Gazete manşetleri
Nagehan Alçı’dan ‘dönüş’ yanıtı: Çetin Altan ve Taha Akyol da ‘dönmüş’ isimlerdir
İktidarın değişeceğini öngörünce AK Parti’yle arasına mesafe koymaya çabalamakla eleştirilen Nagehan Alçı, kendi tutumunu anlattığı yazısında Çetin Altan ve Taha Akyol’u örnek verdi.
Son günlerde AK Parti’ye yönelik eleştirileri nedeniyle ‘döneklik’le suçlanan Habertürk yazarı Nagehan Alçı, eleştirilere yanıt vermek için bugün kaleme aldığı yazısında ‘dönen’ diye ifade ettiği Çetin Altan ve Taha Akyol’un siyasi maceralarına atıfta bulundu. Kendisinin de ‘kalıcı’ olarak nitelediği bu iki isim gibi olduğunu ima eden Alçı, liberalizmin problemlerini gördükçe yeni tutumlar aldığını anlattı. ‘FETÖ’ye verdiği destek nedeniyle de eleştirilen Alçı, yazısında 2013’ten itibaren ‘FETÖ’yle’ çok sert bir mücadeleye girdiğini’ ileri sürerek “2013-16 arası Gülenizmin yanında duran demokrat bildiğimiz isimler büyük hata yaptılar” ifadesini kullandı.
Nagehan Alçı’nın yazısından bir bölüm şöyle:
Türk medya ve düşünce tarihinde benimsediği fikir ekolünü ve doktrini değiştiren, meşhur tabirle “dönen” çok sayıda yazar olmuştur.
Bunlardan tartışmasız en meşhuru Çetin Altan’dır. Çetin Altan’ın sosyalizmden kendince bir liberalizm yorumuna geçerek ateşli bir Özalist olması Türk basın ve fikir tarihini iyi bilenlerin malumudur.
Pek bilinmez ama merhum Altan, yazarlık hayatının başlarında yani 50’li yıllarda Kemalist çizgideydi. Mesela 50’lerde Altan’ın komünist şair Nazım Hikmet aleyhine Kemalist perspektiften yazılmış çok sert yazıları vardır. Nazım, milliyetçiliği reddettiği için Altan tarafından çok sert suçlanır. Emin Karaca’nın kitabında bunlar var.
Altan, 27 Mayıs 1960 ile beraber adım adım kimi Kemalistler gibi sosyalizme dönmüş ve TİP’in meşhur milletvekili olmuştur.
1970’lerin ikinci yarısından itibaren Çetin Altan’ın yine değiştiğini ve Türkiye’nin dışa açılması gerekliliği fikrine tutkuyla bağlanıp liberalizme kaydığını görüyoruz. O sebeple de Özal’ı hararetle desteklemiştir.
…
Entelektüel değişim meselesinde sağdan en meşhur örnek Taha Akyol’dur.
Taha Bey önce koyu bir Türk milliyetçisiydi. Hatta Türk-İslam ülkücülüğü çizgisindeydi. MHP’nin başyazarıydı. Sonra adım adım liberalizme doğru değişim yaşadı.
Marksistlerin Çetin Altan’ı suçladıkları gibi bu sefer de aşırı sağcılar Taha Akyol’u “dönek” olmakla itham ettiler. Akyol da Altan gibi Özal’ı hararetle destekledi.
Soldan Çetin Altan, sağdan ise Taha Akyol fikir çizgisi olarak bir yerden başka bir yere “dönmüş” isimlerdir.
Fakat şu asla unutulmamalı: Bir düşünce ekolünü benimseyen kişiler bir yerden başka yere yolculuk yapabilir. Hiçbir fikir ekolünü benimsemeyen ve bağlı bulunduğu medya patronunun ticari menfaatlerine veya politik liderin manevralarına bağlı olarak bir oraya bir buraya sürüklenen kişiler ise “dönek” dahi olamazlar. Çünkü onların benimsediği bir düşünce ekolü yoktur. Ne sosyalizmi, ne liberalizmi, ne milliyetçiliği, ne İslamcılığı bilirler hatta en kolayından sığınıverdikleri Atatürkçülüğü bile konjonktüre göre bırakıverirler.
Oramiral Özden Örnek’in oğlu Tolga Örnek, Atatürkçü gözüküp babası zor duruma düştüğünde merhum amirali tekmeleyen “Atatürkçü”leri anlatmıştı bir konuşmasında. Esas oportünist esas bukalemun bunlardır. Fikirleri yoktur, sadece menfaatleri vardır.
Türk basın tarihinde böyle çok örnek var ama şimdi isimlerini kimse hatırlamıyor.
…
Gelelim bana gelen tenkitlere… Ben bir liberal-demokratım. Aslında bu temel çizgim hiç değişmedi. Fakat liberalizmin problemleri üzerine daha çok düşünür oldum zamanla. Günümüz finans kapitalizminin yalanlarla dolu olduğunu görüyorum bugün. Bu noktada değişimimi de bu köşede yayınlanan “Liberalizmin büyük mağlubiyeti” başlıklı yazıda ifade ettim ama Türkiye için bu tartışmalar lüks kalıyor.
Liberal-demokrat perspektifle baktığımda dönemin askeri vesayet güçleriyle AK Parti ve özellikle Recep Tayyip Erdoğan arası mücadelede tarafsız kalmam mümkün değildi. Postalların tarafını tutmak kendime ihanet olurdu. Elbette askeri vesayetin tasfiyesi bağlamında Erdoğan’ın yanındaydım. Hala da Erdoğan olmasaydı bu ülkede generallerin vesayetinin bitmeyeceğine inanıyorum.
Zaten bana olan temel nefret bu dönemden ve bir de çözüm sürecini hararetle desteklememden kaynaklanıyor. Elbette o dönem bu doğru çizgideyken de hatalarım olmuştur. Ama benim kafama silah da dayasanız “Bu ülkede bir Ergenekon çetesi hiç yoktu, askeri vesayet yoktu” diyemem. Kürt meselesi yoktur diye bugün de diyemem. Hala ülkenin en yakıcı sorunu Kürt meselesi.
2013’ten sonra ise Kemalizm adına vesayeti ve darbeciliği meşru gören bu Ergenekon kafasının yerine Fetullahçılar geçmek istedi. Karşımıza Ergenekon vesayeti yerine sivil hükümeti devirmek isteyen bir FETÖ vesayeti gerçeği çıktı. O zaman da çok sert şekilde FETÖ ile mücadeleye başladım. Liberal-demokrat olmanın gereği buydu. 2013-16 arası Gülenizmin yanında duran demokrat bildiğimiz isimler büyük hata yaptılar.
O sebeple 2013’ten sonra AK Parti totaliter oldu ve ben de ayrıldım diyenleri haklı bulmuyorum. Bu, bilerek ya da bilmeyerek Fetullah Gülen’in arzuladığı çizgide olmak demekti ve bence büyük yanlıştı.
Nitekim ulusalcılar ile beraber hala bana en çok saldıranlar Fetullahçılar. Çünkü FETÖ ile 2013-16 arası çok ciddi mücadele etmiş bir yazarım. Tayyip Erdoğan gibi bir lider olmasaydı devletin içinden Gülenizmin tasfiyesi de asla mümkün olamazdı.
Bu düşüncem de nettir. Öte yandan tıpkı Ergenekon-Balyoz davalarında olduğu gibi FETÖ davalarında da çok büyük haksızlıklar yaşandı. Bu da bir hakikat.
Gazete manşetleri
Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol
Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.
Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.
Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.
‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’
Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.
Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.
‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.
Gazete manşetleri
Metin Uca trafik kazası geçirdi. Bir hafta yoğun bakımda tedavi görecek
Televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdi. Uca’nın sosyal medya hesabından “Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Yoğun Bakım İnme Merkezi’nde bir hafta boyunca tedavi altında olacağım… Pıhtıların eritilmesi ve tıkanıklığın giderilmesine çalışılacak.” açıklaması yapıldı.
Ünlü televizyon programcısı ve sunucusu Metin Uca trafik kazası geçirdiğini duyurdu.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Uca, şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili dostlarımız Bursa’da bir etkinlik için menajerim sevgili @kubrakb ile çıktığımız yolda Dilovası oksijen çıkışında kendimden geçmem sonucu ağaca vurarak durabildim. Hastanede ilk yapılan tetkikte boyun şah damarımın her ikisinin de tıkalı olduğu ve onun yarattığı durum nedeniyle kazanın ortaya çıktığını öğrendim.
Kartal Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Yoğun Bakım İnme Merkezi’nde bir hafta boyunca tedavi altında olacağım… Pıhtıların eritilmesi ve tıkanıklığın giderilmesine çalışılacak. İlginiz için teşekkürler. Hızla iyileşip aranıza döneceğim.”
Gazete manşetleri
Şarkıcı Banu Parlak serbest bırakıldı
Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şarkıcı ve sosyal medya fenomeni Banu Parlak, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı.
Kooperatif dolandırıcılığıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Banu Parlak, İstanbul’dan Trabzon’a gitmek üzere geldiği İstanbul Havalimanı girişindeki polis kontrol noktasında gözaltına alına alınmıştı. İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü’nde işlemleri biten Parlak, havalimanında bulunan Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne sevk edildi. Burada ifadesi alınan Banu Parlak serbest bırakıldı.
Banu Parlak son olarak Dilan Polat’ın tutuklanmasına ilişkin dalga geçtiği görüntülerle gündem olmuştu.
“BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE SORUMLULARI POLATLARDIR”
Banu Parlak, geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği paylaşımların ve sonrasında televizyon kanallarına çıkarak, “Başıma bir şey gelirse sorumlusu Dilan Polat ve Engin Polat’tır” demiştir.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Televizyon2 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Bülent Keneş: Keşke Deniz Feneri’ni daha fazla araştırsaymışım
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !