kontrolle serbest bırakıldı.
Dosyalarına gizlilik kararı getirilen gazetecilerin çalıştıkları kurumlarda el konulan kameralar, fotoğraf makineleri, bilgisayarlar birer suç aleti gibi gösterildi. Gazetecilerin çalıştıkları kurumlar bir ay boyunca abluka altında tutuldu, geride kalan gazetecilerin çalışmaları engellendi.
Nihayetinde gözaltına alınan 22 kişiden 16 gazeteci ne ile suçlandıklarını bilmeden 6 aydır tutuklu ve haklarında bir iddianame hazırlanmasını bekliyorlar.

‘ÖZÜNDE HİÇBİR ŞEY OLMAYAN İDDİANAME’

Avukat Resul Temur da gazetecilerin yargılanmayı beklediğini belirterek, 8 Haziran sabahı yaşananları şöyle anlattı: “Gözaltına alındıkları 8 Haziran sabahı savcılık ve emniyet müdürlüğü hükümete yakın medya organlarına, 9 başlıkta 102 haber ve kültür programına ait 82 saatlik görüntü içeriğinde suç unsurlarının varlığından bahsederek operasyonun gerçekleştiğini belirtmiştir. Bu açıklama savcılık makamı açısından kayıt altına alınmış ve oluşmuş bir suç iddiasını ortaya koyuyordu. Açıklamaya göre suç oluşmuş ve bu sebeple gözaltı işlemi gerçekleşmişti. Kayıt altında olduğu iddia edilen suç görüntüleri ellerinde olduğuna göre bu görüntüleri altı ay boyunca iddianameye dönüştürememenin hukuken bir anlamı yoktur. Ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: Gözaltına alınmalarına yeter bir delil yoktu ve yandaş medya eliyle algı oluşturmaya dönük yapılan açıklama iddianame hazırlamaya yeter nitelikte suç delilini içermiyordu ve halen suç delilinin varlığına yönelik algı oluşturmak için çaba harcandığı sonucunu ortaya koyuyor. Bu durum ileride çok sayfalı, çok kapsamlı ve özünde hiçbir şey anlatmayan bir iddianamenin ortaya çıkacağını gösteriyor. İddianamenin bir şey anlatmayacağını bildikleri için kendilerince suç ve anlam yüklemeye çalışıyorlar ve bu süreç içerisinde gazetecileri cezaevinde tutarak cezalandırmayı amaçlamaktadırlar.”

‘AYM BİLE BÜYÜK BİR SULH CEZA MAHKEMESİNE DÖNÜŞÜYOR’

Dosyadaki gizlilik kararıyla ilgili bilgi veren Temur, “Politik soruşturmaların tamamında dosyalar gizlilik kararı ile sadece savcılığın hareket edebildiği bir alana dönüştürülüyor. Soruşturmanın öznesi olan gazeteciler gizlilik kararı ile dosya dışı bırakılıyor. Bu dosyada yok sayılmaya ve kendilerini savunamaz hale getirilmeye çalışıyorlar” dedi.
Savcılık için istediğini yapabildiği bu alanın korunmasının Sulh Ceza hakimlikleri tarafından sağlandığını belirten Temur, “Kağıt üzerinde Sulh Ceza hakimlikleri itiraz merci olarak lanse edilir, fakat yolu Sulh Ceza hakimliğine düşen herkes bilir ki aslında itirazları şansa bırakmamak için, savcılık ve kolluk işlemlerini savunmak amacıyla kurulmuş özel ve örgütlü alanlardır” diye konuştu.
Gazetecilerin tutuksuz yargılanması için girişimde bulunduklarını söyleyen Temur, “Tutukluluk haline ilişkin itirazlarımızı sunduğumuz ve tahliye talebinde bulunduğumuz savcılık kalemi niteliğindeki Sulh Ceza hakimliklerinden herhangi bir şekilde olumlu karar çıkmaması bizi şaşırtmıyor maalesef. Tutuklama kararına karşı yaptığımız Anayasa Mahkemesi başvurusundan da şu ana kadar herhangi bir sonuç çıkmadı. Söz konusu Kürtler ile ilişkili politik dosyalar olunca Anayasa Mahkemesi bile büyük bir Sulh Ceza mahkemesine dönüşüyor” ifadesini kullandı.

‘YARGILAMANIN BAŞLAMASINI BEKLİYORUZ’

“İddianame yoksa savunma yapmak da zorlaşıyor. Politik dosyalarda savunma yapan tüm avukatlar aslında temel iddialara karşı hazırlıklı bir biçimde mesleklerini yürütüyorlar” diyen Temur, şöyle devam etti: “Aslında bize hiçbir şey anlatmayacak olan iddianamenin temel işlevi, bizleri ve toplumu yargılamanın hukukiliğine inandırma çabası olacaktır. Dolayısıyla savunmayı iddianame çerçevesi ile sınırlandırmayı amaçlamaktadırlar. Cezaevindeki gazetecilerin mesleki faaliyetlerini manipüle edip suç faaliyeti olarak lanse ettiklerini biliyoruz. Cezaevindeki gazetecilerin tamamı bu anlamda iddianameden bağımsız mesleki faaliyetlerini savunmaya hazır olup sadece zamanının gelmesini beklemektedirler. Gazetecilerin avukatları olarak bizler de soruşturmanın ve yargılamanın asıl aracını biliyor ve gazetecilerin savunmalarını güçlendirmek için yargılamanın başlamasını bekliyoruz sadece.”

‘KÖTÜLÜĞÜN ZİRVE NOKTASIDIR’

Ankara merkezli operasyonda değişik şehirlerde gözaltına alınan 9 gazeteci de tutuklandı. Onlar hakkında da henüz bir iddianame hazırlanmadı. Diyarbakır’daki Kürt basınına yönelik dosyada herhangi bir şekilde ilerleme olmamışken bir operasyonun da Ankara Emniyeti tarafından gerçekleştirildiğini hatırlatan Temur, “Ankara Emniyeti gazetecilerin kötü muamele ile gözaltına alınmalarına ilişkin görüntüleri övünerek kendi sosyal medya hesabında paylaştı. Bu durum bile soruşturma dosyasında düşmanca bir bakış açısıyla hareket ettiklerini göstermekteydi” dedi.
Temur, “Açıklamada Mezopotamya Ajansı’na yönelik soruşturma olduğu vurgulandı. Mezopotamya Ajansı’nın merkezi İstanbul olduğu için aslında soruşturma yetkisiz bir yerde keyfi biçimde sürdürüldü. Gözaltına alınan gazeteciler doğrudan Mezopotamya ve Jinnews ajanslarında çalışmaları ile suçlandılar ve sorular ‘sözde Mezopotamya Ajansı’ ‘sözde Jinnews Ajansı’ şeklinde soruldu. Ankara merkezli soruşturma keyfiliğin ve kötülüğün zirve noktasıdır. Ajanslar açısından da birçok gazeteci açısından da yetkili olmamasına rağmen soruşturmayı kendinde merkezileştirmeye çalışan Ankara Başsavcılığı, gazetecilik faaliyetlerini manipüle etme çabası dışında somut hiçbir suçlamaya yer vermeden tutuklamaya sevk etti ve Sulh Ceza hakimliği de rolünü oynayarak gazetecileri tutukladı. Tutuklamanın üzerinden iki ay geçmesine rağmen iddianameye ilişkin bir gelişme bulunmuyor” diye konuştu.
Temur, önümüzdeki günlerde Ankara’da tutuklanan gazeteciler için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.

‘GAZETECİLİĞİ SAVUNACAKLAR’
Temur, hem Diyarbakır hem de Ankara’da tutuklu bulunan gazeteci müvekkilleri ile görüştüğünü ve morallerinin iyi olduğunu söyledi. Temur, tutuklanan gazetecilerin tamamı ile görüşme gerçekleştirdiğini ve hepsinin düşmanca yürütülen bu sürece karşı öfkeli olduklarını vurguladı.
Temur, şunları söyledi: “Tamamı basın faaliyetlerinden kaynaklı tutuklandıkları için herhangi bir şekilde somut suç isnadı ile karşı karşıya kalmayacaklarını çok iyi biliyor ve uğradıkları bu haksızlık ile hesaplaşabilmek adına davalarının açılmasını istiyorlar. Bol bol kitap okuyup morallerini yüksek tutmaktalar. Kendileriyle sınırlı olmayan bir gazetecilik savunusu için dayanışmayı önemseyen gazeteciler, tutuklamanın hukuki olmadığı, dolayısıyla sürecin de sadece avukatlar nezdinde yürütülmemesi gerektiğini, özellikle gazeteciler ve STK’lerin aktif biçimde bu durumu gündeme getirmelerini istiyorlar.”

Gazete manşetleri

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

14-28 Mayıs Genel Seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’a kaybetti.

Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalif cephede tartışmalara neden oldu.

Kılıçdaroğlu’nu eleştiren isimlerden biri de Sözcü yazarı Uğur Dündar.

Uğur Dündar, katıldığı bir televizyon programında yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olması ile muhalefetin tarihi bir fırsatı kaçırdığını vurgulayarak “Tarih onu asla affetmeyecek” dedi.

Dündar ayrıca geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğini, CHP’nin ve ‘Altılı Masa’nın başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun resti görmek yerine, kendi adaylığını dayattığını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini’ kaleme aldı.

Kılıçdaroğlu, kendisini ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedef alan CHP yandaşı Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar’a açık mektubumdur…

Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin “Bizim Uğur”u, TRT Genel Müdürü…

Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan’ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…

“Gün geçmiyor ki” cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; “İnadına mini etek, inadına dekolte” sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…

Sağlık skandalı haberi adı altında “Tesettür Faciası” başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük “fedakarlıklar” yapan, andıçların Uğur Dündar’ı…

“SİZİN ÇARKINIZ YİNE ‘ŞANLI ŞANLI’ DÖNER”

Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine “şanlı şanlı” döner Uğur Bey.

Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.

1960’lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…

İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…

Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.

Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!

Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6’lı masanın liderleri ile yaptık.

Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan’a da ağladık, Eren Bülbül’e de… Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de… Deniz Gezmiş’le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…

Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…

Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük…Pislikler döküldü yürüdük…

“SİYASİ RÜŞVET ALDINIZ” İMASINA SUSMAM!

Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için “Yakın o evi” dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.

Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.

Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!

Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.

Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.

Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.

Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6’lı masa bileşenlerine “siyasi rüşvet aldınız” imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!

“TARİH KİMİ AFFEDECEK, KİMİ AFFETMEYECEK?”

Sizin tabirinizle; “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu 70’li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey’in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir.” El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.

Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.

Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.”

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

Gazeteci Muhammed Tayyar Türkeş, muhafazakar yazar Abdurrahman Dilipak hakkında ilginç bir iddiayı sosyal medya hesabından paylaştı.

15 Temmuz sonrası röportaj yaptığı Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.

İddiaya göre Bursa TV’de yayınlanan röportaj sonrası Dilipak, Türkeş’ten oğlunun İsrailli ortakları ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde girdiği bir ihale konusunda yardım istedi.

Türkeş’in paylaşımı şöyle:

İŞİ İSRAİLLİ PARTNERİMLE YAPIYORUM

“Şimdi Dilipak..

15 Temmuz sonrası Abdurrahman Dilipak ile Bursa TV olarak evinde bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu röportaj bitiminde Bursa’dan geldiğimizi bildiği için bize Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde oğlunun bir işinin olduğunu ve halle olması için yardım etmemi istedi.

Ve ertesi gün oğlu Taha ile Beylerbeyi Mado’da buluştuk.

Nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda,

Bursa Büyükşehir belediyesine sanal şehir uygulaması için teklif verdiğini kamerayla tüm şehrin Sokak sokak adım adım dolaşılacağını kaydedeceklerini isterse insanların burada Bursa’ya gelmeden sanal ortamda gezebileceklerini anlattı.

Ben de kendisine Türkiye’de böyle bir teknolojinin olmadığını bu teknolojinin hangi ülke menşeili olduğunu sordum.

O da bana, “İsrailli bir ortağım var!

Bu teknoloji İsrail’e ait ben bu işi partnerim ile beraber yapıyorum” dedi.

“Bir bakacağım” diyerek yanından ayrıldım.

Bursa’ya döndüğümde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki o dönem yetkili o işe bakan arkadaşla görüşerek aynen şu cümleleri söyledim. (Fehim)

“Bak” dedim “Bu Abdurrahman Dilipak Denen kişinin oğlunun kartı ve bu şirketin ortağı bir Yahudi eğer bu şirkete Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir iş verdiğinizi duyarsam canınızı okurum” diyerek elimden geleni yaptım.

Hikaye bu kadar..

Ne Dilipak, Ne de Elleri…”

https://x.com/tayyarturkes/status/1777640673275007384?s=46&t=36bb5QIaP8Zy2yh6yMBx_Q

Devamını Oku

Gazete manşetleri

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.

Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.

Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.

‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’

Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.

Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.

‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.

Devamını Oku
Gazete manşetleri5 ay önce

Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş...

Gazete manşetleri5 ay önce

Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti

Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti....

Gazete manşetleri10 ay önce

Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol

Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok...

Gazete manşetleri11 ay önce

Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek

Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji...

Gazete manşetleri11 ay önce

Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı

Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı....

Gazete manşetleri11 ay önce

Gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldıv

Gözaltına alınan gazeteci Cengiz Erdinç, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Canlı yayında küfür eden Serdar Ortaç açıkladı: 2 şişe alkol, 10 tane ilaç içmiştim

Serdar Ortaç TikTok’a küfür etme nedenini açıkladı. Sinir krizi geçirdiğini öne süren Ortaç, “TikTok’u ben nasıl kapatacağım abi? Onu devlet...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Siyasete gireceğini söylemişti: Hakan Peker ilk hamlesini yaptı

Bir dönemin popüler şarkıcılarından Hakan Peker, siyasete gireceği yönündeki açıklamasının ardından ilk hamlesini yaptı. Safranbolu Belediye Başkanı olmak isteyen Peker,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

TV programında evinin yenilendiğini gören ev sahibi mahkemeye gitti

Kiracı olan diş hekimliği öğrencisi, bir TV programıyla görüşüp oturduğu evi baştan aşağı değiştirtti. Program TV’de yayınlanınca ev sahibi evdeki...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Demirören Medya Grubu hakkında yeni iddia: Yurtdışı ofisleri kapatıldı

Bir süredir küçülme haberleriyle gündeme gelen Demirören grubunda Brüksel, Washington ve Atina bürolarının kapatıldığı iddia edildi. Medyaspot’un haberine göre; bulundukları...

Gazete manşetleri1 yıl önce

1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can tutuklandı

Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma çerçevesinde 1 günlük yayın yönetmenliği yapan Celalettin Can’ın tutuklandığı bildirildi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

İddia: TRT, bikinili fotoğrafı sonrası Leyla Tanlar’ı diziden çıkardı

TRT’nin yeni dönem dizisi ‘Selahaddin Eyyubi’de yer alan Leyla Tanlar’ın sosyal medyada paylaştığı bikinili fotoğrafı sonrası kadrodan çıkarıldığı öne sürüldü....

Gazete manşetleri1 yıl önce

Gazeteci Gökhan Özbek gözaltına alındı

Gazeteci Gökhan Özbek, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak gözaltına alındığını duyurdu. 23 Derece haber sitesinin sahibi gazeteci Gökhan Özbek,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Oğuzhan Uğur ve Robot Sophia arasındaki diyalog sosyal medyada gündem oldu

Dünyada vatandaşlığa kabul edilen ilk robot olan Sophia, Oğuzhan Uğur’un sunduğu ‘Mevzular Açık Mikrofon’ programına katıldı. Programın tanıtım videosundaki diyaloglar,...

Gazete manşetleri1 yıl önce

TRT ABD’de vatandaşın parasını kimler için çarçur ediyor ?

ABD’de şirketleşen ‘TRT Amerika Inc’ Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun yaptığı harcamalar dudak uçuklatıyor. TRT-USA’ya her yıl milyonlarca dolar akıtılırken sadece...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Şebnem Paker müzik öğretmeni olarak Milas’a atandı

Eurovision Müzik Yarışması’nda üçüncülük elde eden Şebnem Paker, Milas’taki Kırcağız Ortaokulu’na müzik öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında İrlanda’nın Dublin kentinde...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları valla

Kibariye, sahneden Erdoğan çiftine seslendi: Götürdük malları vallahttps://t.co/izJ9wAIkwM pic.twitter.com/TGAenBaGxh — BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) August 24, 2023 AKP’nin 22. Kuruluş Yıldönümü...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Serdar Ortaç: Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda

Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, “Namaza başlayacağım ama zamanı değil, 60’larda” dedi. Ortaç ayrıca, köye yerleşeceğini ve son bir veda turnesi...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’den Ahmet Altan ve Osman Kavala mesajı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, sürgün temalı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hapse atılan gazeteci ve aydınlar arasında Ahmet Altan ve Osman...

Gazete manşetleri1 yıl önce

Ödül alan kadın gazeteciyi hedef alan Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden tepki

Bir radyo programında gazeteci Çağla Geniş’i hedef alan açıklamalar yapan Murat Karakaş’a İzmir Gazeteciler Cemiyet tepki gösterdi. Cemiyet tarafından yapılan...

Öne Çıkanlar

Copyright © 2019 Medyatrend. Tüm Hakları Saklıdır.