Analiz

Mavi Otobüs, Cüneyt Özdemir’i bitirdi

Kapatılan askeri okulların öğrencilerinin hazırladığı Mavi Otobüs adlı belgesel çalışma, 15 Temmuz’un yıl dönümünde gündeme damgasını vurdu.

İster AKP trolü, ister adil bir ve vicdani bir bakışa sahip olsun, belgesel izleyen herkesin nutku tutuldu.

Mavi Otobüs etki gücünü gerçeklerden, yani 15 Temmuz gecesi kurulan tezgahın boyutlarını bir nebze de ortaya dökmesinden alıyor.

Hem müebbet hapis cezası verilerek zindanlara atılan, hem de Boğaziçi Köprüsü’ne boğazları kesilerek şehit edilen askeri öğrencilerin ve erlerin yaşadığı mağduriyete ışık tutuyor.

Hukuka inanan insaf sahibi herkesin elini vicdanına koyup “adalet” diyerek haykırmasına vesile oluyor Mavi Otobüs.
Rahatsız olanlar ise ancak hakikate gözlerini kapamış troll zihniyetliler oluyor. Nedim Şener, Melih Altınok ve İsmail Saymaz gibiler mesela.

Söz konusu isimlerden bahsetmenin bir lüzumu yok. Bir isim daha var ki, bana hayli ilginç gelen bir çıkışı oldu.

Türkiye’de ahlaklı ve cesur gazeteciliğin zirve ismi rahmetli Mehmet Ali Birand’ın yanında yetişen Cüneyt Özdemir, Mavi Otobüs’le ilgili öyle sözler sarf etti ki, “pes” dedirtti.
Özdemir, videolu açıklamasında “Belgeseli izliyorsun, hüngür hüngür ağlıyorsun” deyip, sözü Nedim Şener’in yazdığı öğrencilerin de apaçık yalanladığı yazılarına getiriyor.

Öğrencilerin Gülen Hareketi üyesi olduğunu iddia edip askeri okullara hak etmeden girdiklerini ileri sürüyor. Baştan aşağı delilsiz troll zırvalarını tekrarlıyor.

“Öğrenciler Gülen Hareketine sempati duyuyorsa, tuzağa düşürülebilirler, linç edilebilirler” demeye getiriyor.
Cüneyt Özdemir’in 30 Mart 2014’e kadar nasıl yaptığını ve sonrasındaki baş dönmesini bilenler için hiç de şaşırtıcı değil bu hali.
Karakterini sergiliyor.
Benim asıl dikkatimi çeken sözleri bunlar değil.
Cüneyt Özdemir, öyle üzülmüş ki, AKP medyasına sitem ediyor. “Bu kadar basın var, medyanın yüzde 85’i hükümet kontrolünde. Yapsanıza abi, bin tane hikaye var orada. Niye yapmıyorsunuz? Niye yaptırmıyorsunuz?” diye soruyor.
AKP medyasını yönetenler, Cüneyt Özdemir kadar üzülmemiştir muhtemelen yaşadıkları çöküşe.
Özdemir, havuz medyasının elle tutulur bir şey üretememesine neden bu kadar üzülüyor?

Kahrolmuş, morali yerle bir olmuş. Yüzü asık ve mosmor. Neden?
Kendisi bilmiyor mu, Erdoğan’ın ve havuz medyasının 15 Temmuz’la ilgili bir şey yapmak istemediğini ve hatta mümkün olsa unutturmak istediğini?
Meclis Komisyonu’nun raporunu ortadan kaldıran zihniyet, aynı gerekçeyle, hangi niyetle olursa olsun 15 Temmuz’un kurcalanmasını istemiyor.
Çünkü troll zihniyetle dahi hazırlasalar, 15 Temmuz gecesi aslında ne olduğuna dair soruların gündeme gelmesine neden oluyorlar.
Bu yüzden geçiştirmek, klişe suçlamalarla savuşturmak derdindeler.
Erdoğan’ın Binali Yıldırım’a attığı “Bir daha 15 Temmuz’u kurcaladığını duymayacağım” şeklindeki fırçası, Cüneyt Özdemir’in aklını başına getirmeye yetmiyor mu?
Yetmez, çünkü o aklın, muhakeme etmeye, düşünmeye, sorgulamaya ve gerçekleri ortaya çıkarmaya niyeti yok.
Cüneyt Özdemir’in videosunda bir kısım daha var, o daha da feci.
Bir de hala kontrollü darbe diyenler var. Lan bırak (kahkaha)! Ne kontrollü darbe, ne diyorsun ya?” diyor Özdemir.
Ancak “kontrollü darbe” diyenlere çıkışırken ekrana bakamıyor, yüzü yere düşüyor. Utanıyor aslında ettiği sözden.
Doğru söylemediğini kendisi de biliyor. İnsanların gözlerinin içine baka baka “15 Temmuz gerçek bir darbe girişimidir”
diyemiyor.
“Lanlı lunlu” konuşup, videoda “yapsanıza abi” diyerek sitem ettiği abilerine bir nevi göz kırpıyor.
Cüneyt Özdemir, 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgali sırasında ABD birlikleri ile birlikte Bağdat’a girmiş ve bu yüzden “embedded” yani “iliştirilmiş gazeteci” ithamıyla yaftalanmıştı bazı kesimler tarafından.
O zaman gerçekten “iliştirilmiş” miydi, bilemem. Elimde veri yok.
Ama şu an şu çok açık ki, Cüneyt Özdemir buz gibi bir “embedded” yani “iliştirilmiş gazeteci”dir. Erdoğan’ın iliştirilmişlerinden sadece birisidir.
Ahmet Hakan, Soner Yalçın, Cem Küçük ve Nedim Şener ne ise Cüneyt Özdemir de odur.
İsmail Saymaz ise onların CHP medyasındaki ileri uç elemanı konumunda.
Daha çok üzüleceksin, hayıflanacaksın Cüneyt Özdemir.
Mavi Otobüs’te anlatılanlar, hakikatin binde biri bile değil.
Hakikat gün gibi ortaya çıktığında, yukarıda isimlerini saydığım yol arkadaşlarınla oturup “Keşke” diyeceksin ama iş işten çoktan geçti.
Mavi Otobüs’le ilgili videonu arşivinde iyi muhafaza et.
O günler geldiğinde, nasıl bir insan ve ne menem bir gazeteci olduğunu merak eden çocuklarına ve torunlarına, “gurur vesikan” olarak izletirsin.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Öne Çıkanlar

Exit mobile version