Polemik

Basın meslek örgütleri Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasının birinci ayında eylem yaptı

Basın meslek örgütleri, Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasının birinci ayında, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde eylem yaptı. DİSK’e bağlı Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, “Biz, artık hapsedilen meslektaşlarımızın tutuklu kaldığı gün sayısını tutan bir sayaç olmak istemiyoruz. Gazetecilerin görevi, haber olmak değil, yönetenlerin baskısına karşı yönetilenlerin yanında olmaktır” dedi.

DİSK Basın-İş Sendikası, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu üyesi gazeteciler, Diyarbakır’da geçen ay tutuklanan 16 gazeteci için bugün Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde basın açıklama yaptı.

“Gazeteciliği savunuyoruz. Özgür basın susturulamaz” yazılı pankart açan gazeteciler, tutuklu gazetecilerin resimlerinin bulunduğu dövizler taşıyarak, “Özgür basın susturulamaz”, “Özgür basın, özgür ülke” ve “Baskılar basını yıldıramaz” sloganları attı. Açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi.

Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, Deutsche Welle (DW) ve Voice Of America (VOA) haber sitelerine Türkiye’de erişim engeli getirildiğini anımsattı. “Meslektaşlarımızla birlikte mesleğimiz de haber alma hakkı da tutsak” diyen Eren, şunları söyledi:

“Fotoğraf makineleri, bilgisayarları ya suç deliliymiş gibi el konuldu”
AKP ve MHP iktidarının sistematik baskı politikası, seçim atmosferinde daha da katmerlenecek. 16 Haziran’da 16 gazeteci arkadaşımızın tutuklanması bunun işaretlerinden biriydi. Meslektaşlarımıza, sorgularında, ‘Bu haberi niye yaptın’ diye soruldu. Fotoğraf makineleri, bilgisayarları ya suç deliliymiş gibi el konuldu ya da polis tarafından kullanılmaz hale getirilecek şekilde tahrip edildi. Gazetecilerden hırsını alamayan iktidar, gazetecilik ekipmanlarına bile tahammül gösteremedi.

“Gazetecilik suç değildir”
Gazeteciliği suç olarak gören bu zihniyet, gazetecileri hapsetmekten yılmadı. Biz de asıl suçluların onları hapsedenler olduğunu söylemekten yılmadık, yılmayacağız. Gazetecilik suç değildir. Suçlu arayanların adresi, gazetecileri hapsedenlerdir. Adliyeler basın mensupları için bir öğütme makinesi haline gelirken polis de sokağı gazeteciler için gittikçe daraltıyor, adeta bir mafya üyesiymiş gibi tehditler savuruyor, darp ediyor, işkence ediyor. Gazeteci hapsetmekte mahir olan iktidarın herhangi bir üyesi, ağzını ne zaman açsa cezaevinde gazetecilerin bulunmadığını söylüyor.

“Onları hapsedenler suçludur”
Hapiste tek bir gazeteci kalmayıncaya dek bu diyarlara özgürlük ve demokrasi gelmeyeceğini biliyoruz ve herkesi, başta Kürt basını olmak üzere gazetecilere ve gazeteciliğe yönelik baskılara karşı oluşan sessizlik duvarını yıkmak için ses çıkarmaya davet ediyoruz. Haber alma hakkınıza sahip çıkın istiyoruz. Biz, artık hapsedilen meslektaşlarımızın tutuklu kaldığı gün sayısını tutan bir sayaç olmak istemiyoruz. Gazetecilerin görevi, haber olmak değil, yönetenlerin baskısına karşı yönetilenlerin yanında olmaktır. Gazetecilerin yeri, hapishaneler değil sokaklardır. Meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Onlar suçlu değil, onları hapsedenler suçludur. Bizler, gazeteciliği ve gazetecileri savunmaya devam edeceğiz.”

Tutuklu gazetecilerin ismi okunarak “Burada” denilmesinin ardından eylem sona erdi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Öne Çıkanlar

Exit mobile version