Gazete manşetleri
Eylül’de 60 gazeteci hakim karşısına çıktı; onlarcası polis şiddetine maruz kaldı
CHP’li Utku Çakırözer’in raporuna göre, adli yılın ilk ayında 60 gazeteci haber ve paylaşımları nedeniyle hakim karşısına çıkarken, polislerin haber takibindeki gazetecilere yönelik şiddet içeren engellemeleri ve sorumluların cezasız bırakılarak korunması da Eylül ayına damgasını vurdu. Öte yandan çok sayıda habere de engelleme kararı çıktı.
Üç aydır tatilde olan Meclis 1 Ekim’de açılırken, yeni yasama yılının gündeminin başına ‘sansür yasası’nın konması tepki çekti
Eylül ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıklayan CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ihlallerin çıkarılması planlanan yasayla daha da artacağına işaret etti.
Çakırözer’in raporuna göre, Eylül ayında Hazal Ocak, İpek Özbey, Alican Uludağ, Miyase İlknur, Barış Terkoğlu’nun da aralarında bulunduğu 60’dan fazla gazeteci hakim karşısına çıktı. Gazetecilere toplam 27 yıl 7 ay 19 gün hapis cezası verildi.
Eylül ayında farklı şehirlerindeki basın açıklamaları ve protestoları takip eden onlarca gazetecinin haber takibi polislerce şiddet kullanılarak engellendi. Gazeteciler tehdit ve darp ile karşı karşıya kalırken, haber takibi yapan bir gazeteciye de silah çekildi. 2 gazeteci ise gözaltına alındı.
CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in kamuoyu ile paylaştığı Eylül ayı Basın Özgürlüğü Raporu şöyle:
DARP, SORUŞTURMA, DAVA, CEZA…
• Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül yaptığı haber nedeniyle tutuklandı. Ramazan Dişarı hakkında tutuklama kararı verildi.
• Adliyelerde basın açıklamalarını takip eden DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ile gazeteci Elif Bayburt gözaltına alındı.
• Eylül ayında hakim karşısına çıkan Sadiye Eser, Sadık Topaloğlu, Rojda Oğuz, Hatice Şahin, Kadri Esen, Rabia Önver ve Nurcan Yalçın hapis cezasına çarptırıldı.
• Gazeteciler Can Dündar, Oktay Candemir, Ferhat Çelik, İdris Yayla hakkında yaptıkları haber ve paylaşımlar nedeniyle soruşturmalar, davalar açıldı.
• Eski milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş hakkında bir televizyon programındaki açıklamaları nedeniyle suç duyurusunda bulunuldu.
• İleri Haber Yayın Yönetmeni İzel Sezer ve yazarı Doğan Ergün hakkında 20 bin TL tazminat davası açıldı.
BARIŞ GÜNÜ’NDE POLİS ŞİDDETİ
• 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında İstanbul ve Van’da düzenlenen mitingleri takip eden gazeteciler polis tarafından şiddet kullanılarak engellendi. Van’daki 1 Eylül yürüyüşünü takip eden gazeteci Berivan Kutlu ile Zelal Tunç ölümle tehdit edildi. Polis gazeteci Elfazi Toral’a silah çekerken, gazeteci Mesut Bağcı yere yatırılarak darp edildi ve kamerası kırıldı.
• İstanbul Kadıköy’deki 1 Eylül eylemlerinde Bianet muhabiri Tuğçe Yılmaz sivil polis tarafından engellendi ve fiziki tacize uğradı.
• Beykoz Tokatköy’de ‘kentsel dönüşüm’ yıkımlarını ve tepkileri takip eden gazeteciler engellendi. Halk TV muhabiri Erdinç Yılmaz darp edilerek alandan uzaklaştırıldı.
• İran’da Mahsa Amini’nin ölümünü protesto etmek için Taksim’de düzenlene yürüyüşü takip eden basın mensuplarına da polis kalkanlarıyla müdahale edildi. Bir polis memuru gazeteci Emre Orman’ı ‘Seninle ayrıca görüşeceğiz’ diyerek tehdit etti.
YANGIN TAKİBİ BİLE YASAK
• Eylül ayında gazetecilerin adliyelerde haber takibinin de engellendiği gözlendi. Gözaltına alınan THK Üniversitesi eski Rektörü Ünsal Ban’ın adliyeye getirilişini fotoğraflayan gazetecilerin basın odası Gasp Büro Amiri tarafından basıldı. Gazeteciler ‘Fotoğrafları yayınlayamazsınız’ diye tehdit edildi.
• Cumartesi Anneleri’nin duruşmasının basın açıklamalarını takip eden gazeteciler Artı TV muhabiri Meral Danyıldız ve Medyascope muhabiri Edanur Tanış polis müdahalesiyle engellendi.
• Tutuklu yakınlarının Adalet Nöbeti eylemini takip eden gazeteci Doğan Kaynak şiddete maruz kaldı.
• Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir halı fabrikasında çıkan yangını takip eden İHA muhabiri Said Vakkas Yağcı 5 kişilik grup tarafından darp edildi. Gazetecilerin telefonları gasp edildi.
• Sivas’ta bir binada çıkan yangını takip eden DHA muhabiri Hüsnü Ümit Avcı ve Arife Defne Arslan polis müdahalesiyle engellendi.
• Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın basın toplantısında FOX TV muhabirininin soru sormasına bakan danışmanı müdahale etti.
ŞİDDET UYGULAYAN POLİS KORUNUYOR
• Eylül ayında gazetecilere polis müdahalelerindeki artışın yanı sıra, şiddet uygulayan emniyet güçlerinin cezasız kalması da dikkat çekti. Gezi Direnişinin 9. yıldönümü nedeniyle yapılan protesto eylemlerini takip eden gazetecilere şiddet uygulayan polisler hakkında İstanbul Valiliğince soruşturma izni verilmesi ve disiplin soruşturması açılmasına gerek olmadığı kararı verildi.
TELEVİZYONLARA CEZA, 50 YILLIK GAZETECİYE KART İPTALİ
• RTÜK’ün televizyon kanallarına cezaları Eylül ayında hız kesmedi. RTÜK, Halk TV’ye, beş kez program durdurma ve yüzde 5 para cezası verdi. Medya Mahallesi ve Sözüm Var programındaki değerlendirmeler nedeniyle de yine Halk TV’ye iki kez yüzde 3 para cezası verildi.
• Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 1975’ten bu yana basın kartı sahibi olan gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ın sürekli basın kartını iptal etti.
YOLSUZLUK, RÜŞVET HABERLERİ YİNE ENGELLENDİ
• İfade Özgürlüğü Derneği’nin web sitesindeki içerik engellemelerine ilişkin raporlarına göre Eylül ayında erişim engeli getirilen haberler arasında Bodrum Vogue Hotel ve Vogue Oteller sahibi hakkındaki tweetler ve haberler, Sedat Peker’in sermaye piyasası kurulu hakkındaki iddialarıyla ilgili haberler, Hürriyet Gazetesi’ne saldıran grupta yer alan AKP milletvekili hakkındaki haberler, TRT İzmir Radyo Müdürü hakkındaki haberler, TCDD’nin Yüksek Hızlı Tren ihalesindeki rüşvet iddiaları hakkındaki haberler başı çekti. Etkin Haber ve Kızılbayrak haber siteleri Eylül ayında da erişime engellendi. Derneğin web sitesindeki içeriklere de engelleme getirilirken, bazı içerikler de silindi
Gazete manşetleri
Kılıçdaroğlu’ndan Uğur Dündar’a zehir zemberek sözler
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Tarih onu affetmeyecek’ diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden kendisini eleştiren Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.
14-28 Mayıs Genel Seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’a kaybetti.
Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalif cephede tartışmalara neden oldu.
Kılıçdaroğlu’nu eleştiren isimlerden biri de Sözcü yazarı Uğur Dündar.
Uğur Dündar, katıldığı bir televizyon programında yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olması ile muhalefetin tarihi bir fırsatı kaçırdığını vurgulayarak “Tarih onu asla affetmeyecek” dedi.
Dündar ayrıca geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi gerektiğini, CHP’nin ve ‘Altılı Masa’nın başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun resti görmek yerine, kendi adaylığını dayattığını ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini’ kaleme aldı.
Kılıçdaroğlu, kendisini ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedef alan CHP yandaşı Sözcü yazarı Uğur Dündar’a ateş püskürdü.
Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar’a açık mektubumdur…
Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin “Bizim Uğur”u, TRT Genel Müdürü…
Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan’ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…
“Gün geçmiyor ki” cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; “İnadına mini etek, inadına dekolte” sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…
Sağlık skandalı haberi adı altında “Tesettür Faciası” başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük “fedakarlıklar” yapan, andıçların Uğur Dündar’ı…
“SİZİN ÇARKINIZ YİNE ‘ŞANLI ŞANLI’ DÖNER”
Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine “şanlı şanlı” döner Uğur Bey.
Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.
1960’lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…
İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…
Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.
Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!
Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6’lı masanın liderleri ile yaptık.
Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan’a da ağladık, Eren Bülbül’e de… Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de… Deniz Gezmiş’le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…
Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…
Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük…Pislikler döküldü yürüdük…
“SİYASİ RÜŞVET ALDINIZ” İMASINA SUSMAM!
Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için “Yakın o evi” dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.
Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.
Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!
Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.
Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.
Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.
Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6’lı masa bileşenlerine “siyasi rüşvet aldınız” imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!
“TARİH KİMİ AFFEDECEK, KİMİ AFFETMEYECEK?”
Sizin tabirinizle; “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu 70’li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey’in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir.” El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.
Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.
Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.”
Gazete manşetleri
Gazeteci Türkeş, Dilipak ailesinin İsrail’le ticari ilişkilerini deşifre etti
Yazar Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.
Gazeteci Muhammed Tayyar Türkeş, muhafazakar yazar Abdurrahman Dilipak hakkında ilginç bir iddiayı sosyal medya hesabından paylaştı.
15 Temmuz sonrası röportaj yaptığı Dilipak’ın kendisinden oğlu için bir ricada bulunduğunu belirten Türkeş, muhafazakar yazarın ailesinin İsrail’le olan ticari ilişkilerini de deşifre etti.
İddiaya göre Bursa TV’de yayınlanan röportaj sonrası Dilipak, Türkeş’ten oğlunun İsrailli ortakları ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde girdiği bir ihale konusunda yardım istedi.
Türkeş’in paylaşımı şöyle:
İŞİ İSRAİLLİ PARTNERİMLE YAPIYORUM
“Şimdi Dilipak..
15 Temmuz sonrası Abdurrahman Dilipak ile Bursa TV olarak evinde bir röportaj gerçekleştirdik.
Bu röportaj bitiminde Bursa’dan geldiğimizi bildiği için bize Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde oğlunun bir işinin olduğunu ve halle olması için yardım etmemi istedi.
Ve ertesi gün oğlu Taha ile Beylerbeyi Mado’da buluştuk.
Nasıl yardımcı olabileceğimi sorduğumda,
Bursa Büyükşehir belediyesine sanal şehir uygulaması için teklif verdiğini kamerayla tüm şehrin Sokak sokak adım adım dolaşılacağını kaydedeceklerini isterse insanların burada Bursa’ya gelmeden sanal ortamda gezebileceklerini anlattı.
Ben de kendisine Türkiye’de böyle bir teknolojinin olmadığını bu teknolojinin hangi ülke menşeili olduğunu sordum.
O da bana, “İsrailli bir ortağım var!
Bu teknoloji İsrail’e ait ben bu işi partnerim ile beraber yapıyorum” dedi.
“Bir bakacağım” diyerek yanından ayrıldım.
Bursa’ya döndüğümde ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki o dönem yetkili o işe bakan arkadaşla görüşerek aynen şu cümleleri söyledim. (Fehim)
“Bak” dedim “Bu Abdurrahman Dilipak Denen kişinin oğlunun kartı ve bu şirketin ortağı bir Yahudi eğer bu şirkete Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir iş verdiğinizi duyarsam canınızı okurum” diyerek elimden geleni yaptım.
Hikaye bu kadar..
Ne Dilipak, Ne de Elleri…”
https://x.com/tayyarturkes/status/1777640673275007384?s=46&t=36bb5QIaP8Zy2yh6yMBx_Q
Gazete manşetleri
Mustafa Sandal’dan Aleyna Tilki’ye tavsiye: Bırak dışarıyı, şarkılarına konsantre ol
Mustafa Sandal, Aleyna Tilki ve menajeri arasında yaşanan tartışma hakkında, “Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” dedi.
Mustafa Sandal, son dönemde Aleyna Tilki ile menajerinin arasında yaşanan tartışma hakkındaki konuştu. Sandal, “Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol” ifadesini kullandı.
Habertürk’ten Eren Gürel’in haberine göre, Tilki’ye tavsiyelerde bulunan Sandal, “Aleyna, çok özel bir yetenek. Zaman zaman her kariyerde zorlandığın anlar olabilir. İstemediğin yerlere sürüklendiğin anlar da olabilir. Bazı durumlarda bunları aşabilmek lazım. Kendi yeteneğine güveneceksin bence. Sen bırak dışarıyı, şarkılara, işine konsantre ol. Pozitif ol her zaman. Benim düşüncem bu yönde” dedi.
‘DAHA ÇOK HIRSLANIP, DAHA ÇOK İSTEMESİ LAZIM’
Sandal sözlerine, “Ben böyle bir zorbalığa maruz kaldıysam da umursamadım. Bana bile engel teşkil etmedi bu durumlar. Hep şarkılara konsantre oldum. Olmuşsa da teğet geçmiştir beni… Belki bizim için de haz etmeyenler olmuştur. Bunlar her zaman olacak, onun daha çok hırslanıp, daha çok istemesi lazım” diye devam etti.
Muhabirlerin, “Yılbaşı ve özel günlerde sahnede oluyorsunuz. Bir özel günü evde geçirmek ister misiniz?” sorusuna yanıt veren Sandal, “Bizim işimiz bu. Nasıl ki hemşire, doktor işinin başında oluyorsa biz de sahnede olmak zorundayız. Özel günlere benim bakış açım biraz farklı. Hayat ile olan ilişkim, sağlıklı olduğum her gün aslında özel gün. Çocuklarınla olduğun bir günde pozitif bir gün geçirebiliyorsan zaten özel gün diyebiliriz buna. Ben öyle bakmıyorum hayata yani… Hayata her adımımı attığım gün, her sabaha uyandığım gün özel bir gün aslında…” ifadelerini kullandı.
‘TAMAMEN NEGATİF ENERJİLERDEN ARINMIŞ BİR YIL OLSUN’
2023 yılını da değerlendiren Mustafa Sandal, “2024 ülkemize ve bütün dünyaya güzel enerjiler getirsin. Duyduğumuz abuk sabuk şeyler inşallah olmaz. Ben tamamen negatif enerjilerden arınmış bir yıl olsun istiyorum. 2023’te çok kötü günler yaşadık. Deprem canımızı çok yaktı. Birlikte kenetlenip, pozitif şeyler yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
AKP Cehaleti: TRT, Çanakkale Zaferi ile Sarıkamış’ı karıştırdı
-
Gazete manşetleri1 yıl önce
Aslı Erdoğan: Sesimizin Almanya’da ustalıkla kısıldığını düşünüyorum
-
Televizyon2 yıl önce
Can Ataklı: Normal bir ülke olsa Cevheri Güven’in anlattıklarıyla kıyamet kopardı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Aynur Doğan konser yasağına karşı sessizliğini bozdu
-
Analiz2 yıl önce
Cüneyt Özdemir’in Pelikan itirafları ve gazeteciliği: Herkes yesin, bulaşmıyorum
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Hande Fırat’ın eşi Ukrayna’yı işte böyle dolandırdı !
-
Gazete manşetleri2 yıl önce
Latif Şimşek istifa etti: Kalleş saldırıyı kınamadılar